Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Barış Atay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaşadığı tartışmanın ardından saldırıya uğradı. Gazeteci Deniz Zeyrek bugün kaleme aldığı yazısında, konu ile ilgili Bakan Soylu ile görüştüğünü belirterek, "Güvenlik güçlerinden de bir zanlının yakalandığını, üç zanlının da kimliklerinin tespit edildiğini, Atay'a saldırmadan önce iletişim kurup özellikle buluştuklarını öğrendim. Bu bilgiler, uyuşturucu başta olmak üzere sabıkaları oldukça kabarık olan şahısların, Atay'ı planlı bir şekilde, belki de öldürme kastıyla hedef aldığını gösteriyor." diye aktardı.
Zeyrek'in yazısının ilgili kısmı şöyle:
Daha önce birilerini eleştirdiler diye fiziki saldırıya uğrayan gazeteciler, siyasetçiler olmuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Çubuk'ta linç edilmeye çalışılmıştı. Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile sert bir polemik yaşayan TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, kuytu bir sokakta pusuya yatan barbar bir grubun hedefi oldu. Barış Atay, saldırıdan doğrudan Bakan Soylu'yu sorumlu tuttu. Olayın Soylu ile tartışmasından sonra yaşanması, Atay'ın böyle düşünmesi için yeterli. Eminim, birçok insan basit bir mantık yürüterek da bu bağlantıyı kurmuştur.
Soylu'nun bu iddiayı boşa çıkarmasının tek yolu var:
“Bir İçişleri Bakanı olarak bu saldırının peşini şahsen bırakmayıp, sorumluların yakalanıp adalete teslim edilmesini sağlamak.” Bakan Soylu'ya dün sordum. Yakından takip ettiğini söyledi. Güvenlik güçlerinden de bir zanlının yakalandığını, üç zanlının da kimliklerinin tespit edildiğini, Atay'a saldırmadan önce iletişim kurup özellikle buluştuklarını öğrendim. Bu bilgiler, uyuşturucu başta olmak üzere sabıkaları oldukça kabarık olan şahısların, Atay'ı planlı bir şekilde, belki de öldürme kastıyla hedef aldığını gösteriyor. Büyük ihtimalle “Bakanla tartışana saldırırsak başımıza bir şey gelmez, hatta sırtımız sıvazlanır” düşüncesiyle hareket etmişlerdir. Hal böyleyken, bir milletvekiline pervasızca saldıran bu şahıslar da Kılıçdaroğlu'na saldıranlar gibi karakoldan ya da adliyeden salıverilirlerse bu durum Atay'ın iddiasını haklı çıkarmakla kalmaz, suçluların “devlet nasıl olsa yanımda durur” kurgusunun doğru olduğunu kanıtlar. Vatandaşlarda ise “adalet” duygusu yerine “yargısız infaz” ve “cezasızlık” duygusunu besler. Kendisi istediği kadar aksini söylesin, fatura doğrudan Bakan Soylu'ya kesilir."