Jöleliden dost çağrısı!

AKP, gündemi döndürüp dolaştırıp başkanlık sistemine getiriyor. Darbe anayasasını değiştirelim diyor, ancak hangi özgürlüklerin geleceğine hiç değinmeyip, nasıl bir başkanlık sistemi getireceklerini anlatıyor.

AKPlilerin yanı sıra tartışmaya Cumhurbaşkanının baş danışmanı "jöleli", "dönek" diye anılan Yiğit Bulut da katıldı. Bulut, başkanlık  sistemini savunsa üzerinde durmayıp geçeceğim, ancak sisteme karşı çıkanları, çıkacakları açıkça tehdit ediyor, ya da kendi deyimi ile "dostça" uyarıyor şu sözlerle:

"...Bakın, bugün Türkiye, başkanlık sistemini tartışıyor. Ama, içeriden birileri bunun önüne geçmeye çalışıyor. Açık söyleyeyim, bunun önüne kimse geçemez. Onun için, hiç kimse boşu boşuna rengini belli etmesin. Açık söylüyorum. Ben onlara dost çağrısı yapıyorum. Boşu boşuna kim olduğunuzu iyice deşifre edip ortalığa çıkmayın."

Başkanlık sistemine karşı çıkacak olan, ya da karşı çıkanları alenen tehdit eden danışman ve ağababaları ne yapacak? Öldürecekler mi, hapislerde mi süründürecekler? Ne yapacaklar, açıklasınlar ki, cezamızı peşin peşin bilelim.

Ey Yiğit Bulut, bir kaç yıl önce muhalif olan, şimdilerde Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı payesi alan gazeteci kartviziti taşıyan kişi, "Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın " ...

***

Başkanlığa  karşı olanları tehdit edenlerin savunduğu sistem neymiş bakalım.

AKPnin, daha doğrusu sarayın istediği başkanlık sistemi, bir nevi krallık. Başkan parlamentoyu feshedebilecek ve sorumsuz olacak. Gerisi teferruat...

Bu bile ne istediklerini anlatmaya yetmez mi?

Şimdi olmazsa olmazı olarak sunduğu başkanlık sistemi ile ilgili Erdoğanın görüşü de değişiyor sürekli.

Recep Tayyip Erdoğan henüz Refah Partisinin İstanbul İl Başkanıyken, gündeme gelen başkanlık sistemini 1993 yılında "özenti" ve "ABD emperyalizminin tavsiyesi" diye nitelemişti.

Ne olduysa, cumhurbaşkanlığı makamının kendisine yakınlaştığı, ABD ile iyi ilişkiye girdiği 2011den sonra oldu. 

Eyalet sistemi ile ilgili görüşleri de belirgin değil Erdoğanın. Şimdi üniter yapıyı savunan Erdoğan 29 mart 2013 CNNTURK ve KANALD ortak yayınında eyalet sistemi ile ilgili olarak görüşlerini açıklamıştı. 

Bugün CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen, o tarihte Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olan Enis Berberoğlunun da bulunduğu 4lünün sorularını yanıtlarken Erdoğan neler söylemiş onu da anımsayalım:

"...Gelişmiş ve güçlü ülkelerde eyalet korkusu yoktur. Tam aksine güçlü ülkelerde eyalet yapılanmaları süratle kalkınmayı getirir. ...Osmanlıya baktığımızda o güçlü Osmanlıda Lazistan, Kürdistan eyaleti var. Niye Osmanlı güçlü. Osmanlı hiç çekinmiyor...

... Eyaletlerde endişe içerisine girmeye gerek yok. Güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır. Üniter yapı bununla alakalı bir şey değil. Siz eyalet sisteminde de üniter yapıyı muhafaza edebilirsiniz...

Şu anda Almanyadaki sisteme baktığımızda coğrafi bölgenin adını koyuyor. Biz de olaya bu şekilde yaklaşabiliriz..."

Ve CHP, MHP, HDP bu kadar çabuk görüş değiştiren bir zihniyetle yeni anayasa yapmaya kalkıyor. 

Komisyonda eşit temsil edilseler bile TBMMde durum farklı. Mecliste verilecek önergelerle durum değiştirilebilir. Bazı maddelerde MHP veya işine gelen maddelerde HDPnin destek vermesiyle AKP istediğini elde edebilir. Son yıllarda bu tür olaylara çok sayıda örnek vermek mümkün.

Bunun sonunda, "al eyaleti, ver başkanlığı" pazarlığına kadar gidebilir. 

Böyle bir Anayasanın çıkmasının veya referanduma götürülmesinin sorumluluğu ise özellikle CHPye yüklenecektir.

İnsanın aklına bir başka şey daha geliyor. "Muhalefet partileri de Yiğit Bulutun dostça uyarısından mı etkilendiler" diye...

İş işten geçmeden bu üç parti ülkenin nereye götürülmek istendiğini eni konu düşünmeli ve duruşunu yeniden belirlemelidir.

Mutlaka anayasayı değiştirme konusunda kararlıysanız, söylenecek söz kalmıyor. O halde buyurun kurtlar sofrasına...