Nahit Duru
Nahit Duru - 12 Mart darbesi, Ulus Gazetesine yapıldı

12 Mart darbesi, Ulus Gazetesine yapıldı

Başlığa belki inanmayacaksınız ama, doğru. 12 Mart darbesi CHPnin yayın organı Ulus Gazetesine yapıldı.

Bugün bir çok kişinin bilmediği bir gerçeği yazacak ve 12 Martın bir başka penceresini açacağım.

Ulus gazetesinde çalışıyoruz. Genel Yayın Yönetmenimiz ışıklarda yatsın Cemal Saltık - Cemal baba-  Haber Müdürünüz Sertaç Tözün - Sertaç ağabey-...

12 Mart muhtırası TBMMde okunmuş, Saltık ve Tözün 13 Mart gazetesinin hazırlığını yapıyorlar.

O sırada, Gazetenin CHP adına imtiyaz sahibi Bülent Ecevitin yayından sorumlu olarak görevlendirdiği Prof. Besim Üstünel, Turhan Erker ve Prof. Haluk Ülman  gazeteye inerek, - CHP Genel Merkezi gazetenin üst katındydı - Cemal Saltıkla birşeyler konuştuktan sonra yazı işleri odasına geçtiler.

Cemal baba ve Sertaç ağabeyin suratları çok asık. Biz ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz.

CHP adına yayından sorumlu olan bu üç kişi, yazı işlerinde görevli sayfa sekreterleri ile bir şeyler yapıyorlar.

Sonradan öğreniyoruz ki, Prof. Ülman, Prof. Üstünel ve Erker, Ulus Gazetesinin yıldırım baskılarını hazırlamışlar.

Biz 13 Mart Gazetesinin taşra haberlerini henüz tamamlamıştık ki, kapı dışından öyle bir ses duyduk ki, donup kaldık:
" Cemal bu ne rezalet"

Haykırarak içeri giren CHP Genel Başkanı İsmet İnönüydü. Ve elinde Ulus Gazetesinin yıldırım baskıları vardı.
Ulus Gazetesinin o gün peş peşe yapılan üç baskısının başlığı farklıydı.

" Asker muhtıra verdi"
" Hükümet istifa etti"
" Demirel şapkasını alıp gitti"

İsmet İnönüyü kızdıran Ulus Gazetesinin yıldırım baskılarının bu üç başlığı idi.

Cemal baba ve Sertaç ağabey dilleri döndüğünce anlatmaya çalışıyorlar, ancak, Paşanın tansiyonu bir türlü düşmüyor, sesi daha da yükseliyordu.

İsmet İnönünün Cemal babaya söylediği şu sözler bizim sessizce beklediğimiz haber merkezi salonundan da duyulmuştu:
"Bana bak Cemal! En kötü parlamenter sistem, en iyi diktatoryadan, en iyi askeri rejimden daha iyidir. Bunu unutmayın, askeri darbeyi, muhtırayı övmek manasına gelen bu başlıkları nasıl atarsınız?"

Saltık, olabildiğince sakin kalarak olayı özetledi.

Paşa, "Gazetede senin adın yazıyor, izin vermeseydin." diyerek geldiği gibi odayı hışımla terk etti.

İsmet paşa bir yandan, askeri rejimin parlamentoyu feshetmemesi için uğraşırken, diğer yandan da Ulus Gazetesinin CHPye, CHPnin demokrat imajına zarar vereceğini görmüştü. Çalışanların bu olayda bir kusuru yoktu. Ancak, paşa kötü niyetlilerin elinde gazetenin partiye zarar vereceğine inanmıştı.

İnönü, Ulus Gazetesinin demokratik gelişmeye darbe niteliğindeki TSK muhtırasını övme anlamına yorumlanabilecek haber başlıklarını bir türlü kabullenememişti.

Ve o günlerde, Ulus gazetesini kapatmaya karar verdiğini yakın çalışma arkadaşlarına açıklamış, gazetenin devri için çalışma başlatmıştı.

Çalışma sonlanacak, Ulus Gazetesinin adı Barış olarak değiştirilerek Yaşar Aysev, Vedat Dalokay ortaklığına devredilecekti. Ve gazetenin CHP ile ilgili tüm bağı 1 Ağustos 1971 tarihinde kesilecekti.

İnönü, 27 Mayıs dahil tüm darbelere karşı çıkmış, askeri vesayet altında kurulan mahkemelerin verdiği idam kararlarının uygulanmaması için çaba göstermişti.

Bugün arkalarından ağıt yakanların ağababalarının ortalarda görünmediği günlerde İsmet İnönü; Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkanın idamlarının durdurulması için 27 Mayıs ihtilalinin başı Cemal Gürsele mektup yazacak ancak başaramayacaktı. 12 Martı izleyen günlerde ise Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslanın kararlarının TBMMde oylaması sırasında da idamlara karşı çıkacaktı.

Özetle, İsmet İnönü çok partili sisteme geçildikten sonra, elinden geldiğince iktidarları uyarmış, çok partili sistemin devamı ve demokrasinin zarar görmemesi için çaba harcamıştı.

İnönü, söylenenlerin aksine, tek adamlığa karşı çıkan, tek partili dönem yerine çok partili sistemi getirmiş bir demokrattı.

İsmet paşa, ne diktatör olma hevesine kapılmış, ne de diktatörlük hevesine kapılanlara izin vermişti.

Ya günümüzde... Birileri parlamenter sistemden, Mustafa Kemal Atatürkün bile kabul etmediği başkanlık rejimine geçme konusunda her yolu deniyor.

İsmet paşa sağ olsaydı, kendisine özgü üslubuyla ya "maskaralar" ya da "hadi canım sen de" derdi hiç kuşkunuz olmasın.

Toplam 895 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.