Suudi Arabistan Başkonsolosu neden gözaltına alınmadı?
Bir diplomat, cinayet işler, cinsel tacizde bulunursa, dokunulmazlığı sürer mi sürmez mi?
Diplomatlara ve konsolosluk görevlilerine 1961 “Viyana Diplomasi İlişkileri Sözleşmesi” ile “1963 Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi” dokunulmazlık sağlamış.
ABD dahil bir çok ülkede cinsel istismar, cinayet, cinayete teşebbüs gibi suçlardan gözaltına alınan konsolosluk görevlileri veya dokunulmazlığa sahip yakınları yargılanmamış, yalnızca ülkelerine geri dönmeleri istenmiştir.
Özellikle, evrensel hukuk lkeleri herkes için bağlayıcı olmasına rağmen, diplomatların cinayet, cinsel aciz gibi suçlardan dokunulmaz olması kabul edilemez, bu evrensel hukukun yanı sıra, insan haklarına da aykırıdır.
Hüsamettin Cindoruk’un Genel Başkan olduğu dönemde Doğru Yol Partisi’in Genel Sekreterliği’ni yapmışi eski TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger’den bu konuya açıklık getiren önemli bir yazı geldi.
Yazıyı Dr. M. Ruşen Gültekin kaleme almış.
Konusu IŞİD yanlısı ve Suudi Arabistan yönetimine muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülmesi... Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi memleketine elini kolunu sallayarak gitmesi.
Gültekin, yazısına “Gerek Dışişleri Bakanlığı, gerekse Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ‘Konsolosun diplomatik dokunulmazlığı var, cezai bağışıklığı var, seyahat özgürlüğü var’ dedi” diye başlıyor ve özetle şöyle devam ediyor:
"Yıllarca da Adalet Bakanlığında uluslararası ilişkiler hakimi olarak görev yaparken uyguladım.
1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri hakkındaki Viyana Sözleşmesinin 41. maddesinde “dokunulmazlık” konusu şöyle düzenleniyor:
Konsolosluk memurlarının kişisel dokunulmazlığı
1. Konsoluk memurlarının tutuklanmaları veya gözaltına alınmaları, ancak, ağır bir suç halinde ve yetkili adlî makamın kararı ile olur.
2. Bu maddenin 1. fıkrasında öngörülen hal saklı kalmak üzere, kesinleşmiş adlî bir kararın uygulanması dışında, Konsolosluk memurları hapsedilemez ve herhangi bir şekilde kişisel hürriyetleri kısıtlamaya tabi tutulamaz."
Yani, konsolosluk memurlarının, Kaşıkçı’yla ilgili ileri sürülen iddialarla bağlantılı olarak şüpheli sıfatını taşıması, ‘ağır suç şüphesiyle’ ve savcılık kararıyla mümkün. ki olayda bu bal gibi var.
Konsolosluk görevlisi yargılanabilir mi?
Sözleşmenin aynı maddesinin 3. fıkrasında da yargılama konusu açıklanıyor:
‘Aleyhine cezaî bir dava ikame edilen konsolosluk memuru yetkili makamların önüne çıkmak zorundadır.
…Bu maddenin 1. fıkrasında zikredilen hallerde, bir Konsolosluk memurunun gözaltına alınması kaçınılmaz olduğu takdirde, aleyhine ikame edilecek dava en kısa zamanda açılmalıdır.’
Bu maddeye göre, konsolosluk memurları gözaltı işlemine ve yargılamaya tabi olabiliyor.
Hangi suçlardan yargılanabilirler?
Sözleşmenin 43. maddesine göre; konsolosluk çalışanları sadece resmi görevleri dahilindeki suçlardan cezai bağışıklığa sahip.
Buna göre Kaşıkçı’yla ilgili öne sürülen iddialar ‘insan öldürme suçu’ olduğundan ağır suç kapsamına girer. İnsan öldürmek de vize vermek gibi konsolosluk işlemleriyle bağlı “resmi suç” sayılamaz.
Yani, ‘insan öldürme’ gibi bir suçlamayla karşı karşıya kalan konsolosluk memuru, Türk Ceza Kanunu’nu (TCK) ihlal etmekten yargılanabilir.
O halde soruyorum, Suudi Arabistan İstanbul Konsolosu hepimizin gözü önünde nasıl ülkesine kaçtı? Göz göre göre cinayet şüphelisini neden gözaltına alıp sorgulamadık? Konsolosluk binası neden ağır cezalık suç durumunda aranmadı, bu kadar beklendi?
Yoksa muz cumhuriyeti olduk da bizim mi haberimiz yok”
Dr. M. Ruşen Gültekin’in görüşleri böyle. Adalet bakanlığında yetkili olarak çalışan Gültekin’’in iddiasına göre, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Türkiye’de yargılanabilirdi ve Türkiye’den ayrılması önlenebilirdi.
Bekleyip göreceğiz.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.