Türkiye mahkum edilebilir
Nida Tüfekçinin halk müziğimize kazandırdığı, eşi Neriman Altıdağ Tüfekçinin seslendirdiği Urfa yöresinden bir türkü var "Kışlalar doldu boşaldı bugün" diye başlayan.
Bu türkünün sözlerini günümüze uyarlamışlar.
"Zindanlar doldu bugün, boşaldı doldu bugün..."
Gazeteciler Cemiyet Başkanı Nazmi Bilgin, türküden mi esinlendi bilemem ama, Ergenekon davası ile başlayan tutuklamalara değinerek; "Sonra zindanlar boşaldı. İçimizde bir iyimserlik uyanmıştı ki, yakın dönemde aynı şey yeniden başlatıldı. İnsanlar yeniden Silivriye gönderiliyor" dedi.
Dostumuz, Nazmi Bilgin Başkanı olduğu Merkezi Ankarada olan Gazeteciler Cemiyetinin düzenlediği "Özgürlük İçin Basın 2nci Ulusal Konferans"ında konuştu. Olmayan bir şeyin konferansı olur mu demeyin. Cemiyet çok önemli bir çalışmaya imza atmış. Tam iki yıllık bir emek.
Bu arada salonda konferansın adı ile ilgili espri de yapıldı. Konferansın adı "Özgürlük için basın" yerine, "basın için özgürlük" olabilirdi diye.
Gazeteciler Cemiyetinin yürüttüğü Avrupa Birliğinin desteği ile hazırlanan 2014-2015 raporunu da ele alındığı konferansta Bilgin, MİT tırları haberine değinirken, Can Dündar ile Erdem Gül için önce suç üretildiğini, sonra da cezaevine konulduklarını anımsattı ve "Silahsız terör örgütü ve casusluk ne demekse" diye sordu.
İfade ve Basın Özgürlüğü İhlalleri Raporu, Prof. Dr. Korkmaz Alemdar başkanlığında Ankara Barosu önceki başkanı Tuncay Alemdaroğlu ile Gazeteciler Ali Şimşek, Muharrem Sarıkaya , Sibel Utku Biladan oluşan İfade Özgürlüğü ve Basın Etiği Ulusal Daimi Komitesi gözetiminde Proje ekibi tarafından yazılmış. Proje ekibinde ise, Koordinatör Yusuf Kanlı, usta gazeteci Seva Ülman Erten ve Merve Kartal ile stajyerler Ecem Boğatemur ile Tuğçe Yılmaz görev almış.
Toplantıya ilgi oldukça fazlaydı. Avrupa Birliği Büyükelçisi Hansjörg Haberin de bir konuşma yaptığı konferansa çok sayıda ülke Almanya, Norveç, Litvanya, Portekiz, Lübnan, Hırvatistan, Mısır, İngiltere, İsrail, Kolombiya, Portekiz, Hollanda, Bulgaristan, Sırbistan,İspanya, Finlandiya gibi ülkeler, Müsteşar, Katip veya Basın müşaviri düzeyinde katıldı. Ayrıca Yaşar Aysev, Sencer Güneşsoy, Feti Akkoç gibi usta gazeteciler ve Cemiyet Yönetiminin tümü konferansı izleyenler arasındaydı.
Fox TV ana haberlerini sunan Fatih Portakal ile TGS Başkanı Uğur Güç de birer konuşma yaparak, basın üzerindeki baskıyı anlattılar.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da konuşma yaptı. Feyzioğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kimi kararlarına atıfta bulunarak, şunları söyledi:
"AİHM kararına göre; bir gazeteci hakkında haberi nedeniyle soruşturma açmak, takipsizlik kararı verilse bile tüm gazetecilerin haber yapma hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Gazetecinin devlet sırrını açıklaması da, AİHMe göre haber verme hakkı olarak kabul edilmektedir."
Can Dündar ve Erdem Gülün tutuklanmasının "basına sopa" göstermek anlamına geldiğine vurgu yapan Feyzioğlu, bu iki gazetecinin kaçma ve delilleri yok etme ihtimalinin bulunmadığı halde tutuklanmalarının, bu tezi kanıtladığını söyleyerek devam etti:
"Sır diye iddia edilen olay herkesin bildiği bir haberdir. Bu nedenle, sır da değildir. Ayrıca, MİT tırları haberinin gerçek dışı olduğu, malzemeler arasında silah bulunmadığı ve terör örgütüne gitmediği en yetkili ağızlar tarafından açıklanmıştır. Ancak, haber doğru ise, uluslararası bir suç vardır ortada.
Bu tutuklama gerekçesi, Türkiyeyi kendi mahkemeleri aracılığı ile uluslararsı alanda çok güç duruma düşebilecektir. Bu dava Türkiyenin uluslararası kurallara aykırı hareket ettiği iddiası ile mahkum olmasına yol açabilir"
Bakın işe, "basına sopa göstereceğiz" diye ülkeyi mahkum ettirecekler. Hem de Türk mahkemeleri...
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.