İki ile ikinin toplamı dört
AKP ile MHP’nin yerel seçim ittifakının sonlandığını açıkladıkları 15 Kasım günü yayımlanan yazımda, bu iki partinin son anda bir manevra yapacakları olasılığından söz etmiş ve “…AKP-MHP ittifakına bitti demek zor görünüyor” demiştim.
CHP ile İYİ Partinin yerel seçimlerde işbirliği yapma görüşmeleri ve yaptırılan anketler, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı harekete geçirdi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile “ittifak görüşmelerini” başlattı.
MHP “ANDIMIZ”dan, af önerisinden geri adım atmış AKP ile yine birlikte hareket etmeye başlamıştı.
İki parti lideri de, “ büyük lokma yemek “ yerine “ büyük laf” etmiş, sonra da kucaklaşma noktasına gelmişti.
Öte yandan, CHP yetkilileri, “yerel seçimlere her yerde kendi adaylarımızla çıkacağız” deyip, kimi seçim bölgelerinde adaylarını açıklamaya başladığı zaman, örgütü de yurttaşları da bir heyecen sarmıştı.
Aday adayları da, eğilim yoklaması yapılacağı için CHP’li olsun olmasın yurttaşlarla kucaklaşmaya, dertleri dinlemeye, çözüm yolları anlatmaya başlamıştı.
Sonra, İYİ Parti ile işbirliği görüşmeleri başlayınca, CHP’nin aday adaylarındaki ilk heyecanın yerini “ne oluyoruz?” sorusu alıverdi.
Yurttaşlar, CHP’nin seçime CHP’li adaylarla katılmasını bekliyordu. Şimdi bu beklenti yerini belirsizliğe bırakmış gibi…
CHP bu belirsizliği bir an önce gidermeli, adaylarını, dost-ahbap ilişkisi içinde değil, “liyakata” önem vererek seçmelidir.
Öte yandan, her fırsatta kadın eşitliğine önem verdiğini vurgulayan CHP, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa gibi illerde bir kadın adaya yönelse daha iyi olmaz mı? CHP bunu neden düşünmez, anlamak olası değil. Büyük kentlerimize, "kadın eli" değse kötü mü olur?
Şimdi CHP yönetimi Aydın’ı örnek verecek, ve “kadın başkanımız var” diyecekler. Ancak bu yetmez diye düşünenlerdenim.
Siyasi parti yöneticilerinin, bu ittifakların seçimi kazandıracağı gibi bir kanıya varmamaları gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum.
Daha önce de yazmıştım, siyasette iki ile ikinin toplamı her zaman dört etmez. Kimi zaman üç eder, kimi zaman da daha düşük.
Bu sonucu en son, geçen dönem CHP-MHP ortak adayı Mansur Yavaş da yaşamadık mı? SODEP- Halkçı Parti brleşmesi, Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi’nin birleşmesi gibi çok sayıda örnek de verilebilir.
O nedenle, partiler ittifaka değil, kendi adaylarına, örgütüne ve halka yönelmelidir.
Ve, CHP bu seçimlerde başarılı olmak istiyorsa, kendi adaylarını ön plana çıkarmalı ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’u üs olarak seçmelidir.
Herkes şunu söylüyor:
“İstanbul’u alan seçimi kazanır”
O halde, CHP ağırlıklı olarak gerçek CHP’li adaylarla seçime katılmalı ve Kemal Kılıçdaroğlu da kampanyayı İstanbul’dan yönetmelidir.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.