İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile arasındaki gerginliğe de değinen Özdağ, “Soylu’yu görürsem vuracağım, haberi olsun” diye konuştu.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtlayan Özdağ, SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi ile anısını şöyle anlattı:
“SADAT'la ilgili bir şey anlatacağım: Ankara'dan İstanbul'a gitmek üzere VIP'te oturuyorum, otobüse çağrıldık, otobüs kalktı, yanımda koruma polisi arkadaşla dururken Adnan Tanrıverdi geldi, ‘Merhaba’ dedim, o da ‘Merhaba’ dedi, sonra ben ona ‘Siz Özel Harp'teyken orada ‘isyan bastırma' ile ilgili bir bölüm vardı, o bölümün başındaydınız, 15 Temmuz gecesi askeri birliklerin önüne çekilen otobüs, kamyon vs'yi siz mi organize ettiniz’ dedim. Gülümsedi, kabul ederek başını salladı, sonra sohbet devam etti ve ‘Aslında askeri birlikleri ele geçirmekle ilgili daha önceden sivil insanlarla bir çalışmamız da vardı, bunu haber almışlar ve askeri birliklerin siviller tarafından ele geçirilmesini engellemeye yönelik bazı eğitimler yapılmış’ dedi, ben de ‘Allah Allah çok ilginç’ dedim, sonra ‘Çalışmalar devam ediyor mu’ diye sordum, ‘Ediyor’ dedi, ‘Silahlı çalışmalar var mı acaba bunun içinde’ dedim, ‘Zırhlı birliklerin durdurulmasıyla ilgili çalışmalar var’ dedi, bazı şeyler anlattı bunları şu aşamada paylaşmak istemiyorum, uçakta ben 1-A'ya oturdum, o 1-F'ye oturdu, yerinden kalktı ve bana kartvizitini verdi ‘Cumhurbaşkanı Askeri Başdanışmanı’ yazıyor. O yerine oturduktan sonra ben de ayıp olmasın diye kalktım kendi kartımı ona verdim, karta baktı ve elini alnına götürerek ‘Aaa Ümit Özdağ’ diye bağırdı.”
“Beni AKP'li vekil sanıp açık konuştu”
“Beni bir AK Parti milletvekili zannederek bu kadar açık konuşmuş. Bu konuşmaları inkar ederse koruma polisi şahittir” diyen Özdağ, “Birliklerin önüne belediye kamyonlarının çekilmesini kendisi düzenlemiş ve öncesinde de birliklerin ele geçirilmesiyle ilgili siviller tarafından çalışmalar yapıldığını söyledi” diye konuştu.
“SADAT'a 50 bin lira ödedim lakin değdi”
2017'de SADAT'la ilgili bir bilimsel makale yazdığını ve maddi-manevi tazminat talebiyle mahkemeye verildiğini anlatan Özdağ, “Esasen şirketlerin manevi tazminatı olmaz lakin mahkeme maddi ve manevi tazminata hükmetti, üst mahkeme onayladı. 50 bin lira bunun için ödedim lakin doğrusu SADAT'ı üzmeye değdi diye düşünüyorum. Bu arada bütün mahkeme sürecinde söylediklerimin hepsi bizzat SADAT Başkanı tarafından, hem de videolarla doğrulanmış olmasına rağmen hakimler böyle bir karar aldılar, şaşırtıcı değil” diye konuştu.
“Türklerle Suriyelileri çatıştırma peşindeler”
“Suriye'nin kuzeyinden insanlar Türkiye'ye getirilirken Suriye'nin kuzeyine de bir PKKİSTAN yerleştiriliyor, Irak'ın kuzeyinde zaten bir Barzani bölgesi var, şimdi sıra Türkiye ve İran'da da birer bölgenin kurulmasına geldi. Türklerle Suriyelileri çatıştırıp biz onunla meşgulken Güneydoğu Anadolumuza PKKİSTAN'dan ve BARZANİSTAN'dan müdahale edip Türkiye'yi bir iç çatışmaya sürüklemeyi hedefliyorlar” görüşünü aktaran Özdağ, Suriyelilerin ülkelerine dönüşüyle ilgili tartışamlar hakkında da şöyle konuştu:
“Erdoğan 1 milyon Suriyeliyi Türkiye'nin kontrol ettiği bölgeye sadece seçimler sürecinde yerleştirmeyi hedefliyor, seçimden sonra dönecekler”
“Erdoğan 1 milyon Suriyeliyi Türkiye'nin kontrol ettiği bölgeye sadece seçimler sürecinde yerleştirmeyi hedefliyor, seçimden sonra dönecekler. Biz Esad'la görüşüp Suriyelilerin nereden geldilerse oraya dönmelerini sağlayacak anlaşmayı imzalamayı hedefliyoruz. İnsanlar döndükten sonra hak ihlalleri olmasın diye BM'nin gözetimini önereceğiz. Bugün Halep'te 500 bin insan yaşıyor, savaştan önce 6 milyondu, bunun 5.5 milyonu şimdi Türkiye'de. Erdoğan zaten geri yollamak istemiyor, Türk milli devletini bir ümmet devletine ve Türk milli kimliğini bir ümmet kimliğine dönüştürmeyi hedefliyor. Bu bir rüya lakin Türk milleti için bir kabusa dönüşecek. Çünkü bunun doğal sonucu Türkiye'de bir iç savaş başlaması olur.”
“Soylu'nun tehlikeli girişimler içerisinde olduğunu düşünüyorum”
Özdağ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimseye haber vermeden kapısına gittiği SADAT’ın iktidarla ilişkisine ilişkin de konuştu. SADAT üzerinden başlayan seçim güvenliğine ilişkin görüşlerini aktaran Özdağ, şöyle dedi:
“Ben bu konuda Süleyman Soylu'nun tehlikeli girişimler içerisinde olduğunu düşünüyorum ve Süleyman Soylu'yu bu girişimlerde bulunmaması için de basın toplantısıyla uyardım. SADAT siyasal bir yapı değildir, bir askeri şirkettir ve SADAT'ın kendiliğinden bir tehdidi olmaz. Ama SADAT eğer bir siyasi makam tarafından, iktidar tarafından bir görevle görevlendirilirse o zaman ortaya çıkacak durumun çok nahoş sonuçlar doğuracağı ortadadır. “
“Soylu’yu görürsem vuracağım, haberi olsun”
İçişleri Bakanlığı’nın önüne giderek Bakan Soylu’yu aşağıya çağıran Özdağ, “Süleyman'ı görseydim dövecektim, Bakanlığın önüne çıksaydı ona vuracaktım yani, onun için gittim oraya. Bir yerde görürsem yine kendisine vuracağım, haberi olsun” diye ifade etti.