Kuruluş ayarlarına dönmek

Kasım 2015 Milletvekili seçimlerinden hemen sonra Ertuğrul Özkök Hürriyetteki köşesinde AKP, 7 Hazirandan sonra fabrika ayarlarına dönme kararı almıştı. Benim yaptığım da bu diyerek fabrika ayarlarına dönmüştü.

O günlerde ben de bu köşede peş peşe iki ayrı yazarak, özellikle şu konuya vurgu yapmıştım:

CHP; Türkiyeye gelmiş en büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürkün devrimlerine sahip çıkmalı, yarım bırakılan devrimleri tamamlama yolunda adım atmalı, kısaca özüne dönmelidir.

Yani, önemli olan; AKPnin ya da Ertuğrul Özkökün fabrika ayarlarına dönüp dönmemesi değil, CHPnin kuruluş ayarlarına dönüp dönmeyeceğidir.

Neden bunları söyleme gereği duymuştum.

O seçimde de CHP oylarını arttıramayınca, parti içi tartışma başlatılmış, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi eleştiri bombardımanına tutulmuştu.

Bu tür tartışmaların, hemen seçimlerin ardından başlatılmasının doğru olmadığını, CHPnin kuruluş ilkelerine nasıl döneceği konusu etrafında yoğunlaşması gerektiğini de o yazılarımda ifade etmiştim.

Ancak, bunların üzerinde hiç durulmadı. O nedenle de kuruluş ayarları yerine başa döndük.

12 Kasım 2015 tarihindeki yazıma, Ülke ve halkın sorunlarının doruğa ulaştığı bir dönemde, CHP yine içe döndü. Tartışma büyüyor, daha da büyüyeceğe benziyor. diye başlamıştım.

Aynı yazıda, Türk halkının; her şeyden önce güven duyacağı, kendisine yakın, derdini anlayacak, kapıları herkese açık, devrimci, Mustafa Kemal Atatürkün CHPsini istediğine dikkat çekmiş, şöyle devam etmiştim:

Halk; CHPnin 6 okunu -Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik ilkelerini- yaşama geçirecek, halkçı kadrosuyla, devrimci programıyla bir siyasi yapı görmeyi umuyor.

Bir de kendisini 4 yılda bir hatırlayan değil, sürekli iç içe olduğu kadrolar bekliyor CHPden.

Ve de, Genel Başkanını yalnızca seçim döneminde değil, sürekli kentlerinde konuk etmeyi de umuyorlar, mitinglerde, kahvelerde hatta evlerinde…

CHP bugün de, dünden ders almadan, referandumda yapılanları, AKPnin ve YSKnın oyunlarını, sandıkların tamamı açılmadan evetin kazandığının açıklanmasını unutup iç çekişmeye döndü.

İç çekişme, CHPnin kuruluş ilkeleri konusunda olsa, bir derece hoş görülebilir.

Ne var ki, ilkeler rafa kaldırılıp, ağır eleştiriler başladı. Eleştirenler, haklı olsalar bile, AKPlilere koz verdikleri için, kamuoyunda zamanlamanın yanlış olduğu konusu yaygın...

Bir de şuna vurgu yapmayı görev sayıyorum. Halk, CHP Genel Başkanı olduğu günlerde Gandi Kemal olarak ünlenen, Kemal Kılıçdaroğlunu arıyor. 

Halkın bir de beklentisi var: Parti içi demokrasi ile disiplinsizliğin karıştırılmaması…