Bankalar ciddi ve soğuk kurumlardır. Kullandıkları formal dil güvenilirliklerinin bir parçasıdır.
Denizbank’ın günlerdir ayrıntıları konuşulan dolandırıcılık skandalındaki açıklaması ise bu formal dilin dışında, bir bankadan duymaya pek alışık olmadığımız polemikçi, suçlayıcı bir üslupla yazılmış, hatta özel görüşmeleri ifşa eden, tape dökümlerine yer veren bir açıklama olarak bir ilk olabilir.
49.500 vuruşluk uzun açıklama bankanın dolandırıcılığı nasıl öğrendiğiyle başlıyor. Bu paragraftan öğrendiğimiz yeni bilgi dolandırıcılık olayının 2022 yılına kadar uzandığı.
Banka iddanemede yazdığı gibi bir işadamının bankaya gelip şikayet etmesiyle durumdan haberdar oluyor.
Peki bunun üzerine banka ne yapıyor. Yine açıklamadan okuyalım:
“Bankamız Teftiş Kurulu tarafından derhal incelemeye alınan konu, 7 Nisan 2023 Cuma günü saat 16:30 sularında Genel Müdürümüze aktarılmıştır. Tarafımıza gelen ilk bilgi üzerine öncelikle Seçil Erzan ile iletişime geçilmeye çalışılmış ancak kendisine Bankamızca bilinen iki telefon numarası üzerinden ulaşılamamıştır. Aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuş, olaya karışanların kamuoyunda futbol ve iş dünyasından şöhret isimler olması da göz önünde bulundurularak adı geçenlerin kişisel haklarının korunması amacıyla dosyada gizlilik talep edilmiş; Seçil Erzan’a hiçbir şekilde ulaşılamaması, ortada bir bankacılık suçu olma ihtimali de gözetilerek Seçil Erzan için yurt dışına çıkma yasağı talebinde bulunulmuştur. 7 Nisan Cuma günü ilerleyen saatlerde Genel Müdürümüz, yine spor dünyasından olan isimler tarafından aranmış ve görüşme talep edilmiştir.”
Yani bir anda aslında bir yıldır devam eden bir olay 7 Nisan günü patlak veriyor.
Önce bir işadamı banka şubesine gidiyor, ardından spor dünyasından isimler banka genel müdürünü arıyor.
Ama işadamıyla, furbolcular arasında iddianameye bakılırsa bir bağ yok. Neden hepsi şikayet için aynı günü seçmiş meçhul.
Ama daha tuhaf bir durum var.
Bankanın açıklamasına göre ilk işadamının şikayetinden sonra banka Seçil Erzan’a ulaşmaya çalışıyor ama ulaşamıyor. Yani eğer dolandırıcılık Seçil Erzan’ın şahsıyla sınırlıysa ortada dolandırıldığı bilinen tek kişi işadamı.
Ama banka savcılığa yaptığı suç duyurusunda şöyle deniyor: A”ynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuş, olaya karışanların kamuoyunda futbol ve iş dünyasından şöhret isimler olması da göz önünde bulundurularak adı geçenlerin kişisel haklarının korunması amacıyla dosyada gizlilik talep edilmiş.”
Peki, dolandırılanlar arasında futbol dünyasından isimler olduğunu nereden biliyor banka?
Çünkü yine açıklamaya göre futbol dünyasından isimlerin genel müdürü araması ilerleyen saatlerde oluyor.
Geçelim futbol dünyasından isimlerin genel müdür Hakan Ateş’e ziyareti için anlatılanlara.
Adları verilmeyen o isimler Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belezoğlu.
Bankanın açıklamasında genel müdürle yapılmış özel bir görüşmeden konuşmalar aktarılmış:
“8 Nisan Cumartesi sabahı spor dünyasından olan isimler Bankamızı ziyaret etmiş, kendileriyle Bankamız Hukuk, Operasyon, Teftiş Kurulu, İnsan Kaynakları birimlerinin yöneticileri, ilgili Bölge Müdürü ve Genel Müdürümüzün de katıldığı toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, spor dünyasından olan kişiler kendi eski hocalarının adıyla anılan bir fon olduğunu belirtip Seçil Erzan tarafından kandırıldıklarını ve önemli tutardaki paraları kendisine verdiklerini söylemişler, bir kağıda el yazısı ile yazılı alacaklı listesinin görüntüsünü vermişlerdir. Bankamız mağdur olduğunu beyan eden kişilerin isimlerini toplu olarak ilk kez böyle öğrenmiştir. Aynı toplantıda bulunan söz konusu teknik direktör de “… kızım gibi benimsediğim, evimize giren çıkan Seçil Erzan’ın bu yaptıklarını anlayamıyorum, kaybım olmakla beraber miktarını bilemiyorum.” gibi beyanlarda bulunmuştur. Bu paragrafta banka Fatih Terim’i resmi kaydı olmayan özel bir konuşmada söylediği sözler üzerinden hem Seçil Erzan’la ilişkilendiriyor hem de fona para yatırdığını söylüyor.
Yani banka ile Fatih Terim günlerdir medya üzerinden devam eden haber savaşları sonunda ilkkez karşı karşıya geliyor.
Bankanın ulaşamadığı şube müdürüne Arda Turan’ın ulaşması da ilginç.
Çünkü daha sonra ifadeye gelmesinden anlaşılıyor ki Seçil Erzan aslında bankasından kaçmıyor.
Peki ne fikrini değiştiriyor?
Burası da meçhul.