Nahit Duru
Nahit Duru - Darbe girişiminde cevap bekleyen sorular

Darbe girişiminde cevap bekleyen sorular

" En kötü parlamenter sistem, en iyi askeri idareden, rejimden daha iyidir." 

İkinci Cumhurbaşkanı, CHPnin ikinci Genel Başkanı İsmet İnönünün 12 Mart muhtırasının ardından söylediği bu sözler kesinlikle unutulmamalıdır. Kaldı ki, daha sonra yapılan darbe ve darbe girişimlerinde darbecilerin faşist tutumlarına tanık olmuş, Paşayı rahmetle anmıştık.

Darbe girişiminin başladığı saatlerde HALKTVden Lale Ozan Arslan yayına bağlanmamı istediğinde, henüz ortalık toz dumandı. Belirsizlik vardı.

Sevgili İsmail Dükel, ne düşündüğümü sorduğunda İsmet Paşanın "En kötü parlamenter sistem, en iyi askeri idarede, rejimden daha iyidir." sözünü hatırlattım. Sonra da İsmet Paşanın 21 Şubat 1962de, 21-22 Mayıs 1963de söylediği sözlere vurgu yaptım: 

"Darbeciler silahlarını bırakarak derhal kışlasına çekilmelidir." 

Bu konuyu daha açacakken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın açıklaması nedeniyle yayına ara verdik. Cumhurbaşkanı, halkı silahlı darbecilere karşı direnmeye, sokaklara çıkmaya, havalimanlarında toplanmaya çağırdığında küçük dilimi yutacaktım.

İsmail Dükele yeniden bağlandığımda da darbe girişimine olduğu kadar, bu öneriye de karşı çıkıp, hayretle karşıladığımı söyledim. 

Cumhurbaşkanı, Başkomutan olduğunu söylüyordu. Anayasaya göre savaş halinde bu söylediği geçerliydi.

İktidarın ve Cumhurbaşkanı Erdoğanın emrindeki silahlı kuvvetler yerine, darbecilere karşı halkı direnmeye çağırmasını anlamak mümkün müydü?

Darbeye karışmayan askerler neredeydi, neden müdahale etmiyordu?

TBMM, MİT, Beştepedeki saray, İçişleri Bakanlığı ve diğer kurumlar bombalanır, stratejik yerler işgal edilirken, darbecilere neden müdahale edilmemişti?

Kuvvet komutanları neredeydi? Bunlar da Genelkurmay Başkanı gibi enterne mi edilmişti, yoksa başka bir şeyler mi vardı, perde arkasında. 

Genelkurmay Başkanına neden, kuvvet komutanlarından biri değil de, 1. Ordu komutanı vekalet etmekle görevlendirilmişti?

Sorular, sorular...

Cumhurbaşkanının konuşmasının ardından, emirle camilerden sabaha sela verdirilip, halkın sokaklara dökülmesini, darbecilerle karşı karşıya getirilmesini akıl ve mantıkla izah etmek mümkün mü?

Bu yetmiyormuş gibi, sabah saatlerinde Cumhurbaşkanlığından cep telefonlarına gelen mesaj halkı yine sokağa davet ediyordu. 

Devlet güçleri yerine, silahsız halk askerle karşı karşıya getirilmek mi isteniyordu bu mesajla? Bütün bu olanları anlayabilmek olası mı?

Ayrıca, darbe sonlandıysa, halk neden sokağa dökülmek isteniyordu? Ki, darbenin sonlandırıldığı en yetkili ağızlardan açıklanmıştı...

Umarım, halkın sokağa dökülmesini, AKP ve Erdoğan başkanlık sistemini getirmek için basamak yapmaz.

Not: Kıbrıs harekatı ile ilgili yazının son bölümünü bir kaç gün sonra yayınlayacağız.

Toplam 480 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.