Yine de hayır çıkacak!
OHAL şartlarında referanduma gidiyoruz. Evetçi iktidar bir kararnameyle yüzlerce insanı gözaltına alıp tutukluyor, binlerce kişiyi işinden ediyor, hayatını karartıyor, muhalif yayın organlarını sorgusuz sualsiz kapatıyor…
Ama yine de hayır çıkacak!
Evet propagandası yapmak sonuna kadar serbest, ama hayır oyu isteyenlere bin bir türlü baskı yapılıyor. Dağ taş evet afişleriyle dolu, ama hayır afişleri yasaklanıyor, asılsa dahi yırtılıyor. Hayır diyenlere iktidarın güvenlik güçleri veya tetikçileri saldırıyor, hayırcılar tehdit ediliyorlar, gözaltına alınıyorlar…
Ama yine de hayır çıkacak!
Hangi televizyon kanalını açsanız evetçiler konuşuyor. Medyada hayır diyenlere verilen süre evetçilerin onda biri bile değil. Evetçiler boş kaleye gol atıyorlar, istedikleri yalanı söyleyebiliyorlar; hayırcılara tüm kapılar kapalı…
Ama yine de hayır çıkacak!
Eşit kullanılması gereken devlet olanakları evetçilere sonuna kadar açık, hayırcılara kapalı. Tarafsız olması gereken valiler, kaymakamlar, emniyet görevlileri birer evet propagandisti gibi çalışıyor. Hayır diyenler ise devletin ancak kirli ve zorba yüzünü görebiliyorlar.
Ama yine de hayır çıkacak!
Son genel seçimlerdeki toplam oy oranları yüzde 60ın üzerinde olan iki parti (AKP ve MHP) evet diyor. Hayır diyen ve doğu-güneydoğu bölgesinde birinci konumda olan ülkenin üçüncü büyük partisinin (HDP) bütün yöneticileri cezaevinde, sesleri kısılmış durumda. Bu koşullarda güle oynaya evet çıkması beklenir.
Ama yine de hayır çıkacak!
***
Çünkü bir dip dalgası var. Hiçbir baskının, yolsuzluğun, yalanın kıramayacağı bir dip dalgası… 15 yıldır fırsat bulduğunda yüzeye çıkan, bir türlü yok edemedikleri bir dip dalgası. Bu kez belki sokaklardan, meydanlardan değil ama sandıklardan çıkacak; 7 Haziran 2015te olduğu gibi.
Evetçilere bakıyoruz. Sadece AKPliler. Tabanına sırtını dönüp ruhunu iktidara satan MHP ve BBP yöneticilerini farklı bir siyasi unsur olarak saymıyorum. Hayır diyenlere bakıyoruz: CHPlisi, HDPlisi, ulusalcısı, cumhuriyetçisi, sosyalisti, MHPlisi, SPlisi, hatta AKPlisi ile halk; her partiden emekçi halk… Evetçilik ile Türkiye karşı karşıyadır bu referandumda.
MHP ve AKP tabanındaki hayırcıları özellikle vurguluyorum. Çünkü referandum sonucunu belirleyecek kitle onlar. Dip dalgasına yeni katılanlar… 7 Haziran 2015te sinyali vermişlerdi. İktidar onları bir iç bir de dış savaş çıkararak durdurabildi, ama yok edemedi. Bu kez ne Almanya ne de Hollanda seferlerine aldandılar ne de yüzlerce kaybın üzerinden yürütülen darbe hamasetine…
Çantada keklik gördükleri, kul-köle-dilenci ettikleri, malım diye aşağıladıkları MHP ve AKP tabanındaki yoksul, emekçi insanların Yeter! çığlıkları ile hayır çıkacaktır bu referandumda. İşte bu, iktidar için çok ürkütücü!
Özellikle MHP tabanında Türkiye siyasal partiler tarihinde görülmemiş bir isyan var. Başkanları ve yöneticileri iktidar tarafından atanmış kayyumlar gibi her türlü baskıyı yapmasına karşın büyük çoğunluğuyla hayır diyor MHP tabanı. Hem de militan bir biçimde.
Anket şirketlerinin MHPnin güçlü olduğu kentlerde buldukları sonuçlara bakın. Normalde buralarda -AKPyi de eklediğinizde- yüzde 65-70 oranında evet çıkması beklenir. Ama çoğunda hayır önde, ya da kafa kafaya. Nasıl oluyor bu iş?
AKP tabanında da hatırı sayılır miktarda hayırcı olduğu anlaşılıyor. Çevresindeki AKPye oy vermiş tanıdıklarının eğilimlerine göz atan herkes bunu anlayabilir. Belki MHPliler gibi militan hayırcı değiller, ürkekler, kafaları karışık, eğilimlerini belli etmiyorlar ama onlar da bir kişiye bu kadar yetki verilmesine karşılar, Erdoğanın radikal ve tutarsız tavırlarından rahatsızlar (tedirginler) ve bir burun sürtme gereğinden söz ediyor gibiler. Sandığa gittiklerinde, mahalle baskısından uzakta gerçek eğilimleriyle ve vicdanlarıyla baş başa kalacaklar.
Son bir gözlem: Tanıdığım ve bu süreçte tanıştığım HDPlilerin hepsi kararlı bir biçimde hayırcıydı. Acı deneyimler yaşayan Kürt vatandaşlara ve temsilcilerine güvenelim derim.
Sonuç olarak, Türkiyede yüzde 60-65 oranında olduğu söylenen muhafazakâr kesimin hatırı sayılır bir bölümünün (MHP çoğunluğu, AKPli hayırcılar, SP, BBP tabanı vs), en az beşte birinin hayır oyu vereceğini tahmin ediyorum.
Bu tablo referandum sonucunun hâlâ bıçak sırtı olduğunu ama moda deyimle momentumun hayırdan yana olduğunu gösterir. Tutucu kesim içindeki bu dip dalgası sürpriz hayırlı sonuçlar da doğurabilir.
***
Bugün Perşembe. Referanduma üç gün kaldı. Sanıyorum kararsızların sayısı artık iyice azalmıştır ve herkes oyunu belirlemiştir.
Nisan başında Ankarada arkadaşlarla yaptığımız bir sohbette referandum toto oynamıştık; herkes tahminini söylemişti. Kişisel tahminimi bu köşede de yazayım: Şu üç gün içinde sıra dışı bir gelişme olmazsa yüzde 53 civarında hayır oyu çıkacağını düşünüyorum.
Bu doğal olarak bilimsel verilere dayalı bir tahmin değil. Kısıtlı kişisel gözlemlere dayalı, öznel ve sezgisel bir tahmin; dolayısıyla yanılma riski yüksek. Fakat herhalde kimse yüzde 60-65 oranında bir evet beklemiyor. Bu da yazıda söz ettiğim dip dalgası gerçeğini gösteriyor ve bizim de bu gerçeğe gözümüzü dikmemiz gerekir.
16 Nisan sabahı sandığa gideceğiz, oyumuza ve oylara sahip çıkacağız. Sonrasını sonuçları aldıktan sonra tartışırız.
Haydi hayırlısı…
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.