Nahit Duru
Nahit Duru - Ecevit Londraya giderken harekat için hazırlık talimatı vermişti

Ecevit Londraya giderken harekat için hazırlık talimatı vermişti

16 - 20 Temmuz günlerine gelmeden önce, Kıbrısın geçmişini anımsayalım.

1571de 2. Selim döneminde Osmanlı İmparatorluğunun egemenliği altına giren Kıbrıs, 1877-1878 yıllarında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 93 Harbi olarak bilinen savaşın sonunda İngilizlere  kiralanmış, buradaki hükümranlık hakkı 300 yıl sonra Birleşik Krallığa geçmişti.  

1914de I.Dünya Savaşının patlak vermesinin ardından, Osmanlı İmparatorluğu, İngilterenin bulunduğu İtilaf devletlerine karşı Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğundan oluşan Müttefik devletler safında savaşa girince, Birleşik Krallık 5 Kasım 1914de Kıbrısı ilhak edecek, Osmanlı İmparatorluğu da bu oldu bitti karşısında çaresiz kalacaktı. 

Birleşik Krallık, 2. Dünya Savaşının ardından  adanın yönetimini, Birleşmiş Milletlerin ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı kararı kapsamında, Kıbrıslılara bırakacak, şubat 1959da imzalanan Londra ve Zürih anlaşmaları ile iki milletli Kıbrıs devleti kurulacaktı. 

Kıbrıs Türklerinin bir eli yağda, bir eli balda olanlar, Rumlarla ortaklık oluşturarak, bankalar, büyük şirketler kurmuşlardı.

Bu tarihten sonra, Rumlar Enosisi gerçekleştirmek için her türlü yolu deneyecekti. Makarios, Türklerin adayı terketmeleri için büyük bir gayret gösterecekti. Makarios bununla yetinmeyip, 1963-64 ve 1967de yapılan katliamları destekleyecekti. Ne var ki, bu katliamlar karşısında Türk hükumetleri Kıbrısa müdahale edemeyecekti. Süleyman Demirel yıllar sonra, çıkartma yapacak gemimiz olmadığını, bu nedenle Kıbrısa müdahale edilemediğini söyleyecekti. 

1974 Temmuz ayına gelelim. 

16 Temmuz 1974ten başlayarak, Başbakan Bülent Ecevit ile Dışişleri Bakanı Turan Güneşin diplomasi trafiği, Türkiyenin istediği sonucu getirmeyecekti. ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco, ABD Büyükelçisi Macommer, İngiltere Başbakanı Harold Wilson, İngiltere ve Yunan Dışişleri bakanları ile yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmıştı.

Dönemin Başbakanı Ecevit, Arayışın Yazıişleri müdürlüğü görevini yaptığım dönemde çıkartma gününü ve öncesini bir sohbet sırasında anlatmıştı.

Notlarımdan aktarayım. 

MGK ve bakanlar kurulu toplantılarının ardından Bülent Ecevit, Türkiye ve Yunanistanla birlikte garantör olan İngiltere yetkilileri ile görüşme yapmak üzere 17 Temmuz İngiltereye gidecekti. 

Başbakan Bülent Ecevit, İngilterede Başbakan Wilson ve Dışişleri Bakanı Callaghanla görüşecek, fakat tüm önerilerine olumsuz yanıt alacaktı.

Gerçi Ecevit, Londraya gitmeden önce, Genelkurmaydan harekât için hazırlık yapılmasını istemişti. 

Bu arada Makariosun Kıbrıs Cumhuriyetinin yasal lideri kabul edildiği BM Güvenlik Konseyi 16 - 17 Temmuzda toplanacaktı. Cumhurbaşkanı Makarios, sanki Türklere karşı asimilasyon uygulamamış, Rumlar tarafından katledilmelerine seyirci kalmamış gibi, Kıbrısın bağımsızlığının ortadan kaldırıldığını ve Kıbrıs halkının - Türkler de dahil - hayatının tehlikede olduğunu Güvenlik Konseyi üyelerine anlatacaktı.

Ecevit Türkiyeye döndükten sonra, bakanlar kurulunu toplayacak gelişmelerle ilgili bilgi verecek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Eşref Akıncı, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Emin Alpkaya ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan ile de hazırlıklar konusunda görüşmeler yapacaktı.

Ecevit, bu toplantılarda, Deniz kuvvetleri Komutanı Kayacanın "Ben Kıbrısa kayıkla dahi olsa çıkarım. Önemli olan işin bu tarafı değil. Siz siyasi olarak Türkiyenin haklılığını anlatabilecek ve bizi destekleyebilecek misiniz? dediğini hiç unutamadığını da aktarmıştı.

Bülent Ecevit ve Dışişleri Bakanı Turan Güneş Kıbrıs Barış Harekatından bir kaç saat önce Türkiye ile Yunanistan arasında arabuluculuk rolü üstlenen, ABDnin Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco ile yaptığı görüşmede ABD Büyükelçisi Macomber da  hazır bulunacaktı.

Bu görüşmeler yapılırken, Türk donanması çıkarma için hazırlanmış, Kayacandan gelecek emri bekliyordu. 

Ecevite Siscoun 20 temmuz sabahına doğru ne anlattığını sormuş, özetle şu yanıtı almıştım:

"Sisco, "Sayın Ecevit sizi anlıyoruz. Yunanistan da durumun ciddiyetinin farkında. ABD olarak da, sessiz kalarak, Enosisin karşısında olduğunu anlatmaya çalıştık. Yunan tarafı her türlü müzakereye açıktır." dedi.

Sisco, ABD dışişleri bakanı Kissengerin mesajını da iletiyor Ecevite:

"Tüm fikirlere açığız. ABD Türkiyenin her zaman müttefiki olmuştur"

ABD Büyükelçisi Macomber ise, Ecevite hümanistliği üzerinden yaklaşacak. "Harekat yapacaksanız bir gün erteleyiniz. Bu yolla hayatları kurtaracağız" diyecekti.

Sisco da,  kendisinin Atinaya gidip son bir görüşme yapması için Eceviti iknaya çalışmış, ancak ne olumlu ne de olumsuz bir tepki alamamıştı.

Ecevit, yalnızca Makariosun Güvenlik Konseyi toplantısındaki konuşmasını ve Kıbrıs halkının can güvenliğinin tehlikede olduğu söylemini anımsatmakla yetinmişti. 

Sisco ve Macomber, Başbakanlığın arka kapısından gazetecilere görmeden ayrılırken zaman kazandıklarını düşünmüşlerdi.

Ecevit ve Güneş, bakanlar kurulu odasına geçerek, olayı özetleyecekler, sonra, hazırlıkları Genelkurmay Başkanı ile görüştükten sonra, sabaha karşı verilen emirle, Türk donanmasına ait çıkarma gemileri Girneye doğru hareket edecekti. aynı saatlerde Türk hava kuvvetlerine ait jetlerin korumasında paraşütçü birlikleri de Kıbrısa inmeye başlayacaktı.

Tarih 20 Temmuz 1974ü gösterirken, Kıbrıs harekatı başlamıştı ve artık dönüşü yoktu...

Harekat başladıktan sonra, başbakanlığa kimler çağırılacak, siyasi parti liderleri ne diyecekti?

Son bölümde bu sorular yanıt bulacak. 

Toplam 794 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.