Referandum sonucunun yüklediği görev

Referandum, henüz sonuçlanmadan, ne yazık ki; evetin kazandığı, parlamenter sistemin sonlandığı açıklanmıştır.

Diyelim ki, şaibeli, sonuçları tartışmalı bir referandumda, tüm itirazlar reddedilmiş, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi yürürlüğe sokulmuştur.

En son söylenmesi gerekeni baştan yazayım…

CHP ve hayır oyu için çalışanlar, ne olursa olsun, zaman geçirmeden, referandum sonuçlarını kabul etmediklerini açıklayarak, Mustafa Kemal Atatürkün yerleştirdiği DEMOKRATİK, LAİK, ÇAĞDAŞ PARLAMENTER SİSTEMi savunmalı ve yeniden hayata geçene kadar, mücadeleyi sürdürmelidir.

Yüksek Seçim Kurulunun yasalara aykırı aldığı son dakika kararları, genelgesine göre: tercih mührü kullanılması gerekirken, evet mührü vurulan oyları geçerli sayması, kampanya döneminde eşitlik ilkesini kaldıran uygulamaları, devlet imkanlarının kullanılmasına göz yumması referandumun tartışmalı hale gelmesinin başlıca nedeni olarak gösterilebilir ki, katılmamak mümkün değildir.

TELE1 Tvde söylediğim gibi; YSK, maç bittikten sonra kural değiştirmiş, galip gelen takımı mağlup ilan etmiştir.

Yapılan, tüm hukuksuz, yasaya aykırı değişikliklere, tek taraflı kampanyaya rağmen, ancak ve ancak, hile sonucu yüzde 51 gibi bir oranda evet çıkarabilmişlerdir.

Üstelik Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, henüz sonuçlar kesinleşmeden, oyların sayımı bitmeden, itirazlar karara bağlanmadan, Anayasa değişikliğinin kabul edildiğini açıklamıştır.

Bu açıklama, Güvenin iradesi ile mi yapılmıştır, yoksa balkon konuşması yapan Binali Yıldırımın veya Atı alan Üsküdarı geçti diyen Cumhurbaşkanının isteğiyle mi gerçekleştirilmiştir.

Bu açıklamanın amacı, Başbakan ve Cumhurbaşkanının konuşmalarına meşruiyet kazandırmak mıdır?

Amacı ne olursa olsun, yapılan tüm hukuksuzluklar, kanuna aykırı kararlar gibi bu açıklama da kabul edilebilir nitelikte değildir.

Şunu ifade etmekte yarar görüyorum. Hiç kimsenin, yılgınlığa, umutsuzluğa düşmek gibi bir lüksü yoktur. Aslında bu referandum AKPnin ve MHPnin evetcilerinin yenilgisi ile sonuçlanmıştır.

Başta da belirttiğim gibi, bu saatten sonra CHPnin ve son ana değin hayır oyu için çabalayan bağımsız milletvekilleri, kumpasla hapse atılıp beraat eden subaylar ile yurttaşlar kararlılıkla, Mustafa Kemal Atatürkün sağlamlaştırdığı parlamenter sisteme, laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkarak mücadeleyi sürdürmelidirler.

Hiçbir şey bitmedi. Demokrasi ve hukuk mücadelesi yeni başlıyor.