Uzmanlar her yüzde yüzlerce adet bu kurtçuklardan bulunduğuna inanıyor.
İnsan yüzündeki ve meme uçlarındaki kıl köklerinde yaşayan 0.3 milimetre boyutundaki 'Demodex folliculorum' isimli akarların şimdiye dek insanlarla, yalnızca onların fayda sağladığı tek yönlü bir parazitik ilişki içinde oldukları düşünülüyordu. Ancak yapılan yeni bir araştırmaya göre DNA'sı değişmeye başlayan Demodex folliculorumların vücudumuzdaki varlığının karşılıklı fayda sağlanan sembiyotik bir ilişki olduğu ortaya çıktı.
BBC News'in aktardığına göre; UV ışınlarından koruyan genlerini zaman içerisinde kaybeden ve bu sebeple geceleri faaliyet gösteren yüz akarları, insanlar uyurken cilt dokularına girip burada ürüyor ve yavruluyorlar.
İnsanların yüzde 90'ı, yüzlerindeki bu akarlarla birlikte yaşıyor. Genellikle doğum sonrasında anneden bebeğe geçen bu akarlar fark edilmeden uzun yıllar boyunca insanlarla birlikte varlıklarını sürdürebiliyor. Yalnızca yüksek sayıda üremeleri durumunda cildi kurutarak kızarıklık ve kaşıntı gibi rahatsızlıklara sebep olabiliyorlar.
Şimdiye dek bir anüse sahip olmadıkları için dışkılarını ölene dek vücutlarında biriktirerek, öldüklerinde deri iltihabına sebep olmakla suçlanan yüz akarlarının aslında anüse sahip oldukları iddia edildi.
'YÜZÜMÜZDEKİ GÖZENEKLERİN TIKANMAMASINI SAĞLIYORLAR'
Reading Üniversitesi, Valencia Üniversitesi, Viyana Üniversitesi ve San Juan Ulusal Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı ve Moleküler Biyoloji ve Evrim dergisinde yayınlanan araştırma makalesi, yüz akarlarının haksız yere cilt enfeksiyonuyla suçlandığını ortaya koydu.
Tıpkı yüz akarlarının insanlardan faydalandığı gibi, insanların da yüz akarlarından faydalandığına işaret eden San Juan Ulusal Üniversitesi'nden Dr Henk Braig, "Akarlar birçok şeyle suçlandılar. Ancak insanlarla uzun süredir devam eden birliktelikleri, yüzümüzdeki gözeneklerin tıkanmaması gibi basit ama önemli faydalı rollere sahip olabileceklerini düşündürebilir" diye konuştu.
Akarlar üzerinde yapılan ilk gen dizilimi çalışması özelliği taşıyan araştırma yüz akarlarının izole varlıkları ve kendi aralarındaki çiftleşmelerinin, gereksiz gen ve hücreleri zaman içerisinde kaybetmelerine ve yakında insan konaklarıyla bir bütün olmalarını sağlayacak daha basit organizmalar haline gelmelerine neden olduğunu ileri sürüyor.
Reading Üniversitesi'nde görev yapan biyolog Dr. Alejandra Perotti, "Bu akarların, insan cilt gözeneklerinin içerisinde korunaklı bir yaşama adapte olmalarından dolayı, diğer benzer türlere göre farklı bir vücut parçası genleri düzenine sahip olduğunu bulduk" dedi.
Perotti'ye göre 'akarların DNA'larındaki bu değişiklikler, bazı olağandışı vücut özellikleri ve davranışlarıyla sonuçlanırken', bu sonuçlar arasında yalnızca üç hücreli kaslardan oluşan küçük bacaklar geliştirmek de bulunuyor.
GÖZENEKLERİMİZDE ÇİFTLEŞİYORLAR
Hayvanların gün ışığıyla uyanmalarını sağlayan genden ve UV ışınlarına karşı korunmadan yoksun olan yüz akarları, bu sebeple kendi başlarına melatonin üretemiyor.
Bunun yerine büyümek için ihtiyaç duydukları melatonini, gece insan cildindeki gözeneklerden elde ediyorlar. Araştırmacıların 'gece boyunca çiftleşme' diye andıkları süreç, yüz akarlarının insan cildinde bulunan kıl kökleri ve gözeneklerin içerisine girerek burada beslenmeleri, çiftleşmeleri ve yavrulamaları anlamına geliyor.