Nahit Duru
Nahit Duru - Aylin Nazlıakaya düşen görev

Aylin Nazlıakaya düşen görev

Türkiyede günlerdir, "CHPli kadın milletvekillerinden biri Mustafa Kemal Atatürkün fotoğrafını, indirdi mi indirmedi mi? " konusu tartışılıyor.

Enflasyon artmış, millet bu kara kışta doğal gaz ve elektrik faturalarını ödeyemez hale gelmiş, meyve, sebze, et alamaz duruma düşürülmüş, maaşlara üç kuruş zam yapılmış, yalnızca arttırılan vergilerle verilenin 10 katı geri alınmış.

Kimin umrunda? Bunlar sanki ülkemizin sorunu değil, varsa yoksa "Atatürkün fotoğrafını duvardan kim indirdi"  sorusuna yanıt aranıyor.

Sakın yanlış anlaşılmasın. Bir milletvekilinin özellikle de bir CHP milletvekilinin Atatürkün fotoğrafını indirmesi affedilebilir bir hareket değildir. Böyle bir olay CHPli tarafından yapılmışsa, partiye ihanet suçu işlenmiş demektir.

Bu iddiayı ortaya atan kişi CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka...

Hürriyet yazarı Ahmet Hakana göre Aylin Nazlıaka, 10 milletvekilinin bulunduğu bir ortamda Atatürkün fotoğrafını duvardan indirdiğini söylüyor ve ekliyor:

"Artık yeni şeyler söylemek lazım" .

Bu Ahmet Hakanın iddiası.

Halbuki ki, Aylin Nazlıaka, Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve CHPye gelmeden önce Atatürke ağızda alınmayacak her şeyi söyleyen bir Milletvekiline, çok sinirli olduğunu söyledikten sonra, "bir kadın milletvekili Atatürkün fotoğrafını odasının duvarından indirdi. Bir de artık yeni şeyler söylemek  lazım dedi " iddiasını ortaya atmasıyla olay basına yansımıştı.

Yeni şeyler söylemekten kasıt milletin kafasını karıştırıp, CHPyi kamuoyunda küçük düşürmek mi?

Bu iddiaların hangisi doğru?

Atatürk fotoğrafını Aylin Nazlıaka mı indirdi, bir başka kadın milletvekili mi? Ya da böyle bir olay olmadığı halde Aylin Nazlıaka ortaya mı attı?

Senaryoyu yazan veya görgü tanığı sessiz.

" Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış "  örneği.

Aylin Nazlıaka, ya Ahmet Hakanın iddia ettiği gibi Atatürkün fotoğrafını kendisi indirmiştir veya bir CHPli kadın milletvekilinin fotoğrafı indirimesine tanık olmuştur. Ya da böyle bir olay olmamıştır.

Muharrem İnce, olayın basına yansıması sonrasında  CNNTURKte bir programa telefonla katılmış, Aylin Nazlıakanın kendilerine anlattığını açık açık ifade etmiş, ancak isim vermediğini belirtmişti.
Şimdi top Aylin Nazlıakadadır.

Nazlıaka, ismi hemen açıklamalı,  olayı kendisine maleden Ahmet Hakanın yazısını da tekzip etmelidir.  Bunu yapmazsa, suçu kabullenmiş sayılmalı ona göre işlem yapılmalıdır.

Olayın şaşırtan bir yanı da, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Selin Sayek Bökenin Atatürkün fotoğrafının indirilmesini  "dedikodu" olarak nitelemesidir.

Bu olay "dedikodu" ise CHP Genel Başkanı olayı incelemesi için disiplin kurulunu neden görevlendirmiştir?

Selin Sayek Böke ayrıca, basını dedikodu yapmakla da suçlamıştır. Basın, dedikoduyu ortaya atan değildir. Basın, kapalı kapılar ardında konuşulan ve CHPye zarar veren bir konuyu sorgulayarak görevini yerine getirmiştir.

Olayın özü şudur.

Aylin Nazlıaka, Atatürk fotoğrafını kendisi indirmediyse, CHPli kadın milletvekillerinin tümünü şaibe altında bırakmıştır.

Aylin Nazlıaka, bu ismi açıklamak veya suçu kabullenmek zorundadır. Olaya açıklık getirmediği takdirde "müfteri" olmaktan kurtulamayacaktır.

İşin bir başka yönü de, Atatürkün fotoğrafını indiren kişinin yaygın olarak MYK üyesi Zeynep Altıok Akatlı olduğu söylentisidir. Nazlıaka, suskunluğunu sürdürünce, oklar Altıoka çevrilmiştir.

Altıok, Sivasta 2 Temmuz 1993de gericilerin yaktığı otelde yaşamını yitiren yurtseverlenden biri olan Metin Altıokun kızıdır. Annesi de, aydın bir cumhuriyetçi, felsefeci Prof. Dr. Füsun Akatlıdır.

Zeynep Altıok Akatlı çeşitli yayın organlarına yaptığı açıklamada özetle şunları söylemiştir:
" Altıok soyadı bir tesadüf değildir. Atatürk ilkelerini temsil eden Altıok, ailemin soyadı tercihini belirlemiştir. Öte yandan yetmez ama evetçi olmadığımı da biraz okuyan,  herkes bilir, gazetelerde dergilerde bulabilir. Tıpkı Atatürk ilkelerine bağlılığım gibi... İftira  ve dedikodular üzerinden kendimi savunma ihtiyacı hiç hissetmedim. memleketimizin her yanında çocuklar, insanlar öldürülürken, bir milletvekili olarak dedikodu düzeyinden bir adım öteye geçememiş olan bu tartışmaları da gündemde tutmayı ayıp sayarım.  O fotoğrafı elbette ben indirmedim..."

Altıok böyle söylüyor.

O halde Atatürk fotoğrafı indirildi mi? İndirildiyse bu eylemi kim yaptı? Böyle bir olay yoksa, Nazlıaka bu iddiayı neden ortaya attı?

Bu sorular yanıt bekliyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu işi daha fazla uzatmadan, dallanıp budaklanmasını önlemelidir. Bu olay CHPye daha fazla zarar vermeden ivedilikle aydınlatılmalı ve  sonuçlandırılmalıdır.

Atatürk fotoğrafının indirildiği söylemi bir iftira ise iddia sahibi, böyle bir olay varsa faili mutlaka cezalandırılmalıdır.
Halkın CHPye güvenmesi için, şaibesiz bir parti haline getirilmesi, Atatürk ilkelerine sahip çıkılması ve halkın sorunlarının gündeme getirilerek takip edilmesi Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticilerinin önceliği olmalıdır.

CHP; birbirinin kuyusunu kazanların değil, birbirlerine sarılanların, halkın sorunlarının giderilmesi için çalışanların partisi haline getirilmeli, bir an önce özüne dönmelidir.

Toplam 491 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.