Şehitlik övgüsünün arkasında saklanan gerçekler
Türkiye hergün şehit haberleri ile güne uyanıyor... İktidardakiler, ise teröre lanet yağdırıp duruyorlar.
Gerçi güçlü yöneticiler, lanet okumak yerine gereğini yaparlar ama, neyse... Hiç değilse lanet okuyup, vatan millet, sakarya nutukları atıyor, "terörün kökünün kazınacağını" söyleyip moralimizin bozulmamasını sağlıyorlar ya...
Geçen hafta İstanbulda, hafta arası çeşitli noktalarda, son olarak da, Kayseride terör güvenlik güçlerimize tuzak kuruyor.
Bir hafta önce, ulusal yas ilan edenler, Kayseri saldırısından sonra, teröristleri sevindirmemek için programlarını bozmayacaklarını söyleyerek, milletimizin teröristlerden çekinilmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorlar.
İktidar sahipleri, güvenlik güçlerimize, insanlarımıza şehit olmanın erdemini anlatır, polisimizi askerimizi sıradan güvenliksiz halk otobüsleriyle bir yerden bir yere nakleder, halkımızı alışveriş mekanlarına gitmeye teşvik ederken, kendileri onlarca, daha yüksek makamlardaki yüzlerce koruma ile dolaşıyorlar.
Şehitlerimizin ardından özellikle yandaş ve kendilerine merkez medya adınını veren grupların televizyonlarına uzman diye çıkartılanlara gelince... Bu sözde uzmanlar, iktidardakileri korurlarken, neredeyse yitirdiğimiz insanlarımızı, halkımızı suçlu ilan edecekler.
Neymiş, halkımız şüpheli gördükleri komşularını ihbar etmeliymiş, terörün bir başka nedeni de, ortadoğuda hüküm süren bir savaşın parçası haline getirilmiş olmamızmış. Ancak, ülkemizi bu savaşa kimler tarafından itildiğine değineni duyan yok nedense.
Hiç kimse, askerlik bile yapmayanların polis yapıldığını, polislerin askerlik hizmetinden muaf tutulduğunu, kısa bir eğitimden sonra teröristlerin karşısına çıkartıldığını aklına getirmiyor.
Askerlik yapmadıkları için belki de sorumluluk duyguları gelişmeyen, yeterli silah ve strateji eğitimi almayan polislerimiz teröristlerin karşısına çıkarılmasını kimse sorgulamıyor.
Deneyimsizlikleri, gerekli strateji eğitimi almadıkları İstanbul Beşiktaşta görülmedi mi?
Örneğin Maçkada 5 polisimizin teröristi etkisiz hale getirmek için yanına kadar sokularak, şehit olmalarında eğitimsizliğin rolü sorgulandı mı?
Kesinlikle sorgulanmadı...
İstihbarat zaafiyeti ise sürekli yazdığımız, ancak yöneticiler tarafından bir türlü kabul edilmeyen bir konu...
İstihbarat zaafiyeti yoksa, yönetim zaafiyeti olması gerekmez mi?
Belli ki, o da yok.
Olsa, bir kaç bakan, yönetici çıkar ve "istifa ediyorum. Görevimi yapamadım. Yurttaşlarımın ölümüne neden oldum" demez mi?
Demesi gerekir, ama, onların iradesinin üstündeki mutlak irade, "istifa et" demeden kimse istifa etmeye bile cesaret edemez.
Ve bizler, şehit olmanın erdemi masalıyla uyutulup, şehit olmaya ve vermeye devam eder gideriz.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.