CHP yerel seçimler için örgütünü canlandırmalı
Yerel seçimler için zaman akıp geçiyor.
AKP ile MHP’nin bu seçimde de ortak hareket edecekleri, adayları birlikte belirleyecekleri kesinleşmiş gibi görünüyor. Kaldı ki, bu iki partinin son dakikada aday belirlemesi de bir şey değiştirmiyor. AKP ve MHP tabanı, kim aday gösterilirse gidip “kuzu kuzu” oy veriyor.
Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağını açıklayan CHP’de ise durum çok farklı. CHP, AKP gibi tek adam, bir başka deyişle lider partisi değil, ilke partisi. Yani CHP’nin genel ilkeleri seçmeni yönlendiriyor. Bugünkü durumdan yakınan seçmen sayısı da az değil. Ancak, eski cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözü çok şey anlatıyor.
Yerel seçimlere yaklaşık 6 ay gibi bazen uzun, bazen de kısa sayılacak bir süre var. O zamana kadar köprünün altından çok su akar ve “oy vermeyeceğim” diyenlerin düşünceleri değişir.
Yalnız, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “küskünlerin” seçimi boykot edeceğine yönelik tartışmalara, “Neymiş, küskünler seçimi boykot edecekmiş. Boykot etmek demek, AK Parti’ye oy vermek demektir. Böyle düşünenler boykot edeceğine gitsin, doğrudan AK Parti’ye oy versin” sözlerinin çok şık kaçmadığını da belirtmek gerekiyor.
Ne olursa olsun, seçim öncesi, CHP’nin işi kolay değil.
'CHP’de ön seçim yapılacak mı' sorusu bu noktada önem kazanıyor.
Genel merkezin, her yöntemle aday belirleme konusunda çalıştığı haberleri yaygın konuşuluyor. CHP’nin belediye başkanı bulunmadığı yerlerde; öne çıkan, sevilen isimler arasından, genel merkezin adayı belirlemesi ilk yöntem olarak öne çıkıyor.
İkinci yol, anket veya eğilim yoklaması ile aday belirlenmesi. Bu noktada anketi yapacak şirket önem kazanıyor. Eğilim yoklamasının ise ne şekilde yapılacağı daha da önemli hale geliyor.
Önseçim, partililerin en sağlıklı yol olarak gördüğü yöntem. Onun da sakıncaları yok değil. Fakat, örgüt dışlanmadığı için il ve ilçe yönetimleri adaylarının başkanlığı kazanması için canla başla çalışacaklar düşüncesi ağır basıyor. Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerde, önseçimin genişletilmiş şekilde, Demokratik Kitle Örgüt temsilcilerinin de katılımı ile yapılabileceği konuşuluyor.
CHP yetkilileri tüzüğün buna izin vermediğini söylüyor. Ancak, genişletilmiş yoklama ile bunun sağlanabileceği ifade ediliyor.
Genel merkezde aday belirleme konusunda, bundan önceki yerel seçim adaylarını belirleyen kurulla ilgili çok söylenti çıkmış, çıkartılmıştı. Belki de çok dürüst insanlar yok yere karalanmaya kalkışılmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, milletvekillerinin başkan adayı yapılmayacağını söylediği yolundaki haber hiç yalanlanmadı. Ancak, böyle bir katı tutum, herhangi bir bölgede seçimin yitirilmesine yol açabilir mi? Genel Başkan, bu görüşünü gözden geçiremez mi?
Seçimin yitirilmesi deyince akla Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un “AKP-MHP ittifak yaparsa 9 belediyeyi kaybedebiliriz” değerlendirmesi geliyor.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Torun’un sözlerini düzeltmiş ve “Söylenen 9 ilde de Cumhuriyet Halk Partisi bütün seçimleri alacak” demişti. İddialı bir siyasetçinin söyleyeceği söz bu olmalıydı…
CHP’nin, yerel seçime giderken belki de en önemli konu, morali hayli bozuk örgütün canlanması için gereğini yapmasıdır.
Umarım, CHP bir yandan seçmeniyle ilişkisini düzeltirken, örgütünü de canlandırmayı başarır.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.