Ali Rıza Özkan
Ali Rıza Özkan - Çağrı filminin yönetmenini kim öldürdü?

Çağrı filminin yönetmenini kim öldürdü?

Ürdünün başkenti Ammanda en tanınmış 3 otelde ardı ardına bombalar patladığında tarih 9 Kasım 2005i gösteriyordu. Ölen 60 kişinin 34ü Filistinli idi. 115 yaralının da ezici çoğunluğu Müslümandı. Saldırıları o sıralar adını Irak El Kaide Örgütü üstlendi.

Irak El Kaide örgütünün lideri Ebu Mushaf El Zerkavi Usame Bin Ladinin en yakın arkadaşı olarak biliniyordu. Asıl adı Ahmet Nazzal El Kalayla olan bu terörist Ürdünün Zarka kentinde dünyaya gelmişti. ABDye karşı açtıklarını iddia ettikleri cihadın neredeyse tüm kurbanlarının İslâm dünyasından ve çoğu kez çatışmalarla hiç ilgisi olmayan masum insanlar olması El Zerkavinin vicdanını sızlattı mı, sanmam.

Ama, Ammanda 3 otele aynı anda düzenlenen bombalı saldırılarda ölen insanlar arasında birisi vardı ki, sadece onun öldürülüşü bile, ülkelerimizi yangın yerine çeviren bu teröristlerin İslâm ve halk düşmanı olduklarını apaçık gösteriyordu. Dünya sinema tarihi içinde tartışmasız saygın bir yere sahip büyük yönetmen ve yapımcı Mustafa Akkad da kızıyla birlikte, bombalı saldırıların 3 hedefinden bir tanesi olan Grand Hyatt otelin lobisinde, çok yakın dostlarının düğünü için bulunmaktaydı. Kızı Rima Akkad Monla olay yerinde öldü. Mustafa Akkad ise ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede 11 Kasım 2005de hayata gözlerini yumdu.

Şen olasın Halep şehri!

Mustafa Akkad 1 Temmuz 1930da Suriyenin Halep şehrinde doğdu. Halep Amerikan Kolejini bitirdiğinde, sinema sanatına ilgisi nedeniyle 19 yaşında ABDye gitti. Önce Los Angeles Kaliforniye Üniversitesinde (UCLA) öğrenim gördü. Yüksek lisansını ise Güney Kaliforniya Üniversitesinde (University of Southern California) tamamladı.

USCde eğitim veren ünlü yönetmen Sam Peckinpah ile tanışması ve dostluğunu kazanması sinema dünyasında kapıları açmasına yardımcı oldu. Akkad 1962de Ride the High Country filminde yapım asistanı olarak başlayarak pek çok Peckinpah filminde çeşitli mevkilerde bulundu. Akkad uzun süre CBS televizyonunda yapımcı olarak çalıştı.

Yollar Romada birleşti!

Mustafa Akkadın sinemaya yapımcı olarak girmesi uzun süren bir planlamanın eseridir. Sergey Bondarçukun yönetmenliğini yağtığı unutulmaz Waterloo filminin senaristi H.A.L. Craig ile Romada tanışması dünya sinemasına kazandırdığı ve İslâm tarihinin en önemli sinemafografik eseri olan Çağrı filmine başlaması için kıvılcımı ateşlemişti. Asıl adı Allahın Elçisi Muhammed olan filmde Anthony Quinn Hz. Hamzayı oynamıştı.

Mustafa Akkad İslâmın ortaya çıkışını filme aktaracağını açıkladığı andan itibaren, korkuya kapılan devletlüler film hakkında karalama kampanyasına başladılar. H.A.L. Craig filmin senaryosunu Arap dünyasının tanınmış 4 yazarı ile birlikte yazıyordu. Filmin yapımcıları İslâmı tüm dünyaya olumlu olarak göstermek gayreti içerisindeydiler… ne gam! Suud ve Katar, Kuveyt gibi kendi halkının tüm varlığını ve kaynaklarını sömürerek zulmünü sürdüren iktidarlar fetvayı vermişti, filmin yapımı neye mal olursa olsun, engellenecekti!

Çağrıyı İslâm dünyası sahiplendi!

Elbette, başaramadılar! Arap dünyasında senaryoyu okuyan herkes, Akkadın kötü bir niyet taşımadığını, aksine İslâma hizmet ettiğine kanaat getirdi. Mısırda El Ezher, Libya hükümeti, Fas hükümeti desteklerini resmen açıkladılar. Yıllar sonra kendilerine Müslüman görüntüsü veren teröristlerin alçakça katlettiği Muammer Kaddafi Çağrı filminin Libyada çekilmesi için Mekke ve Medine kentlerinin birebir kopyalarının yapılmasını sağladı.

Mustafa Akkad filmi bitirdikten sonra, 1976da bir demecinde şunları söylüyordu: Bu filmi yaptım, çünkü bu benim açımdan çok kişisel bir konu. Her şey bir yana, Batıda yaşayan bir Müslüman olarak İslâm hakkındaki gerçeği onlara anlatmak zorunda olduğumu hissediyordum. 700 milyon inanandan oluşan bir din hakkında hiçbir şey bilinmemesine çok şaşırmıştım. Bu filmin İslâmı anlamak için bir köprü olmasını temenni ediyorum.

Hristiyan kökten dincilerin İslâmın Batıda olumlu tanınmasından rahatsız olmaları mümkün ve anlaşılır bir durum. Ama Suud, Kuveyt, Katar şeyhlerinin rahatsızlığını kim açıklayabilir? Bugün, Türkiyede yayıncı kimliğini Müslüman olarak refere eden tüm televizyonlar Ramazan döneminde, üstelik müelliflerine teliflerini de ödemeden (yani ahirete borç yazarak! Yani günah işleyerek!) sürekli yayınladıkları filmin Akkadın Çağrısı olması bile, tek başına İslâm dünyasının nasıl bir paradoks içerisinde hapsedildiğini anlatmaya yeter.

Korku sinemasında çığır açan adam

Mustafa Akkad dünya sinema tarihinde sadece Çağrı ile anmak, en başta kendisine haksızlık olur. Çağrı başarısını İslâm dünyasında sağladıysa, Akkadı dünya sinema tarihine unutulmaz bir isim olarak kazıyan asıl ününü ise, 1978de başladığı Halloween (Cadılar Bayramı) serisinin yapımcısı olarak elde edecekti.

1976da Milano Film Festivalinde buluştuklarında, Akkadın John Carpenterdan istediği aslında, The Exorcist (Şeytan) gibi bir filmdi. Toplumsal değerlerle uyuşmayan baş karakter Michael Myersin kendi kız kardeşinden başlayarak çevresine ölüm saçması üzerinden geliştirilen bir konsepte dayanan Halloween filmleri dünya korku sinemasının yönünü değiştirdi.

Bıçak gibi kesici aletlerin kullanıldığı ve yüksek dozda kurbana işkence uygulamaya dayalı korku filmler için kullanılan slasher kavramı Halloween ile başlangıç yapıyordu. Bugün, dünyada ciddi bir seyirci kitlesine sahip bu tür aynı zamanda gişede en çok gelir elde eden korku sineması örneklerini içeriyor.

Muhafazakârlığın toplumsal hayata baskın geldiği dönemler ile korku sineması seyircisinin sayısal çoğalması arasında bir ilişki var.  Nitekim, Amerikan muhafazakârlığının devlet ideolojisine dönüştüğü Reaganizmin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı bile!

Jimmy Carterîj Beyaz Saraydaki koltuğu sallanmaktaydı. Petrol krizi, enflasyonun yükselmesi, Sovyetler Birliğinin Afganistanı işgali, İranda Pehlevinin devrimle saltanatını kaybetmesi yurttaşlarda büyük bir güven bunalımına yol açmıştı. Halloween filminin tam da böylesi bir atmosferde ortalama korkuları kışkırtan ve açığa çıkaran bir rol oynadığını düşünüyorum.

325 bin dolara çekilen ilk Halloween bugüne kadar yapımcılarına 200 milyon dolardan fazla kazandırdı. Serinin çekilen 10 filminin dünya çapındaki toplam getirisi ise, 1 milyar doların üzerindedir. Şu anda, serinin 11. filmi Halloween Returns Marcus Dunstanın yönetmenliğinde, senaryosunu Patrick Meltonun yazdığı çekimleri sürmektedir. İkili, son dönemde en başarılı korku film projelerinden Testere serisinin yaratıcıları olarak biliniyor.

11 Kasım 2005 günü, sabahın erken saatlerinde Dr. Yusuf Kisus ünlü yönetmen ve yapımcı Mustafa Akkadın kurtarılamadığını açıklarken Şamda yaşayan kardeşi Leylanın, Los Angelesda ümitsizce bekleşen oğulları Tarık, Malik ve Zaidin üzüntüsünü tam olarak hissetmemiz mümkün değil. Ama, İslâm dünyasına karabasan gibi çöken gericiliğin kültüre ve sanata düşmanlığını büyük yönetmenin manevi huzurunda bir kez daha vurgulayıp kendisini saygıyla anmak istiyorum.

Toplam 1641 defa okunmuştur.

Ali Rıza Özkan diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.