Hasan Güneş
Hasan Güneş - Eğitimciler Tartışıyor(4): Eğitimde Dinselleştirme ve Ticarileşti

Eğitimciler Tartışıyor(4): Eğitimde Dinselleştirme ve Ticarileşti

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan Türkiyenin eğitim sorunlarıyla alakalı görüşlerini gazetemiz yazarı Hasan Güneş ile paylaştı. Eğitimciler tartışıyor yazı dizininde yer alan Feray Aytekin Aydoğanın değerlendirmelerinin 2. kısmı.

EĞİTİMDE DİNSELLEŞTİRME VE TİCARİLEŞTİRME UYGULAMALARI

AKP hükümetinin iktidara geldiğinden bu yana temelden dönüştürdüğü en önemli alanlardan biri eğitim oldu. Çünkü eğitim sistemi, nasıl bir toplum ve yurttaş yaratılmak istendiği sorusuna verilen yanıtın en somut biçimde karşımıza çıktığı alandır.

Dolayısıyla AKP hükümeti, siyasi iktidara geldiği günden bugüne izlediği eğitim politikalarıyla hem toplum mühendisliğine soyunmuş, hem de bu politikaları toplumsal rıza üretme süreçlerinin bir aracı olarak kullanmıştır. Bu nedenledir ki eğitimdeki dönüşümün eksenleri ve aynı zamanda da krizlerine baktığımızda gördüğümüz şey sadece eğitim sisteminin kendisi değil, bir bütün olarak AKP iktidarı olmaktadır.

egitim-sen-feray-aydogan.jpg

Daha açık ifade etmek gerekirse, eğitimde birbirinin içine geçerek yürütülen dinselleştirme, ticarileştirme ve otoriterleştirme politikaları ya da sınav sistemlerindeki değişikliğin yarattığı toplumsal tepkiler de sadece eğitim sistemini değil, AKP iktidarının hem hedeflerini hem hegemonya krizlerini karşımıza çıkarmaktadır.

AKPnin iktidar pratiğini dikkatli bir şekilde takip eden herkes, hükümetin sağlıkta dönüşüm uygulamalarından, eğitimde uygulanan 4+4+4 dayatmasına, Ulusal İstihdam Stratejisinden, kamu personel rejiminde yapılmak istenen değişikliklere kadar çeşitli alanlarda hazırlanan yasalar ve söylemlerde benzer hedeflere odaklanıldığını rahatlıkla görebilir.

Özellikle 4+4+4 düzenlemesi sonrasında hızla yoksul, emekçi çocuklarının meslek liselerine mahkum edilmek istendiğini, okulların ticari işletmeye dönüştürüldüğünü, eğitimin niteliğinin değil, kalitesinin öne çıkarıldığını, eğitim hizmetinin örgütlenmesinde Sünni İslam değerlerine temel bir rol verilerek metalaştırma ve eğitimin İslamizasyonu politikalarının at başı gittiğini söylemek mümkündür.

Sendikamız Eğitim Sen, ilk gündeme geldiği günden itibaren eğitimde 4+4+4 dayatmasına yönelik olarak siyasi iktidarın iki temel hedefi olduğunu vurgulamıştır. Bunlardan birincisi 4+4+4 düzenlemesinin asıl amacını oluşturan kamusal eğitimi daha da zayıflatmak ve kamu kaynaklarını özel okullara aktararak özel öğretimi büyük ölçüde devlet desteği ile güçlendirmektir. İkinci temel hedef ise siyasi iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisinde biçimlendirerek, tek din, tek mezhep anlayışı üzerinden eğitimi dinselleştirme uygulamalarını adım adım hayata geçirmektir.

egitim-dinsellesme.jpg

Verilerle bu karşılaştırmayı yaptığımızda gelinen durum daha net karşımıza çıkmaktadır. 4+4+4 öncesinde Türkiyedeki özel okulların (4 bin 664 adet) resmi okullara oranı yüzde 10dur. Eğitimde 4+4+4 dayatması ile belirgin artış gösteren özel okulların resmi okullara oranının 2015-2016 eğitim öğretim yılı itibariyle yüzde 18,5 gibi yüksek bir seviyeye çıkmış olması, MEBin devlet okullarını kendi kaderine terk ederken, özel okulları kamu kaynakları ile desteklemesinin en somut sonucudur.

Ayrıca dershanelerin özel okullara/temel liselere dönüştürülmesi sürecinin tamamlanmasının ardından özel ortaöğretim kurumlarının sayısı 2016-2017 eğitim öğretim yılında tarihin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Eğitimde 4+4+4 öncesinde Türkiyede sadece 885 özel lise varken, son beş yıl içinde tamamen hükümet ve MEB işbirliğiyle özel lise sayısı 2,9 kat, özel liselere giden öğrenci sayısı ise 3,6 kat artmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı, devlet okulları kaynak sorunları ile uğraşırken, 2016-2017 öğretim yılında toplam 340 bin öğrenciye destek verileceğini açıklamıştır. Bu dönem özel okullarda okuyacak 75 bin yeni öğrenci adına özel okullara okul öncesinde 2.860 TL, ilkokul ve temel lisede 3.440 TL, ortaokul ve lisede 4 bin TL öğrenci başına ödeme yapılmaktadır. 2016-2017 eğitim öğretim yılı itibariyle Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kapsamında bulunan 33 özel mesleki ve teknik eğitim okulunda 23.683 öğrencinin eğitim öğretim desteği ödemesi bakanlık tarafından yapılacaktır.

Bunlarla birlikte Fen lisesi ya da Anadolu lisesini kazanamayan yoksul ailelerin çocukları, eğitimdeki dönüşümle birlikte açık lise, meslek lisesi ya da imam hatip lisesinden birine gitmek zorunda bırakılmaktadır. 4+4+4 düzenlemesiyle örgün eğitimin 12 yıla çıktığı iddialarının altının ne kadar boş olduğu ise kısacık bir dönemde hemen görülmüştür.

Şöyle ki MEBin 2013-2014 örgün eğitim istatistiklerine göre açık öğretim lisesinde okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 12 bin 349 iken 2014-2015 eğitim-öğretim yılında bu sayı belirgin bir artışla 1 milyon 470 bin 434e çıkmıştır. 2016-2017 eğitim öğretim yılında ise açık öğretim lisesindeki öğrenci sayısı 1 milyon 287 bin 249 olmuştur.

egitim-din.png

Meslek liseleri ise bu dönüşümün temel odak noktalarından birisi olmuştur. Eğitimde 4+4+4 öncesinde, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Türkiyede sadece 45 özel meslek lisesi varken, son üç yıl içinde kamu kaynaklarıyla yapılan doğrudan destek ve teşvikler sonucunda okul sayısı 8 kat artmış ve 2016-2017 eğitim öğretim yılı itibariyle bu sayı 368 olmuştur. Aynı dönemde özel meslek liselerine giden öğrenci sayısı ise tam 25 kat artış göstererek 4 bin 348den 111 bin 198e yükselmiştir.

Özel meslek ve teknik liselerde okul sayısı 8 kat artarken öğrenci sayısının 25 kat artmış olmasının en temel nedeni, devletin özel mesleki ve teknik liselere giden öğrenci başına 4 bin 500 TL ile 6 bin 500 TL arasında değişen miktarlarda doğrudan kaynak aktarmasıdır. Bu şekilde özel meslek liselerinde ucuz ve nitelikli işgücü yetiştirilmesi hedeflenmekte, mesleki eğitim alan gençler ise geleceğin yeni işsiz adayları olarak bu okullara yönlendirilmektedir.

Eğitim hizmetinde yaşanan ticarileştirme uygulamaları açısından belirtilmesi gereken en önemli nokta, özellikle eğitimi dinselleştirme uygulamaları nedeniyle ekonomik gücü belli düzeyde olan ailelerin çocuklarını özel okullara gönderme eğilimidir. Bu durumun olası sonuçları, alt sınıfların devlet okullarındaki ideolojik kuşatmaya mahkum edilmeleri, nitelikli eğitim talebinin toplumsal gücünün erimesidir.

Bugün devlet okulları dinselleştirme politikalarının eğitimin her kademesinde ve her köşesinde yoğun biçimde karşımıza çıkmaktadır. Öğretim programlarının oluşturulmasından, Diyanet İşleri Başkanlığı ve dini vakıf/cemaatlerle yapılan protokollere; öğretmen alımında mülakat sistemindeki makbullük arayışından, yardımcı kaynakların belirlenmesine kadar eğitimin bilimsel niteliği, tıpkı kamusal niteliği gibi erimiştir.

Özellikle MEBin çeşitli dini vakıf ve cemaatlerle yaptığı protokoller eliyle yürüttüğü politikalar neticesinde, okullarda öğretmenden çok bu kurum ve kuruluşların öğreticileri bulunmakta, çocuklar bu kişilere teslim edilmek istenmektedir.

egitim-ticarilesme.jpg

İmam hatip ortaokullarının açıldığı, 6. sınıftan yani 10 yaşını doldurmuş bir çocuğa devlet eliyle hafızlık eğitimi verildiği bir dönemde en ciddi sorunlardan birisi ise sıbyan mektepleri olarak karşımıza çıkmaktadır. MEBin 2016-2017 örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye genelindeki 48 ayı doldurmuş (4 yaş) 51 bin 327 çocuğa 1.552 sıbyan mektebi aracılığıyla kurs verilmektedir.

Bu durum açıkça yukarıda ifade ettiğimiz gerçeği bizlere sunmaktadır. Şöyle ki, bir taraftan okulöncesi eğitimde özel okullara teşvik veren hükümet, diğer yandan kamusal ve parasız sunulacak okul öncesi eğitim hizmetini örgütlemeyerek çocukları ve aileleri sıbyan mekteplerine mahkum etmektedir.

Sonuç olarak, eğitim hizmetinin yapısını ve niteliğini köklü bir dönüşüme iten politikalara karşı, kamusal bir hak olarak parasız eğitim talebi ile dinselleştirme ya da İslamizasyon olarak tariflenebilecek politikalara karşı laik, bilimsel ve anadilinde eğitim talebi birlikte ele alınmalı ve örgütlenmelidir. Aksi halde, çocukların yaratıcılığını geliştirmeyi ve potansiyellerinin farkına varmasını odağına almayan bu sistemin yetiştirdiği her kuşak ne yazık ki çok şey kaybedecektir.

EĞİTİMCİLER TARTIŞIYOR YAZI DİZİNİMİZ DEVAM EDECEKTİR

Toplam 625 defa okunmuştur.

Hasan Güneş diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.