Nahit Duru
Nahit Duru - Bir zamanların ''amiral gemisi'' yandaş basınla yarışıyor

Bir zamanların ''amiral gemisi'' yandaş basınla yarışıyor

Gazetelere, özellikle kendisine “amiral gemisi” denilenen göz atma fırsatınız oluyor mu?

Yandaş gazeteleri biliyoruz. Onlar da, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Bakanlar ve AKP sözcülerinin yaptığı her açıklamayı, "çok önemli", "kritik mesaj"  veya "flaş" başlığı ile veriyor.

Gerçek gazetecilikte okura saygı duyulur, haber olduğu gibi verilir, okurun takdirine bırakılırdı. Başlıkta ise yorum yapılmaz, haberin rutin mi özel mi, önemli mi önemsiz mi olduğuna okurlar karar verirdi.

Günümüzde yapılanlar ise, gazetecilikle hiç ama hiç bağdaşmıyor. Okura "hiç bir şeyden anlamaz" muamelesi yapılıyor. Çünkü, 'önemli, flaş', gibi yorumlarla verilen haberlerin hemen hepsini yandaş  televizyonlar canlı veriyor.  Onun için de, ne önemi, ne de flaşlığı kalıyor.

El değişitirdikten sonra, "amiral gemisi" de modaya uydu. Milliyet gazetesi ise, hala okunan birkaç yazarı dışında uzun süredir, "şirazesinden" çıkmıştı…

"Amiral gemisi"ne gelince;

Erol Simavi zamanında çok eleştirsek, "renkli basın" desek de Hürriyet gerçek bir amiral gemisiydi. Haberlerine inanılır güvenilirdi. "Hürriyet yazdıysa doğrudur" denilirdi. Parlamenterler, bürokratlar, iş adamları, sendikalar haberleri Hürriyet’te yayınlansın diye uğraşıp dururlardı.

Erol bey,  hem haberlerini, hem çalışanlarını savunur, birileri istedi diye kimseyi işten atmazdı. Yani çalışanlarını "sarı öküz" yerine koymaz, koydurmazdı. Bu açıdan da Hürriyet saygın bir gazeteydi.

Hürriyet yönetimi, ben dahil çok sayıda gazetecinin işine son vermişti. Ancak, hiçbir zaman iktidar istediği için bu iş yapılmamıştı…

Aydın Doğan aldıktan sonra çok sayıda arkadaşımız iktidarın isteğiyle atılmışsa da, "amiral gemisi" olarak kabul edilmese bile, okunabilir bir gazeteydi Hürriyet…

Ya şimdi… Modaya uyan, ama kendisinin hala "amiral gemisi" olduğunu iddia eden gazete, artık yandaş basınla yarışmaya başladı.

Aynı gün iktidar yetkililerinin iki haberini "flaş" diye veriyordu.

Birinci haberin başlığı öyle atılmıştı:

'İbrahim Kalın'dan flaş sözler…

Diğer haber ise şu başlıkla verilmişti:

'Bakan Albayrak’tan flaş açıklama'

O da yetmemişti, Aykut Kocaman’ın Rizespor’la görüşmesi de 'flaş' diye verilmişti. Utanmasalar, iktidarın tüm haberleri, “flaş veya “çok önemli” etiketleri ile verecekler.

Birkaç gün önce de aynı gazete, Cumhurbaşkanı’nın, Meclis Başkanı’nın, yine Albayrak’ın ve AKP Sözcüsünün haberlerini “çok önemli açıklama” diye aktarmıştı okurlara.

Bu örnekler çoğaltılabilir…

Hürriyet bu duruma düşecek gazete değildi. Fakat, Hürriyet’in gazete olmasını sağlayan hala  üç-beş yazarı olduğuna inanıyorum.

Suçu yalnız patronlara atmak da doğru değil sanıyorum.  Amiral gemisi, sıradan filikaya dönüşürken, kimi gazeteciler de bu olaya seyirci kalıp bu  hazin sonu hazırlıyordu..

Toplam 766 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.