CHP liderinden beklenen…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde çok önemli iki açıklama yaptı:
Birincisi, AKP grubunda 120-180 arası Bylockçu milletvekili olduğunu ve iktidarın bilinçli olarak bunun üzerini örttüğünü iddia etti.
İkinci açıklama ise 15 Temmuz darbe girişiminin kontrollü bir darbe olduğunu söylemesiydi.
Kılıçdaroğlu açıklama yaparken ellerinde dosya bulunduğunu ima etti. Ama dosyanın içeriği hakkında gazetecilerin ısrarlı sorularına rağmen somut bir bilgi vermedi.
Buraya kadar her şey güzel. CHP lideri iktidarı köşeye sıkıştırmıştır ve öncelikle hükümet yetkililerinden bir açıklama (daha doğrusu itiraf) beklemektedir. Eğer iktidar saflarından veya yargıdan böyle bir açıklama gelmez ise referandum öncesinde elindeki dosyayı ve belgeleri kamuoyuna sunacaktır.
Mantıken yapılması gereken budur ve herkesin beklentisi de bu yöndedir.
Kılıçdaroğlu bu açıklamalarıyla sadece iktidarı sıkıştırmamış, kendisini ve partisini de bağlamıştır. Hatta bu konunun -şu anda bıçak sırtında olan- referandum sonucunu belirleyecek nitelikte olduğunu söylemek abartı sayılmaz. Yani toplumu ve Hayır Cephesini de bağlamıştır Kılıçdaroğlu.
120-180 arası Bylockçu AKP milletvekilinin listesinin ortaya çıkması, OHAL koşullarında on binlerce insanı Bylock kullandığı için işinden eden, göz altına alan, tutuklayan ve hayatını kaydıran iktidarın kendi içindeki FETÖcüleri sakladığı anlamına gelir.
Öte yandan referandum kararı bu vekillerin oyuyla Meclisten geçmiştir ve bu da başkanlık anayasası dayatmasının AKP-FETÖ işbirliği ile (en azından pazarlıklarıyla) kurgulandığının göstergesi olur.
15 Temmuz darbe girişiminin kontrollü bir darbe olduğunun ikna edici kanıtlarıyla ortaya konulması daha da önemlidir. Çünkü bu, Erdoğan kliğinin yüzlerce insanın ölümü üzerinden kendi halkına karşı bir komplo düzenlediği anlamına gelir. Dahası ülke siyasetine bir komplo ile yön verildiğinin kanıtlanması demektir.
Böyle bir durumda neler olabileceğini tahmin edelim: 1) Referandumda anlamlı bir oy farkıyla Hayır çıkar. 2) AKP Hükümetinin hiçbir şey olmamış gibi devam etmesi olanaksızlaşır ve büyük olasılıkla düşer. 3) Erdoğan kliğinin ipliği pazara çıkmış olur ve arkası çorap söküğü gibi gelir.
Kılıçdaroğlunun ve CHPnin elinde bu konularda somut kanıtlar içeren bilgiler varsa, taktik olarak, iktidarı daha da zorlamak ve kamuoyunu hazırlamak için biraz daha beklenebilir. Fakat Referandum öncesinde mutlaka açıklanması gerekir.
Ama… Henüz belirsizlik durumu sürdüğü için amasını da yazmak durumundayız.
Kılıçdaroğlunun bu iki açıklaması sadece analizler ve kuşkular sonucunda yapıldıysa, gelişmenin tam ters yönde olacağını da belirtmeliyiz. Çünkü analizleri hepimiz yapıyoruz, kuşkuları hepimiz dile getiriyoruz. Eksik olan somut bilgi/kanıttır ve kamuoyu ana muhalefet liderinden analiz ve kuşku değil somut bilgi/kanıt beklemektedir. Ve umuyoruz bu açıklamalar bir yerlere güvenerek yapılmamıştır, kanıtları onların sunması beklenmiyordur, yani eldedir.
Eğer bu açıklamalardan sonra somut kanıtlar sunulmaz ise neler olabileceğini tahmin edelim: 1) İktidar tarafı karşı propagandaya geçecek (geçmeye başlamıştır zaten), CHP liderini yalancılıkla ve çamur atmakla suçlayacak, hatta soruşturma dahi açabilecektir. 2) Bu propagandanın etkili olma ve Referandumdan Evet çıkma olasılığının artacağı söylenebilir. 3) Kılıçdaroğlunun ve mevcut CHP yönetiminin siyasi hayatı -hadi biter demeyelim- sarsıntıya uğrar. 4) Bunlar sonucunda ülke ne hale gelir, onu da okurlar tahmin etsin.
Kısacası son derece önemli bir konudur bu ve önümüzdeki 10 gün içinde sonuç verecektir.
Kılıçdaroğlunun bu açıklamaları yukarıda özetlediğimiz sorumluluklara vakıf olarak dile getirdiğini ummak durumundayız ve herkes gibi soğukkanlılıkla bekliyoruz.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.