Nahit Duru
Nahit Duru - Pazar günü göreceğiz, “TAMAM” mı, “devam” mı…

Pazar günü göreceğiz, “TAMAM” mı, “devam” mı…

AKP’nin İstanbul mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kalabalığı olduğundan fazla gösterip, büyük bir ihtimalle; “İşte başkanım İstanbul” demişlerdir. Çevre illerden taşıdıkları insanları, belediyeden ve devlet dairelerinden getirdikleri kişileri hiç söylemeden.

Anadolu Ajansı (AA) Erdoğan’ın mitingine katılanların sayısını abartarak, 1 milyon 300 bin olarak gösterdi. Uzmanlara göre, AA, taşıma kalabalığı tam bir milyon abartmış. Uzmanlar yaptıkları ölçüm sonucu Yenikapı’ya katılanların maksimım 300 bin kişi olduğu söylüyor.

Yalnız AA mı abartan bu sayıyı? AKP yetkilileri de devletin ajansı ile aynı fikirde. Erdoğan’a da verilen bilgi bu…

Bu olay, 9 Mayıs 1950 tarihinde Cumhurabaşkanı İsmet İnönü’nün yaşadıklarını anımsattı.

Milletvekili seçimi için İsmet Paşa, İstanbullulara hitap edecekti. 

Taksim’deki toplantıya katılım çok yüksekti. İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay, kalabalığı İnönü’ye göstererek, “İşte paşam İstanbul!” diyecekti.

CHP, 14 Mayıs 1950 Pazar günü yapılan seçimleri İstanbul’da kaybedince herkes gibi İsmet Paşa da şaşırmıştı.

Seçim sonucu, Cumhuriyet Halk Partisi TBMM’de de çoğunluğu yitirmişti. Demokrat Parti (DP) yüzde 52,68; CHP yüzde 39,45; Millet Parti 3.11, bağımsızlar 4,76 oy alacaktı.

Bu sonuçlar o gün uygulanan çoğunluk sistemine göre, TBMM’de DP’nin 420, CHP’nin 63, Millet Partisi’nin 1, Bağımsızların da 3 milletvekili ile temsil edilmesine neden olacaktı.

Paşa, İstanbul’daki kalabalığı görünce, Gökay’ın “İşte Paşam İstanbul” sözüne inanmış, aklına; Taksim Meydanı'na insanların istekleri dışında getirildiği hiç ama hiç gelmemişti.

Bu sonuç; CHP’nin 27 yıllık iktidarının bitirmişti.

Halk arasında ufak tefekliğinden ötürü “Küçük Vali” veya “mini mini vali” lakabıyla anılan Fahrettin Kerim Gökay da, CHP’nin iktidarı yitirmesinin ardından, Demokrat Parti’ye geçmiş, 1957 yılına kadar İstanbul Belediye Başkanlığı ve Valiliği görevini sürdürmüş, sonra da Büyükelçi olarak atanmıştı.

İsmet Paşa, bunca deneyimine karşın, Gökay’ın kendisini arkadan vuracağını, toplama insanlarla gözünü boyamaya çalışacağını tahmin edememişti.

Tıpkı AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdopan’ın İstanbul, Yalova, Bursa ve diğer illerde yaptığı mitinglerde olduğu gibi.

İnönü, 1950 yılında nasıl aldatıldıysa, bugün de Erdoğan aldatılıyor. Hem de kendi yakınları tarafından.

İnönü, belki de o tarihe kadar ilk defa aldatılmıştı. AKP’nin adayı ile farkı da bu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisini FETÖ’nün, ABD’nin, Rusya’nın, Barzani’nin aldattığını itiraf etmişti. Bugünlerde de yakınları aldatıyor O’nu…

Şimdi Erdoğan’ın bu seçimde ciddi rakipleri var. CHP’nin adayı Muharrem İnce, İYİ Parti adayı Meral Akşener ve SP adayı Temel Karamollaoğlu…

Üçü de kolay kolay kandırılacak insanlar değil.

Bu adayların mitinglerine kalabalık olsun diye taşıma yapılmıyor. Neyse o…

Muharrem İnce, son iki mitingini Ankara ve İstanbul'da yapacak. Cuma Ankara, cumartesi İstanbul.

İnce’ye, “ İşte Ankara” veya “İşte İstanbul” diyecek, onu kandırmaya çalışacak kimse yok. Zira, Muharrem İnce, gerçekleri görerek yol alıyor, halka doğruları söyleyerek. 

Hem Millet İttifakı’nın, hem İnce’nin iktidara yürüdüğüne inananların sayısı giderek artıyor. Yandaş medya yöneticileri, programcıları ve yazarları bile bunu yazmaktan, söylemekten çekinmiyor. 

Tarih tekerrür eder mi bilmem. Ancak Gezi’cinin açıkladığı son anket, ikinci turda Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı olacağını gösteriyor.

Pazar günü göreceğiz, “ TAMAM” mı, “devam” mı….

Toplam 739 defa okunmuştur.

Nahit Duru diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.