Nahit Duru
Nahit Duru - CHPde büyük temizlik...

CHPde büyük temizlik...

" Kendi çıkarları için çalışanların CHPde yeri yoktur. CHP dava partisi olacaktır."

Bu sözler  CHPnin 35inci olağan Kurultayından iki gün önce Kemal Kılıçdaroğlunun yaptığı açıklamadan.

Bu konuları kaç kez yazdım anımsamıyorum. Ancak, bu sözleri Kılıçdaroğlundan duymak, CHPnin çıkarıcılardan, etnik siyaset yapan, solla bağdaşmayan siyasetçilerden temizleneceğini  okumak umutlandırdı.

Genel Başkanlığın bana göre tek adayı Kemal Kılıçdaroğlu. Adaylığını açıklayan Mustafa Balbayın hiç şansı yok. Genel Başkan adaylığı için gerekli imzayı bulacağının bile kuşkulu olduğu ifade ediliyor.

Bu arada kimi işgüzar il Başkanları Kurultay öncesi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğluna destek vermek için delegelerden imza topluyorlar. 

Arada imza vermeyenler de var kuşkusuz. Onlara göre kurultay öncesi böyle bir destek  açık oy anlamına geliyor. Kılıçdaroğlunun böyle bir desteğe ihtiyacı yok. Böyle davranışlar tek adam hakimiyeti  yaratır ve parti içi demokrasiyi ortadan kaldırır inancındalar.

Kanımca, CHP genel merkezinin ve Kılıçdaroğlunun destek açıklamalarından  çok, yol gösterici bir muhalefete ihtiyacı var.

Bu imza toplama işini Kılıçdaroğlunun istediğini sanmıyorum. 

Fakat, CHPnin bugünlerde Kamil Kırıkoğlu gibi bir siyasetçiye gereksinimi olduğuna inanıyorum. 9 Kasım 1979da  yitirdiğimiz Kırıkoğlu, 1971 yılında Bülent Ecevitin istifasından sonra Genel Sekreter olan Şeref Bakşıkın ardından bu göreve gelmişti. 

Aslında Kırıkoğlu CHPnin de solunda, devrimci  bir politikacı olmasına karşın. Partisinin ilke ve kuruluş felsefesine hep saygılı davranmıştı.

Kamil Kırıkoğlunun İsmet  İnönüye bir anlamda hayran olduğuna tanıklık eden gazetecilerden biriyim. 

İsmet Paşanın siyaset okulunda yetiştiği için kıvanç duyduğunu her fırsatta ifade eden Kırıkoğlu, İsmet Paşa okulunun öğretisini üç kelimede özetlerdi:

"Sabır, dikkat ve mutlaka meşruiyet" 

Ayrıca TBMM kulisinde zaman zaman birlikte olduğumuz  Kırıkoğlu, İsmet Paşayı anlatırken, "İsmet Paşa bugüne kadar arkasında ne olduğunu bilmediği kapıyı açmadı" der, Paşayı  siyasetçinin nasıl davranması gerektiğine örnek gösterirdi. 

Zaman zaman  İsmet  Paşa Eceviti eleştirdiğinde Kamil Kırıkoğu, Onu Alaaddinin sihirli lambasından siz çıkardınız. Şimdi bana tekrar lambanın içine sok diyorsunuz. Buna benim gücüm yetmez" deme cesaretini göstermişti. 

Ancak Kırıkoğlu, İsmet İnönüyü çok sevmesine, saymasına, hatta hayran olmasına, Ecevite de güvenmemesine karşın CHPde değişimden yana tavır koymaktan kendini alamamıştı.

Öte yandan kurultayda, İsmet İnönüye karşı çıkan Kamil Kırıkoğlu  tarihe mal olan şu sözleri Paşaya söylemiş ve Kurultayın gidişini değiştirmişti:

"Siz padişahlığı yıkmış lidersiniz. Kaldı ki, ne siz padişah, ne de biz kapı kullarıyız"  

 İnönünün Genel Başkanlığı döneminde parti içi demokrasi tam anlamı ile işliyordu. Aksi olsaydı bir genel sekreter Paşaya, "Ne siz padişah, ne de biz kapı kullarıyız" diyebilir miydi? Onun bu çıkışı sonucu Ecevit Genel Başkan seçilebilir miydi?

Kırıkoğlu, Ecevite güvenmemekte de haklı çıkmış, bir süre sonra, Genel Başkan Ecevitle demokratik ilkeler konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve Genel Sekreterlikten ayırmıştı. 

1977 seçimlerinde Kırıkoğlu Ecevitlerin telkiniyle Milletvekili seçilememişti.

Ne yazık ki bugün, CHP içinde bir Kırıkoğlu yok. Her şeyi göze alarak liderlerin hatalarını söyleyebilecek...

Günümüzde destek imzası toplayan il başkanları CHPde "kapı kulları" yaratma çabasında kanımca. Ve bindikleri dalı kesme çabası içindeler. 

Bu harekete karşı çıkanların görüşlerine de CHP içinde değer verilmediği inancındayım.

Geçenlerde yazmıştım.

CHPnin genç, dinamik, devrimci, kadınların da eşit temsil edildiği, Atatürk ilkelerine bağlı yöneticilere ve eskiden yöneticilik yapmış, CHPyi iktidara taşımış insanların yol göstericiliğine ihtiyacı olduğu inancındayım.

Ve bu kadro, 1976 kurultayında kabul edilen tüzük ve programın hazırlanış yolunu izlemelidir. 1976 kurultayı öncesi, bir kurul tarafından hazırlanan taslak program ve tüzük, bölge toplantıları ile şekillenmiş, sonuçta partinin en üst kuruluna sunulmuştur.

CHPnin kurtuluşu yeni kadro, yeni program, yeni tüzük ve yeniden CHPdir.

Kılıçdaroğlunun Hürriyete yaptığı açıklamada, CHPnin fabrika ayarlarına döneceğini, yönetimini değiştireceğini, parti meclisinde kadınlara, gençlere ağırlık vereceğini ima etmesi umut verdi.

Toplam 626 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.