Nahit Duru
Nahit Duru - Asmayıp da besleyelim mi diyenler de sorumluluk almadı

Asmayıp da besleyelim mi diyenler de sorumluluk almadı

Türkiye, İstanbul Beşiktaşta güvenlik güçlerimize düzenlenen ve PKKnın kolu TAKın üstlendiği saldırıda yaşamını yitiren insanlarına yanıyor...

Bu satırlar yazılırken 44 şehidin yanı sıra, 14ü yoğun bakımda 155 yaralı vardı. Bu kaçıncı saldırı, kaçıncı içi boş nutuk...

"Kanları yerde kalmayacak"

Ne yazık ki olayların sorumlusu yok...

Ne istifa eden bakan, istihbarat sorumlusu, ne de görevden alınan var...
Kimsenin istifa etmeye, ya da sorumlu aramaya niyeti yok.
Hal bu ki, Maraş katliamında İçişleri Bakanı istifa etmiş, il yöneticileri görevden alınmıştı...

12 Eylül döneminde, 13 Aralıkta idam edilen, yaşının küçük olup olmadığına bakılmadan idam edilen Erdal Eren olayında da sorumlu aranmamış, hatta faşist yönetimin başı Kenan Evren, "Asmayıp da besleyelim mi" diyebilmişti...

Hem mahalle, hem okul arkadaşım, usta gazetecilerden Barış Kaşıkçı sosyal medyada Erenin ailesine yazdığı son mektubu paylaşmış. 

"Sevgili annem, babam ve kardeşlerim
Son Mektup / Oğlunuz Erdal

Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık.(Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var.
Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. 

Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam,halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. 

Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. 

Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.

İnsanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda Ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. 

Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. 

Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. 

Bütün bu yapılanlar,başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi...

...Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum."


Eren bugün bile geçerli olan mektubunu, şöyle sonlandırıyordu:

"Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek, ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar.
Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.
Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim"

Toplam 605 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.