Türkiye’de Kadın ve Çocuk Cinayetleri

Son bir yılda Türkiye’de kadın cinayetleri ve çocuklara yönelik şiddet artmaya devam etti. Resmi veriler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının raporlarına göre, durum endişe verici boyutlarda.

KADIN CINAYETLERININ ARTIŞI

2023 yılı boyunca Türkiye’de en az 424 kadın cinayete kurban gitti. Bu kadınların büyük kısmı, partnerleri, eşleri ya da eski sevgilileri tarafından öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporlarına göre cinayetlerin büyük bir kısmı, mağdurların kendi evlerinde ve tanıdıkları erkekler tarafından işlendi. Üstelik İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından şiddet vakalarının arttığına dair gözlemler yapıldı.

Sadece fiziksel şiddet değil, aynı zamanda birçok kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu ölümler, yeterince soruşturulmadığı için kadın dernekleri cezasızlık tehlikesine dikkat çekiyor. Çözüm olarak, sivil toplum kuruluşları İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar uygulanmasını ve kadınlara yönelik şiddete karşı daha etkili önlemler alınmasını talep ediyor.

ÇOCUK CINAYETLERI

Kadın cinayetlerinin yanı sıra, çocuklar da şiddetten nasibini alıyor. Son bir yıl içinde en az 18 kız çocuğunun erkekler tarafından öldürüldüğü bildirildi. Çocuk cinayetlerinde faillerin genellikle mağdurların tanıdıkları kişiler olması, olayların arka planında aile içi dinamiklerin yattığını gösteriyor. Çocuklara yönelik koruma sistemlerinin yetersizliği ve erken müdahale eksiklikleri, daha fazla can kaybına yol açıyor.

 

Türkiye’de kadın ve çocuk cinayetleri, toplumsal bir sorun olarak öncelik kazanmaya devam ediyor. Yasal reformların ve kamu farkındalığının artırılması, bu sorunun çözümü için hayati öneme sahip. Ancak İstanbul Sözleşmesi’nin geri getirilmesi gibi adımların atılmaması durumunda, şiddetin önlenmesi zorlaşabilir.

Bu makale, Türkiye’deki güncel durumun farkındalığını artırmayı ve toplumsal bir değişim çağrısı yapmayı amaçlıyor. Daha fazla bilgi için Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun aylık raporlarına ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın açıklamalarına göz atabilirsiniz.

 

İSTANBUL SÖZLEŞMESI: SON DURUM VE GELIŞMELER

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla 2011'de imzaya açılmış bir uluslararası sözleşmedir. Türkiye, 2021'de Cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden çekilmiş ve bu karar kamuoyunda büyük tartışmalara yol açmıştır.

Son dönemde İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş talepleri tekrar gündeme gelmiştir. Özellikle kadın hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları, Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadelede eksiklik yaşadığını ve sözleşmeden çekilmenin ciddi bir geri adım olduğunu savunmaktadır. Muhalefet partileri de sözleşmenin yeniden uygulanması gerektiğini sık sık dile getirmektedir. Örneğin, CHP Kadın Kolları, çeşitli siyasi parti temsilcileriyle görüşerek sözleşmeye dönülmesi çağrılarını yinelemektedir.

Hükümet kanadı ise İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin, kadına yönelik şiddetle mücadelede herhangi bir olumsuz etki yaratmadığını ve mevcut yasal düzenlemelerin (özellikle 6284 sayılı kanun) yeterli olduğunu vurgulamaktadır. Bununla birlikte, 2024'te yayımlanan yeni genelgelerle kadınlara yönelik şiddetle mücadele kapsamında bazı güncellemeler yapıldığı ifade edilmiştir.

Avrupa’da ise İstanbul Sözleşmesi’ne desteğin arttığı görülmektedir. Örneğin, bazı ülkeler bu sözleşmeyi temel alarak cinsel suçlarla ilgili daha kapsamlı yasalar yürürlüğe koymaktadır.

Daha fazla bilgiye ulaşmak için İstanbul Sözleşmesi’ne dair detaylı açıklamaları Amnesty International ve diğer kadın hakları platformlarında bulabilirsiniz.

 

Meclis gündeminde İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin tartışmalar halen devam ediyor. Muhalefet partileri, özellikle CHP, sözleşmenin yeniden yürürlüğe girmesi için çağrılarını sürdürüyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis'te sözleşmenin geri getirilmesi gerektiğini belirterek, bunun için tüm siyasi partilerle görüşmeler yaptıklarını ifade etti. Kadına yönelik şiddetin artması, muhalefeti bu konuda daha yoğun bir şekilde harekete geçirmiş durumda.

Öte yandan, feminist hareketler ve sivil toplum kuruluşları, sözleşmeden Cumhurbaşkanı kararı ile çekilmenin hukuka aykırı olduğunu savunarak geri dönüş talebini destekliyorlar. Özellikle EŞİK (Eşitlik İçin Kadın Girişimi), sözleşmeden çıkılmasının geçersiz olduğunu ve Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğunu vurguladı.

Hükümet tarafında ise 6284 sayılı kanun gibi mevcut düzenlemelerin yeterli olduğu ifade edilse de eleştiriler, İstanbul Sözleşmesi'nin toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetle mücadelede önemli bir dayanak noktası olduğunu belirtiyor. Muhalefet ve kadın örgütleri, sözleşmeye dönüş için kamuoyu baskısı yaratmaya çalışıyor ve bu konuda mücadele devam ediyor.