TELE1 Şeriat Anayasası dosyasını açıyor: “Anayasa Kuran’ın hiçbir ayetine ters olmamalı”
TELE1 Şeriat Anayasası dosyasını açıyor: “An... Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM)'nin, düzenlediği “ULUSLARARASI ASSAM İSLÂM BİRLİĞİ KONGRELERİNİN” ...
Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM)'nin, düzenlediği “ULUSLARARASI ASSAM İSLÂM BİRLİĞİ KONGRELERİNİN” üçüncüsü, 19-20 ARALIK 2019 tarihinde İstanbul'da yapıldı. ASRİKA (Asya-Afrika) adı verilen ortak savunma sanayi üretimi temasının işlendiği belirtilen kongrede Kuran hükümlerine dayalı ortak Anayasa fikri de konuşuldu. Kongrede, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı ASSAM Başkanı Adnan Tanrıverdi'nin, 'Mehdi' çıkışı gündem oldu ancak önemli bir detay gözlerden kaçtı.
Kongrede İslam birliğinin tamamlanabilmesi için ASSAM'ın hazırladığı 'Model Anayasa'nın çizdiği yol haritası anlatıldı. Peki, ASAM'ın Anayasasında neler var yakından bir göz atalım.
YÖNETİM ŞEKLİ, BÖLGELİ ÜNİTER DEVLET VE İDARİ ÖZERKLİK İLKELERİNE GÖRE DÜZENLENMELİDİR
"Merkezi idare, yasama, yargı, iç güvenlik, dışa karşı savunma ve dış politika ile ilgili yetki ve sorumlulukları merkezi yönetimde tutarak, merkezi yönetimin dikkatini bu faaliyet alanları ve dış ilişkilere tahsis ederse, yürütmeyi de, denetimi için uygun tedbirleri aldığı mahalli idareler ile bölüşerek, özellikle bütçe yapma gelir ve giderinin kontrolünü seçilmiş mahalli organ ve makamlarca yapılmasını sağlarsa, hem üniter yapıyı muhafaza, hem de global ölçekte ve çağdaş bir yönetim ile ülkesinin güvenliğini ve milletinin refahını daha ekonomik, daha süratli ve daha kaliteli olarak sağlayabilir.
Erdoğan’ın başdanışmanının hayalindeki Anayasa: Forsa bir yıldız daha eklensin
Her makam kendine bağlı en fazla 10 unsuru sevk ve idare edebilir. Bu düşünülerek, Bölgesel yönetimler oluşturulmalıdır. Bu bölgesel yönetimlere de iller bağlanmalıdır. Yedi coğrafi bölgenin sınırları Bölgesel Yönetimlerin de sınırları olmalıdır. Etnik bölünme korkusu, etkin yönetim teşkilatlanmasına engel olmamalıdır. Adil yönetim, bölünmeyi değil, yeni katılımları sağlar. Korkularımızı atmalıyız. İdari özerklik ve bölgesel idarelerin, üniter yapıyı güçlendirici etki yapacağına kesin gözü ile bakılmalıdır.
ÜNİTER BÖLGELİ DEVLET İLKESİ
Anayasada Ülkemizin yönetim biçimi; Üniter, Bölgeli Devlet ilkesine uygun İdari yerinden yönetim modeli ile; Yasama ve Yargı yetkisi merkezi yönetimde, Yürütme yetkisinin bir kısmı bölge idarelerine, Bölge idareleri de kendi yürütme yetkisinin bir kısmını alt kademedeki mahalli idarelere aktarmış olarak, Merkezi Hükümetin bu yetkilerde arttırma ve eksiltme yetisi ile bölge ve alt mahalli idareleri denetleme yetkisini elinde bulundurduğu bir sistem olmalıdır."
LAİKLİK İLKESİ ANAYASADA YER ALMAMALIDIR
"Laiklik ilkesi; bu ilke anayasasında bulunan üç devletten biri olarak, Ülkemizin 1924 Anayasasına 1937 yılında girmiş; bu gün 200 'e yakın ülkeden sadece 21 'inin anayasasında bulunan; ama bizdeki uygulaması hiç bir ülkenin uygulamasına ve anayasaya koyma amacına benzemeyen, Ülkemizin dindarları başında Demokles'in kılıcı gibi sallanan bir Anayasal kuraldır.
Kimine göre din özgürlüğü, kimine göre din ile devlet işlerini birbirine karıştırmama kuralı, kimine göre inançların dışa vurulmamasının adı, kimine göre dinsizlik (ladinî), kimine göre de din düşmanlığıdır. Sonuçta kasıtlı olarak tanımı yapılmamış ve İslamî inancı toplum vicdanlarından söküp almak amacıyla, Anayasadaki “Dini İslâm” yerine getirilmiş yabancı bir kavramdır.
''ANAYASA KURAN'IN HİÇBİR AYETİNE TERS OLMAMALI"
"Laiklik ilkesi; bu ilke anayasasında bulunan üç devletten biri olarak, Ülkemizin 1924 Anayasasına 1937 yılında girmiş; bu gün 200 'e yakın ülkeden sadece 21 'inin anayasasında bulunan; ama bizdeki uygulaması hiç bir ülkenin uygulamasına ve anayasaya koyma amacına benzemeyen, Ülkemizin dindarları başında Demokles'in kılıcı gibi sallanan bir Anayasal kuraldır.
Yani, Anayasaya girdiği tarihten itibaren devletin resmi dini olmuştur. Bu dini (laikliği) benimsemeyen, inancını gönlüne bastıramıyorsa devlette tutunamamış, vatandaş ise devlet kapısına yaklaştırılmamıştır.
Temel insan haklarına aykırı, anti demokratik bir kuraldır. Yeni anayasada yer almamalıdır.
Bütün inançlar, devletin korumasında olmalıdır. İnançlar anayasa ve yasalarla korunmalı, müdahaleler yasalarla engellenmelidir.
Yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizde yeni yapılacak Anayasanın Hiçbir maddesi ve hükmü, Kur'an-ı Kerim'in hiç bir ayetine ters olmamalıdır. Bu hususun temini için, Meclis Yeni Anayasa Komisyonunun çalışmalarında, Diyanet İşleri Başkanlığından bir heyet de hazır bulunmalıdır. "
İDAM CEZASI KONULMALIDIR
"Yaşama hakkı kişinin temel hakkıdır. Bu hakkı koruma altına alabilmek için, tasarlayarak bir hayata kast etmek isteyeni, gerçekten caydıracak bir cezası olmalıdır. İnancımız, cezanın etkili olması, suç sayılan fiillerin işlenmesini önleyeceği; etkili olmaması da kişileri suça teşvik edeceği istikametindedir. Başka fiiller için konulmasa da taammüden insan öldüren kişilere ölüm cezası verilebilmelidir. Bu şekilde masum insanların öldürülmeleri önlenebilecektir. Ancak öldürülen kişinin ailesi tarafından katilin ölüm cezası farklı cezalara çevrilebilmelidir."
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI MSB'LIĞINA BAĞLANMALI VE TSK YENİDEN YAPILANDIRILMALIDIR
"1982 Anayasası; Milli güvenliğin sağlanmasında ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı Bakanlar Kurulunu sorunlu tutmakta; Bakanlar kurulunca teklif edilip Cumhurbaşkanınca atanmasını vaaz ettiği Genelkurmay Başkanının görev ve yetkilerinin kanunla düzenleneceğini; bu görev ve yetkilerinden dolayı da Başbakana karşı sorumlu olduğunu; Silahlı Kuvvetlerin Komutanı olduğunu; savaşta ise başkomutanlık görevini Cumhurbaşkanı namına yerine getireceğini ifade etmektedir. (Md.117)
Darbecilerin seçerek koyduğu ifadelerle, Genelkurmay Başkanlığı, sanki özerk bir Komutanlık haline getirilmiş, elinde bulundurduğu silahlı güç, sahip olduğu anayasal ve yasal yetkilerle, Devletin tepesinden alt organlarına kadar otorite tesis ederek, vesayetçi bir sistemin oluşmasına ve dolayısıyla darbe ve müdahalelere zemin hazırlanmıştır.
Darbe tehdidi altında, çok başlı yönetim, ülkenin gelişip yükselmesinde engeller çıkarmıştır. Anayasal ve yasal Kurullara yapılan müdahaleler, siyasi istikrarın, arkasından ekonomik istikrarın bozulmasına, müteakiben de anarşi ve kaosun gelmesine, bu durumda fiili askeri müdahale ve darbelere sebep olmuştur.
Bu nedenle, Genelkurmay Başkanlığı siyasi otoritenin kontrolüne sokulmalı, teşkilat bağlantıları yeni anayasada yeniden düzenlenmeli; Silahlı Kuvvetlerin çağdaş gerekler ve Ülkemizin uluslar arası etkinliğini arttıracak şekilde yeniden organize edilmelidir. Burada, barışta da, savaşta da, TSK 'nin sevk ve idaresinin, seçilmiş sivil irade tarafından yapılması sağlanmalıdır.
Ülkemizde, Başkanlık siteminin ihdas edilmesinin, bu meselenin halline de demokratik bir çözüm olacağı değerlendirilmelidir."
15 TEMMUZ'DAN SONRA TANRIVERDİ'NİN TALİMATIYLA GERÇEKLEŞTİ
İşte bu son maddede Türk ordusunun yeniden nasıl şekillendirildiğini de yaşayarak gördük. AKP’ye yakın siyasal İslamcı eski askerler tarafından kurulan özel güvenlik şirketi SADAT’ın başındaki isim olan emekli tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, 15 Temmuz sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve askeri okullardaki yeniden yapılanmanın kendisinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini ifade ettiği görüntüler ortaya çıktı.
15 Temmuz’dan önce Anayasa Komisyonu’na Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılandırmasıyla ilgili tespitlerin yer aldığı bir anayasa teklifi sunduklarını belirten Tanrıverdi, darbe girişiminden sonra bu teklifte sundukları her şeyin yerine getirildiğini belirtiyor.
Tanrıverdi, söz konusu görüntülerde şunları söylüyor:
"Sunduğumuz Anayasa teklifimizdeki Silahlı Kuvvetler'in yeniden yapılandırılması ile ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra kongreye girmiştir" ifadelerini kullanan Adnan Tanrıverdi, sözlerine şöyle devam ediyor: "Biz o zaman, Harp Okulları, Askeri Okulların tamamı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı dedik, bağlandı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın Genelkurmayla İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı. Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değişsin dedik, Askeri Yüksek Yargı kalksın dedik, o da gerçekleşti. Başkanlık sistemi gelsin dedik, o da geldi. Bu önermelerimizin tamamına yakını 15 Temmuz’dan sonraki yeniden yapılanmada gerçekleşti."
ASSAM ASDER ANAYASA TEKLİFİ
"TELE1 Şeriat Anayasası dosyasını açıyor: “Anayasa Kuran’ın hiçbir ayetine ters olmamalı”" haberi, 06 Ocak 2020 tarihinde yazılmıştır. Son Dakika kategorisi altında bulunan TELE1 Şeriat Anayasası dosyasını açıyor: “Anayasa Kuran’ın hiçbir ayetine ters olmamalı” haberi 2020 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. TELE1 Şeriat Anayasası dosyasını açıyor: “Anayasa Kuran’ın hiçbir ayetine ters olmamalı” 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Son Dakika konusunda 22 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.