Aday yapılmayanlar, askerini korumayan komutanlar susun ki...
CHP’de Belediye Başkan adayları açıklanıp sorunun ortandan kalkmasına karşın, sular bir türlü durulmuyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor, istifalar, parti değiştirmeler sürüyor ve başkanların liyakata göre seçilmediği iddiası yineleniyor. Parti değiştirenlerle ilgili olarak halk gerekli kararı vececektir.
Ancak, belediye başkanlığı için başvurup da seçilemeyen veya beklenti içinde bulunanlar “Genel Merkezin seçtiği adaylar liyakatsiz” iddiasını ortaya atıp,.“En iyisi benim. Benden başkası o koltuğun hakkını veremez” demeye getirenler kendilerini vaz geçilmez sanıyor. Yani “Ben olursam liyakatlı, başkası aday gösterilirse liyakata uygun değil…”
CHP’de çok önemli görevler yapmış bir kişi, “Örgütün sesi” olarak konuştuğunu iddia edip, kendisi dahil, hiç kimseye danışılmadığını söylüyor.
CHP Genel Merkezi doğru veya eğri karar verip, gerçekten “liyakatsiz” insanları aday göstermiş bile olabilir. Fakat, insan düşünür biraz ve bunun tartışmasının ne zaman yapılması gerektiğini akıl süzgecinden geçirir.
“Hayatını CHP’ye verdiğini “ iddia eden bu kişiler, zamansız çıkışlarının, CHP’ye hatalı başkan adayı seçimden daha fazla zarar verdiğinin farkında değiller ise durum vahim hale gelmiş demektir.
Kanımca CHP’de kırgınlıklar, kızgınlıklar yerel seçim sonrasına bırakılmalı ve gösterilen adayların başarısı için çaba gösterilmelidir.
Yoksa kendini her koltuğa layık görenler, hırsları sonucunda CHP’yi yıpratıp, batağa sürükleyeceklerdir.
Bir de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ var. Kendini her konuda yetkin sanan, hala kozmik odayı FETÖ’cülere açtığı için pişman olmadığını söyleyebilen…
Son demecinde, duruşmadaki iddiasını yineleyen Başbuğ, “Kozmik odayı açmasaydım, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu suikastlari Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yıkılacaktı” diyor.
Yapma Başbuğ Paşa, yeni bir şey söyle. Kaldı ki, es kaza tutuklanmasaydın bugün nerede olurdun, kimin yanında yer alırdın.(!)
Başbuğ da biliyor ki, bir çok komutan, Kozmik Oda’nın açılmasının yalnız TSK için değil, ülke için “felaket” olduğunu belirtiyor.
Neyse, İlker Başbuğ sussa ve en azından bu konuda konuşmasa…
Sussa da, “MGK’da ve Genelkurmay Başkanlığı” döneminde Başbakanla, Cumhurbaşkanıyla” nasıl uyumlu çalıştığını belirttiği ifadesi de bari unutulsa.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum.
Hem CHP’de aday yapılmayanlar, hem de askerini korumayan, mazeret üreten komutanlar, susun, susun ki, halkımızın gönlündeki saygınlığınız korunabilsin.
Siz konuştukça, kendinizle birlikte neleri batırdığınızı farkedin ve kendinizi vazgeçilmez sanmayın.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.