'Suriyelilere yönelik inanılmaz emek sömürüsü var, biriken öfke bizi de yakacak!'

'Suriyelilere yönelik inanılmaz emek sömürüsü var, biriken öfke bizi de yakacak!'

'Suriyelilere yönelik inanılmaz emek sömürüs... Türkiye'de şu an neredeyse her 100 kişiden 5'i mülteci. İstanbul'da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından düzenlenen ''Göçmen ve Mülteci Sağlığı Haberciliği Medya Çalıştayı'nda ele alındı. Çalıştayda, ''göçmenlik'...

Türkiye'de şu an neredeyse her 100 kişiden 5'i mülteci. İstanbul'da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından düzenlenen ''Göçmen ve Mülteci Sağlığı Haberciliği Medya Çalıştayı'nda ele alındı. Çalıştayda, ''göçmenlik' olgusunu yurtdışında yaşayan Türkler açısından inceleyen Prof. Murat Erdoğan, "Suriyeli göçmenlerle ilgili birçok önemli nokta var; kayıp kuşaklar var, inanılmaz bir emek sömürüsü var, insanlar arasında nefret yükseliyor ve bu nefret bizi de yakacak gibi bir yöne doğru gidiyor" dedi.

Sözcü'den Eser Akgül'ün sorularını yanıtlayan Türk-Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı ile Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürlüğü'nü yürüten Prof. Murat Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

6 YILDA 65 KAT ARTTI

– Türkiye ilk kez bu boyutta bir insani hareketlilik ile karşı karşıya kalıyor ve olayın boyutları fark ettiğimizden daha büyük. Suriyeliler gelmeden önce Türkiye'de uluslararası koruma altındaki toplam yabancı sayısı sadece 58 bindi. Bu sayı 6 senede 65 kat arttı.

– Bu çok büyük bir artış ve şükretmek lazım ki şu ana kadar olağanüstü bir sorunla karşılaşmadık. Bir toplum bu kadar insanı, bu kadar kısa sürede ülkelerine alacak ve hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edecek… Çok zor bir ihtimaldi bu. Dolayısıyla toplumun bu duruma tepki göstermesi kadar doğal bir şey olamaz.

– Mesela Suriyelilere soruyorsunuz “Türkiye'de sizi en çok memnun eden şey ne?'' diye, “Sağlık hizmetleri çok iyi'' diyorlar. Ama Türklere sorarsanız, özellikle de Suriyelilerin yoğun bulunduğu illerde, en çok bundan şikayet ediyorlar. Almanya'ya giden Türklere baktığımızda; onlar bir süre kaldıktan sonra dönmeyi düşündüler ama sonra da “Türkiye'de sağlık sistemi kötü durumda, en iyisi burada kalalım'' dediler. Tıpkı şimdi Suriyelilerin burada yaşadığı durum gibi.

TAHMİN EDİLEMEDİ

– Ensarlık, toplumun bir dayanışma anlayışı, duygusu olabilir ama bir devlet politikası olamaz. Devlet dediğimiz şey soğuk bir mekanizmadır. Bizde ise en soğuk olması gereken kurum, en duygusal tepkileri veriyor.

– Türkiye'nin Suriyeliler konusunda, şu an yaşadığımız durumu öngörmediği çok açık. Yani bir süre sonra bölgedeki sorunların biteceğini ve Suriyelilerin ülkelerine döneceğini sanıyorduk. Böyle düşünerek 3-4 seneyi kaybettik zaten. Şimdi aklımız başımıza geldi ve artık önlem almamız lazım. Ama yine de bugüne kadar hala stratejik bir kararlılık ortaya konulmadı.

– Suriyeli göçmenlerle ilgili birçok önemli nokta var; kayıp kuşaklar var, inanılmaz bir emek sömürüsü var, insanlar arasında nefret yükseliyor ve bu nefret bizi de yakacak gibi bir yöne doğru gidiyor. Dolayısıyla Suriyeliler konusundaki sürecin iyi yönetilmesi çok önemli. Ama yönetilmezse Türkiye'de dalga dalga ırkçı bir milliyetçilik anlayışına doğru gideceğiz.

'MİNNET DUYMAYACAKLAR'

– Çözümün birinci adımı, ''Suriyeliler ne olacak?' sorusuna cevap vermekti ki aslında bu kendiliğinden cevaplandı çünkü gitmeyecekleri kesinleşti. Ancak cevabı henüz ne devlet olarak ne de toplum olarak kabullenmiş durumda değiliz. Hükümet için zor bir şey bu, ama gerçeklerle yüzleşmezsek sadece günü kurtarmış oluruz. Günü kurtarma ise en pahalı ve en riskli yoldur.

– Eğitim, sağlık, barınma olmak üzere yaşama katılma ve üretme noktasında mekanizmaların nasıl oluşturulacağı konusuna yoğunlaşmalıyız. Ne yazık ki şu ana kadar Türkiye'ye gelen Suriyeli çocuklarda kayıp kuşak oluştu bile. Onlar savaşın bir parçası olmayan tamamen kurban olan, travmatik çocuklar. Burada ne okula gidebiliyorlar ne de çocukluklarını yaşayabiliyorlar. Üstelik birçoğu çocuk işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. İnanılmaz bir emek sömürüsüne alet ediliyorlar. Bu sömürünün ileride hangi sorunlara yol açabileceğinin, Suriyeli gençler arasında yükselen öfke birikmesinin farkında değiliz. Sanıyoruz ki ''Biz onlara kapımızı açtık ve ölene kadar bize minnettar kalacaklar'. Ne yazık ki böyle olmayacak.

'ONLARI DİNLEMELİYİZ'

– İkinci ve önemli bir nokta ise bu konuda yerel yönetimlere yetki ve mali kaynak aktarımının önemi karşımıza çıkıyor. Biz Ankara'da, İstanbul'da bunları konuşuyoruz ama asıl Şanlıurfa'da, Gaziantep'te yaşananlar ve yapılacaklar önemli.

– Üçüncüsü ise bu süreçlere mutlaka Suriyelileri de dahil etmemiz gerekiyor. Onların ne düşündüğünü, hissettiğini öğrenmemiz, sıkıntılarını dinlememiz ve anlamamız lazım.

– Dördüncü olarak toplum bilinçlendirilmeli ki mesela Almanya'daki Türkler için ne istiyorsak, buradaki Suriyeliler için de aynı şeyi isteyecek ilkesel seviyeye gelmemiz şart.

– Beşincisi Suriyelilerin varlığından rahatsız olsak da gelecekte huzur içinde nasıl yaşayacağımızın samimi arayışı içinde olmamız ve konuyu biraz siyasi alanın dışına taşımamız gerekiyor.

– Altıncısı ve belki de en önemlisi: Türk toplumunu bu konuda iyi bilgilendirmeli, talep ve endişelerini ciddiye almalı ve kaçınılması neredeyse artık imkansız olan ortak geleceğe hazırlamalıyız.

'SURİYELİLERİN GİTMEYECEĞİ KABULLENİLDİ'

– ''Suriyeliler Barometresi' araştırmamızın enteresan sonuçları var. Türkiye'de Suriyelilere yönelik toplumsal kabul düzeyi son derece yüksek olsa da bu kabullenme ''kerhen' bir kabullenme. Hatta buna ''tahammül' demek daha doğru olabilir.

– Türk toplumu Suriyelilere desteğe hazır ve elinden geleni yapıyor da. Ama birlikte bir geleceğe hiç sıcak bakmadığını da ortaya koyuyor. Türk toplumuna ''Suriyelilerle sizce kültürel olarak benzer miyiz?' sorusunu yöneltmiştik. 4 sene önce yüzde 70 oranında, ''benzer değiliz' cevabını aldık. 2017 araştırmamızda bu oran yüzde 80'e çıktı.

– Türk toplumu Suriyelilerin artık gitmeyeceğini istemese de kabullenmiş. O zaman “Suriyeliler nerede yaşamalı?'' diye sorduğumuzda, sadece yüzde 15 bizimle birlikte derken, toplumun yüzde 80'den fazlası kamplar, tampon bölgeler, inşa edilecek özel kentleri adres gösteriyor ya da ülkelerine geri gönderilmelerini istiyor.

'MÜLTECİLER HASTALIK GETİRMEZ'

– Uzmanlar Suriyelilerin getirdiği iddia edilen hastalıklarla ilgili olarak ise “mülteci hastalığı getirmez'' diyor. Ama o mültecinin şu an yaşadığı koşul, hastalıkların üremesine ve yayılmasına sebep olabilir. “Suriye'den özel bir bulaşıcı hastalık getirdiler mi?'' diye sorarsanız, Türkiye'de uzun zamandır görülmeyen çocuk felci, şark çıbanı gibi hastalıklar tekrar ortaya çıkmaya başladığına yönelik iddialar var. Ancak durum çok net değil. Ama başka bir örnek verelim; Türkler arasında bebek ölüm oranı binde 10 iken, Suriyelilerde bu oran binde 27'lerde. Bu durum Türkiye ortalamalarını da etkileyecektir.

– Artık yedinci senesinde bu konuyu çok daha ciddiye almak gerekmektedir. Konu artık sadece tek bir partinin konusu da değildir, bütün siyasetin ve bütün toplumun konusudur.

– Sadece kayıtlı Suriyelilerin sayısı ortalama bir Avrupa ülkesi büyüklüğündedir. Şu ana kadar toplum çok iyi bir dayanıklılık gösterdi, bürokrasi de elinden geleni ortaya koydu.

"'Suriyelilere yönelik inanılmaz emek sömürüsü var, biriken öfke bizi de yakacak!'" haberi, 06 Ocak 2018 tarihinde yazılmıştır. 06 Ocak 2018 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan 'Suriyelilere yönelik inanılmaz emek sömürüsü var, biriken öfke bizi de yakacak!' haberi 2018 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. 'Suriyelilere yönelik inanılmaz emek sömürüsü var, biriken öfke bizi de yakacak!' 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 17 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 00:28 2023'te Trafikteki araç sayısı 2,3 milyon arttığı gözlemlendi
  2. 00:26 Gözler BTK'da: X platformuna ceza yolda
  3. 00:22 iPhone 16'nın renkleri sızdırıldı: işte tüm renkleri
  4. 00:19 İsrail güvenlik sitelerinin siber saldırıya uğradı
  5. 00:17 Kuzey Kore'nin, Çin'den dijital teknoloji satın aldığı iddia edildi
  6. 00:13 Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy sıkılaştırılmış seferberlik yasasını imzaladığını açıkladı
  7. 00:12 Dünya Bankası'nın Türkiye için yeni CPF planı: 18 milyar dolarlık yatırım paketi
  8. 00:09 Avrupa Parlamentosu seçimleri ne zaman gerçekleşecek? İşte tüm detaylar
  9. 00:08 Erdoğan: "Sayın Özgür Özel'e kapımız açık, ele alacağımız konu başlıklarımız çok"
  10. 00:06 Cep telefonlarında geliştirilen erken uyarı sistemlerine tepki: 'Depremden daha fazla zarar verir'
  11. 00:04 Tarım sektöründe büyük bir iflas! Herkes iş arayışına girdi
  12. 00:04 UEFA Şampiyonlar Ligi'nde muhteşem bir gece yaşandı
  13. 00:04 Türkiye'de 16 mağazası bulunan sevilen kozmetik markası iflasın eşiğinde!
  14. 00:03 İsrail, İran'a nasıl karşılık verecek? İsrail basını açıkladı
  15. 00:01 AB, İran'a yönelik yaptırımları genişleteceğini açıkladı
  16. 00:00 Yeni virüs korkutuyor! Günde 3500 kişi ölüyor, ölümler artıyor
  17. 23:52 Karahan açıkladı: "Enflasyonla mücadele önceliğimizdir
  18. 23:22 Emeklilere kötü haber geldi! Çalışan emeklinin maaşından ek kesinti yapılacak
  19. 23:22 Ürdün ve Almanya'dan Ortak Açıklama: İsrail-İran Gerilimi Ele Alındı
  20. 23:17 İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, İsrail Başbakanı Netanyahu ile Gerginlikleri Görüştü
Politika Haberleri