Varlık Fonu mu Darlık Fonu mu? Kim ne diyor?

Varlık Fonu mu Darlık Fonu mu? Kim ne diyor?

Varlık Fonu mu Darlık Fonu mu? Kim ne diyor? AKP iktidarı bütçe dışında milyarlarca liralık kurum ve kaynaklardan oluşan “Türkiye Varlık Fonu'' (TVF) adıyla bir anonim şirket oluşturdu. Fonun Meclis ve Sayıştay denetimi dışına çıkarılması, yönetim şekli ve amaçlanan...

AKP iktidarı bütçe dışında milyarlarca liralık kurum ve kaynaklardan oluşan “Türkiye Varlık Fonu'' (TVF) adıyla bir anonim şirket oluşturdu. Fonun Meclis ve Sayıştay denetimi dışına çıkarılması, yönetim şekli ve amaçlanan hedef hakkında çeşitli tartışmalar devam ediyor. 

Varlık Fonu'nu savunanlar, Refah-Yol döneminde uygulanan 'havuz' modelini örnek verirken, itiraz edenler ise fonun yapısı, yönetim şekli ve denetimsizlik konusunda itirazlarını yükseltiyor. 

İşte medyada Varlık Fonu hakkında, lehte ve aleyhte yazılan köşe yazılarından seçmeler:

İTİRAZ EDENLER VE MESAFELİ YAKLAŞANLAR

Çiğdem Toker (Cumhuriyet): Sıkıntılı bilançolar ilk hedef

Tabii kısa vadede öncelik bu olsa da orta-uzun vadeli hedefler bambaşka. 

Hangi teknik ve usulle olacağını bilmesek de kanunun yönetene açtığı sonsuz keyfi alan, tahminleri mümkün kılıyor. 11 kuruluşun, kanunlar dışı, denetime kapalı, özel yetkili TVF’ye devrinin, referandumda “evet''i garantileyecek çalışmalarla ilgisiz olacağını düşünen var mıdır? Yasanın verdiği imtiyazların yanı sıra, OHAL düzeninin, yapılacakların saklanması konusunda eşsiz bir imkân (!) sunduğu gözden kaçmamalı.

Sermayeden de alacağı destekle uzun vadede sahip olduğu sonsuz-sorumsuz kaynak toplama dağıtma yetkisiyle TVF, rejimi tahkime, ömrü uzatmaya hizmet amaçlı olarak da kurgulanmış görünüyor. 

Türkiye’nin kurumsal birikimini, doğasını, hiçbir yasal ve etik kurala tabi olmaksızın toplayıp dağıtan TVF’yi anlatmak isterken insanın aklına önce “çiftlik gibi'' ifadesi geliyor. 

Erdal Sağlam (Hürriyet):  Varlık fonu mu darlık fonu mu?

Varlık Fonu modeli, bütçe ve gelir fazlası olan ülkelerin, gelecek kuşaklarına kaynak transferi için kurdukları fonlar. Dolayısıyla adına uygun amaca sahipler. Türkiye ise hem cari açık hem bütçe açığı veren yani bırakın fazlayı büyük tasarruf açığı veren bir ülke. O nedenle Fonun sadece adı varlık. Bir arkadaşımın yaptığı benzetme ile “Bu varlık fonu değil darlık fonu''demek çok daha yerinde olabilir.

Taha Akyol (Hürriyet): Denetim nasıl olacak?

Bir hukukçu olarak asıl üzerinde durmak istediğim konu “denetim''meselesidir.

TVF, evet bir “anonim şirket''tir fakat “başbakanlığa bağlı''dır, kamu kuruluşudur.

Nitekim yöneticilerini başbakan atıyor.

Öyleyse niye Sayıştay denetimi yok?! Daha önce Sayıştay denetimine tabi olan kuruluşlar niye TVF’ye verilince bu denetimin dışına çıkarıldı?

İktidar, Nisan 2012’de Sayıştay’ın denetim ve raporlama yetkisini daraltan bir kanun çıkarmış, Anayasa Mahkemesi oybirliğiyle iptal etmişti. (Karar No: 2012/207)

Sayıştay denetiminin daraltılması, Meclis’in denetim yetkisinin daraltılması demekti. Meclis Sayıştay raporlarına bakarak denetim yapabilir çünkü.

Fatih Yaşlı (BirGün): Varlık Fonu ya da "Yeni Türkiye A.Ş"

Varlık Fonu denilen uygulamayla, “paralel maliye''nin yanına adeta bir de “paralel hazine'' ekleniyor. Devletin olanaklarıyla ve çok sayıda kamu kurumunun ve varlığının devriyle kurulan, piyasa koşullarında faaliyet gösterecek ama vergi ödemeyecek, Meclis ve Sayıştay denetimine tabi olmayan, yöneticileri başbakan tarafından atanacak devasa bir şirket, devasa bir holding Varlık Fonu.

Varlık Fonu ile birlikte devletin şirket gibi yönetilmesi hayalinin de ötesine geçilecek ve devletin kendisi bir şirket-devlet formuna bürünecek, şirketin tepesinde kâğıt üzerinde başbakan, fiilen ise “Reis'' bulunacak, yani “şirket-devlet'', “Reis-patron'' tarafından yönetilecek. Eğer referandumdan “evet'' çıkarsa, bu durum resmileşecek, çıkmazsa fiili durum devam edecek. “Evet'' çıkması durumunda bütçe yapma yetkisinin Cumhurbaşkanına ait olacağını da not edelim ki, ekonomi yönetiminin kime ve nereye bağlandığı daha net bir şekilde anlaşılsın.

Varlık Fonu, rejimin ekonomik ayağını teşkil edecek, hedeflerini ve yatırımlarını rejimin iç ve dış politikadaki hedeflerine uygun bir şekilde belirleyecek, kaynak ve rant dağıtımı buradan yapılacak. Örneğin, az önce söz ettiğimiz yap-işlet-devret modeline dayalı dev inşaat yatırımları buradan fonlanacak, fona devredilen kamu kurumları ve kamusal varlıklar sorgusuz sualsiz özelleştirme talanına açılabilecek. 

...

Kanunlarla değil kararnamelerle, Meclis’ten değil Saraydan yönetilen bir ülke hayali, maliyesini Sayıştay’ın, KHK’larını da kanunlarını da Anayasa Mahkemesi’nin denetleyemediği, dolayısıyla hem politik hem ekonomik olarak her türlü denetim mekanizmasının dışına çıkarılmış bir rejim hayali, tepedeki tek adamın kendi maliyesine, kendi hazinesine sahip olduğu bir rejim hayali…

İşte Varlık Fonu bu hayalin gerçekleşmesi için atılan en büyük adımlardan biri olma niteliğini taşıyor, devlet holdingleşip rejim bir şirket-devlete dönüşürken, Reis de adeta şahsi holdingine kavuşuyor, patronlaşıyor. Yalnızca siyaseten değil, ekonomik olarak da gücün hiçbir şekilde denetlenemeyen tek bir merkezde, tek bir adamda toplanarak yoğunlaştığı ama tam da bu nedenle giderek daha da kırılganlaştığı, risklere çok daha açık hale geldiği bir gidişat, doludizgin ilerliyor.

Şükran Soner (Cumhuriyet): Başkanlık uğruna devlet yutuluyor

Kaçınılmaz siyasal İslamcı sınır tanımaz ittifakları yüzünden ülkemizde laik Cumhuriyetin tehdit altında olmasındaki sorumlulukları da saklanamaz sonuçları ile ortalıkta. Seçimler süreçlerine gelince, çatışmacılık, cepheleşme, yandaşları kayırma, biat, sadaka, gereken durumlara göre cezalandırma; “havuç-sopa'' güncel siyasetleri için ise en azından seçim yatırımları babında çok ciddi kaynaklar gerek. Yetmez, seçim süreçlerinde kendi İktidarlarının ekonomik yıkımından halka ödetilecek bedelleri de çok iyi saklamak, ertelemek gerek... Çok çok acil, çok büyük kamu kaynakları gerek.

Ufuk Söylemez (Aydınlık): Bugün kamunun varlığına, yarın özel sektörün malına

Ülkenin ekonomik krizin eşiğine sürüklendiği, piyasaların durduğu, kredilerin donduğu, enflasyon ve işsizliğin çift haneye çıktığı, toplam dış borçların 420 milyar dolara yükseldiği, büyümenin tıkandığı, kredi notunun düşürüldüğü, böyle hassas bir ortamda yapılana Varlık Fonu değil adeta “Şaşkınlık'' Fonu adı verilebilir.

Bir kere gırtlağına kadar borçlu, milyarlarca dolar cari açık veren, dolarizasyonun hakim olduğu ekonomide bir Varlık Fonu kurulması trajikomik bir girişimdir. Varlık Fonu, adı üstünde artı değerin, birikimin, fazla olan gelirin varsa, cari işlemler fazlası veriyorsanız, büyük petrol-doğal gaz, maden, altın, bakır vb rezervlerine tekelden sahipseniz anlamı olan bir iştir.

Hayri Kozanoğlu (BirGün): Yangından mal kaçırma fonu

Şimdiden uyarıyoruz, Türkiye Varlık Fonu yeni yolsuzluk ve usulsüzlük kapıları açmaya adaydır. Şeffaflıktan ve kamu denetiminden uzak harcamalarla RTE ve şürekâsı için yeni bir böbürlenme fırsatı yaratacaktır. Türkiye’nin böyle plansız, programsız, başta emekçiler Türk halkının paralarıyla yeni maceralara atılmasının gereği yoktur. “G-20 ülkelerinden Ulusal Fonu bulamayan bir Türkiye var'' iddiası da külliyen yalandır. İnceleyenler ABD, İngiltere, Almanya ve Japonya’da bu tür bir fon bulunmadığını göreceklerdir.

Oğuz Oyan (SolPortal): Saray Holding A.Ş.

Sağ ve dinci sağ partiler, kamu kesimini bütçe kısıtlarına tâbi olmadan yönetmeye büyük bir heves duymaktadır. Başka açıdan bakılırsa, bütçe dışı ve denetimsiz fon düzenekleri olmadan ülkeyi yönetememekte veya öyle yönetmek kendilerine çekici gelmemektedir. Bu, hem bugünü kurtarmak için geleceğin kaynaklarını borçlanma üzerinden kullanmanın dayanılmaz cazibesidir, hem de rant dağıtma düzeneklerini kontrol altında tutarak partileşmeyi ve iktidarda kalmayı garantilemenin vasıtasıdır. (Türkiye'nin muhtemel en büyük holdingini yönetmenin kime ne kişisel zenginleşmeler vadedeceğini bugünden tam kestiremeyiz kuşkusuz)

YİNE DÜYUNU UMUMİYE Mİ?

Ulusal Varlık Fonları (Soverign Wealth Funds), döviz rezervleri yüksek olan cari işlemler fazlası veren ülkelerin bu birikimlerini değerlendirmek amacıyla oluşturulurlar. Türkçe tam karşılığı olmasa da, Bağımsız Varlık Fonları, Ulusal Yatırım Fonları, Devlet Refah Fonları vb. olarak da isimlendirilmektedir.

Varlık fonu kurulabilmesinin ilk ve en önemli koşulu “ekstra'' bir varlığınızın, döviz rezervinizin ve/veya büyük yer altı zenginliğinizin mevcudiyetidir.

Dünyada, en büyük Ulusal Varlık Fonları, petrol, doğal gaz ve maden zengini Ortadoğu ve Arap ülkeleri ile Norveç, Finlandiya, Çin gibi döviz rezervi fazlası bulunan ülkelere aittir.

Milli bütçe içindeki kurum ve kuruluşların bütçe dışına çıkarılarak, ülkenin 100 yıllık birikimi olan banka, işletme ve sanayi kuruluşlarını ve/veya birikimlerini veya bunların hisselerini rehin edecek, gelirlerini satacak, menkul kıymetleştirecek, haraç-mezat bir biçimde gerçek bir kontrol ve denetimden uzaklaştıracak, böyle bir keyfilik, potansiyel yolsuzluğa ve büyük şaibe iddialarına kapı aralar.

Sonra, Osmanlı hayranları bir de bakarlar ki, Türkiye Cumhuriyetini yeni bir “Düyunu Umumiye'' sürüklemişler.

Uğur Gürses (Hürriyet): Varlıkları rehin fonu

Türkiye’de kamunun ekonomi politikası, giderek bütçe bütünlüğünden uzaklaşıyor; şeffaflığını kaybeden şu üç kamusal kanada kayıyor; Bütçe, Varlık Fonu ve yatırımlardan oluşan koşullu yükümlülükler. Bütçe malum, yürütme ''izin verdiği kadar’ denetlenebiliyor. Varlık Fonu da öyle olacak. Köprü geçiş garantileri, şehir hastanelerine ödenecek kiralar  gibi, dev kamu yatırımlarından özel kesime taahhüt edilen ''koşullu yükümlüklerin’ ne olduğunu, ne kadar ise hiç bilmiyoruz.

Türkiye, giderek ''sandıkta çoğunluk oyu elde eden iktidarı elde eder, istediğini yapar; bilgi ve hesap vermez’ ülke olarak savruluyor. Ancak bu gidişle fatura ise halkın tamamına çıkacak.

Güngör Uras: (Milliyet) Hazinenin geliri azalacak

Hazine’nin belli parası, malı, mülkü Varlık Fonu’na devredilince, devlet parası, malı mülkü olmak özelliğini kaybediyor. Özel hukuk hükümlerine tabi bir fonun parası, malı, mülkü oluyor.

Basit anlatımla, Hazine’nin (devletin) varlığı ve geliri, Varlık Fonu’nun varlığı ve geliri haline geliyor.

Bütçe gelirlerinin bir bölümü devamlı olarak Varlık Fonu’nun geliri oluyor. Varlık Fonu’na devredilen paralar, mal, mülk ve bunların gelirleri, devlet kontrolü, denetimi dışına çıkıyor.

Varlık Fonu sahip olacağı parayı, malı mülkü, devlet parası, malı ve mülkü gibi belli sınırlamalara tabi olmadan belli denetime tabi olmadan değerlendirecek.

Bizde daha önceleri de (Turgut Özal döneminde) fon uygulamaları denenmişti. Ancak daha önceki uygulamalarda Hazine’nin belli gelirleri, belli amaçla kurulan fonlara devredilerek, harcama kolaylığı hedef alınıyordu.

Varlık Fonu, uygulamasında, sadece gelir değil, varlık da fona devrediliyor. Hazine’nin (devletin) varlığı olmaktan çıkıyor.

Devletin varlıklarının ve gelirlerinin fona devri bütçe birliği ilkesinin yaralanması demektir. Devletin tüm varlıklarının sahibi Hazine’dir. Varlıkların satışı halinde satış geliri bütçeye gelir olur. Varlıkların geliri bütçe geliridir. Varlıkların fona devriyle bütçe önemli büyüklükte varlık gelirinden yoksun kalır.

Murat Yetkin (Hürriyet): Şimdi Varlık Fonu. Ya sonra?

Hükümet kaynakları, benzeri fonların başka ülkelerde de olduğunu hamlesinin haklılığına kanıt olarak gösteriyor.

Gerçekten de Norveç'ten Birleşik Arap Emirliklerine kadar pek çok ülkede benzeri fonlar var.

Ama ciddi bir fark da var.

O ülkelerde eldeki değerin fazlası bu fonlara aktarılırken bizde mevcut, yani eldeki değerin tamamı fon kontrolüne veriliyor.

Dolayısıyla diğer çoğu fonda, değer fazlası fona aktarılarak ülke geleceğine fazladan miras bırakılması hedeflenirken, biz eldeki değeri daha fazla borç, evet belki daha düşük faiz umuduyla da olsa daha fazla borçlanmak amacıyla borç veremlere teminat olarak göstermeyi planlıyoruz.

Bu hamle Türkiye ekonomisinin gelinen noktada ne kadar dış yatırım ihtiyacı içinde olduğunu gösteriyor.

İki kredi derecelendirme kuruluşunun not kırması, dolar ve avronun Türk lirasına karşı aşırı değer kazanması, buna karşılık ihracatın o oranda artmaması, dış yatırımcıların 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal altında mahkemelerin ticari yönden aldığı kararlardan çekince duyması -artan terör eylemlerini hiç saymayalım- ve hem büyüme, hem enflasyon tahminlerinin daha 2017'nin ilk ayı biterken değiştirilmesi aslında yeterince göstergeydi.

Şimdi ülkenin değerli şirketleri, düşük faizli borç karşılığında teminat gösteriliyor.

Şimdi Varlık Fonu hamlesine umut bağlanmış görülüyor. İnsanın aklına "Ya sonra?" sorusu takılıyor.

Ya sonra?

Orhan Bursalı (Cumhuriyet) Türkiye’nin varlıklarını tüketme fonu!

Sanayi sektörünü yıldan yıla gerilettiği, GSMH içindeki payını yüzde 23’lerden 15’e düşürdüğü için, gelir getirici büyük ekonomik değerler yaratamıyor. 
Tüketimi kamçılayarak ekonomik canlılık yaratmaktan başka bildikleri bir şey yok. 
Ekonomi 57 milyar liralık vergisini ödeyemiyor. Taksitlendirme habire gündemde! 
Eeee, neyle zenginlik havası basacak? Varlık Fonu ile! 
Peki, sonra?

***

Bence Osmanlının torununun torununun torununun torununu da Varlık Fonu’na katmakta yarar var. 
Ne de olsa bir Osmanlı mirası bize… 
Antik pazarda değeri yüksektir.

Candaş Tolga Işık (Posta): Ne işe yarayacak Varlık Fonu?

İhtiyaç duyulduğunda piyasaları fonlayarak ekonominin dışarıdan manipüle edilmesine, her isteyenin istediğinde Türkiye’de ekonomik kriz çıkarmasına engel olacak.

Ama herkesin merak ettiği bir şey var: Varlık Fonu’na devredilen şirketlerin hazineye katkısı 5 milyar lira.

Bu eksilen 5 milyar liranın yeri neyle, nasıl doldurulacak?

Varlık Fonu Sayıştay denetiminden muaf. Kamu ihale denetim mekanizmasından muaf. Sermaye piyasalarının kontrolünden muaf. Devlet memurları mevzuatından muaf.

Peki, hal böyleyken ülkenin en değerli şirketlerinin yönetimi nasıl denetlenecek?

Türkiye’nin milli menfaatlerinin korunmasına, ekonominin operasyonlardan korunaklı hale getirilmesine kimsenin bir itirazı yok. Ancak başta muhalefet olmak üzere kamuoyu bu sorulara cevap bekliyor.

FONU SAVUNANLAR

Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem (Milliyet): Sessiz Devrim: Türkiye Varlık Fonu

Varlık Fonu’nu biz geleneksel bir anlayışla kurmadık ve öyle de yola devam etmeyeceğiz. TVF, klasik bir istikrar fonu ya da tasarruf fonu değildir. Bu ikisini de barındıran ama bunları aşan yeni bir adımdır. Türkiye, Varlık Fonu ile birlikte, ulusal kaynaklarını, birikimlerini menkul kıymetleştirerek, bu kaynakların, birikimlerin sahibine -yani millete- verecektir ki Varlık Fonu’nun temel kaynağı ve mantığı bu olacaktır. Türkiye bu fonla, tasarrufların yatırımlara dönüştürme mekanizmasını bir bakıma millileştirmiş olacaktır.

Böylece, çok büyük ve ekonomide dışsallık oluşturacak yatırımlar için bütçe ve yap-işlet-devret modeli dışında etkin ve kontrollü bir yeni finansman modeli geliştirmiş olacağız. Öte yandan, bir sabah kalktığımızda THY ya da Halk Bank’ın, Ziraat Bankası’nın hisselerini hiç bilmediğimiz, bir yabancı fonun almak üzere olduğunu artık haber diye dinlemeyeceğiz.

Bu dönemde, aklı başında hiçbir ülke, stratejik varlıklarını yok pahasına özel tekellere blok satmaz. Çünkü böyle dönemlerde hiçbir fiyat, uygun fiyat değildir. İkincisi, stratejik ve sosyal etkisi olan kamu tekellerinin blok satışı -yani özel tekellere devri- hem ülkenin ekonomik çıkarlarına hem de piyasa ekonomisine aykırıdır.

Bu varlıkları alacak bir özel tekel, şu sıralar Vichy Fransa’sındaki işbirlikçi tekeller gibi davranırsa ortada Türkiye diye bir ülke olur mu?

Artık Türkiye’nin stratejik kamu varlıkları blok satılamaz, satılırsa sonuçları ağır olur. Örneğin, İGDAŞ’ı alan bir özel tekel İstanbul’da seçimi istediğine kazandırır, istediğine kaybettirir. Bunun için İGDAŞ, yönetimi kamuda olmak üzere, halka arz edilebilir. Bu da ancak TVF ile olur. Bu, hem piyasa ekonomisi -tüketici- için daha sağlıklı ve rekabetçi, rasyonel adımdır hem de kamu ve ülke menfaati için uygundur.

Öte yandan, TVF’yi denetleyecek olan millettir. Ancak TVF’nin etkin ve verimli olması için uluslararası denetim ve en üst düzeyde şeffaflık şarttır. TVF, denetlenebilir bir mekanizma olmazsa zaten bir gün bile ayakta kalamaz. Bu açıdan TVF’nin denetim mekanizmalarına sahip olmadığı çok kötü bir propagandadır.

Şeref Oğuz (Sabah): Yeni Türkiye'nin varoluş fonu

Şu anda Türkiye'nin en büyük finansal gücünü elinde tutması açısından Mehmet Bostan, Yeni Türkiye'nin yol haritasında hayati roller üstlenecek gibi görünüyor. Öncelikleri ve uygulama detayları yakında kamuoyu ile paylaşıldıkça Türkiye Varlık Fonu ile ülkenin yarınına dair daha cesur öngörülerde bulunabileceğiz.
Bugün Hükümet, ekonomiyi canlandırmak, piyasaları rahatlatmak, istihdamı genişletmek ve büyümeyi hızlandırmak için projeler açıklarken, bitiş tarihi de verebiliyorsa, Türkiye Varlık Fonu gibi kaynakları hazır ettiğindendir.

Mehmet Şeker (Yeni Şafak): Size hangi fon uyar?

Nereden biliyorum Türkiye Varlık Fonu'na itiraz geleceğini?

Bu da sır değil.

Bilmek maharet gerektirmez.

Herkes bilir.

Ekonomiyi canlandıracaksa…

Kayıp ve kaçakları azaltacaksa…

Memlekete faydası olacaksa…

Malûm çevreden itiraz kaçınılmaz.

Merkel'in Türkiye ziyaretini bile aynı açıdan değerlendiren ve destek anlamı taşıyacağını düşünerek karşı çıkan bir zihniyetten başka ne beklenir?

Ayrıca o güdük kafa, varlıkta değil, yoklukta birleşmeyi bilir.

O fonun adı Yokluk Fonu olsaydı, o zaman nasıl ağızlar kulaklara varırdı.

Hiç şüpheniz olmasın.

"Varlık Fonu mu Darlık Fonu mu? Kim ne diyor?" haberi, 07 Şubat 2017 tarihinde yazılmıştır. 07 Şubat 2017 tarihinde de güncellenmiştir. Ekonomi kategorisi altında bulunan Varlık Fonu mu Darlık Fonu mu? Kim ne diyor? haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Varlık Fonu mu Darlık Fonu mu? Kim ne diyor? 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Ekonomi konusunda 26 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 23:19 Okan Buruk'tan derbi açıklaması geldi!
  2. 23:04 Safiye Soyman-Faik Öztürk çiftinden kötü haber geldi! Faik Öztürk felç geçirdi!
  3. 22:09 Galatasaray, Adana'dan 3 puanla ayrılıyor!
  4. 22:02 Cinsel Organına Salatalık Sıkışan Kolombiyalı Pes Dedirtti!
  5. 21:38 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'tan Tarihi Görüşme! Romanya Cumhurbaşkanı Lohannis Buluşması!
  6. 21:35 Altın Yatırımcıları Dikkat! Dünya Bankası'ndan Altın Fiyatları Hakkında Son Dakika Tahmini!
  7. 21:34 Gonca Vuslateri'nin Mutluluğu Taçlandı! Kızını Kucağına Aldı!
  8. 21:28 Pendikspor - Kayserispor maçında hakem değişikliği!
  9. 21:19 Kanser tedavisi gördüğü açıklanmıştı! Kral Charles Geliyor!
  10. 21:18 ATV'de Final Şoku! En Çok Sevilen Dizi Yayından Kaldırıldı!
  11. 21:15 Real Madrid O Gerçeği Açıkladı! Arda Güler 11'de!
  12. 21:09 CHP'li Akay'dan Mehmet Şimşek'e Sert Tasarruf Eleştirisi: "CHP Yapınca Mı Aklınıza Geldi?"
  13. 21:08 Bankalarda Devrim! 24 Yıllık Dolar Talimatında Değişiklik Yapıldı
  14. 21:08 Araba Hayalleri Yerle Bir! Türkiye'de Fiyatlar Durdurulamaz Hale Geldi!
  15. 21:00 Hem Şık Hem de Uygun: 2023 Egea Cross'un Yeni Fiyatları ve Özellikleri
  16. 20:36 Dış Kapıya Tuz Serpmenin Gizemli Faydaları! Atalarımızın Bilgeliği Gün Işığına Çıkıyor!
  17. 20:35 Böcek Isırıklarının Kabusu Bitti! Bu Doğal İlaçları Deneyin
  18. 20:35 Altın Sahiplerinin Dikkatine: Bakan Mehmet Şimşek Resmen Açıkladı!
  19. 20:34 Ruslar Türkiye'ye Veda Ediyor: 50 Bin Kişi Ülkeyi Neden Terk Etti?
  20. 18:53 Korhan Berzeg için arama çalışmasında gelişme: Dere yatağında bir kanıt daha bulundu
Ekonomi Haberleri