Hediye

Kurtuluş Savaşı yıllarıydı..
Bırakın düşmana nazaran silahların ve mermilerin yetersiz olmasını, ayağa çarığın, yaraya merhemin bulunmadığı…
Tek öğünle aç karnına savaşılan yıllardı. 
Sovyetler, Atatürk komutasındaki askerlere çok sayıda silah, mermi ve cephane gönderdi.
İstenmemişti. 
Haliyle karşılıksız yani hediyeydi. 
Atatürk altında kalmadı. 
Gönderilen cephaneyi tek tek kalem kalem günün şartlarında hesapladı. 
Cephanenin maddi karşılığına denk geldiği kadar buğday hediye etti Sovyetlere. 

Eşi Latife Hanım'a at eyeri,
Dostlarına kitap hediye etti. 
*
Çanakkale Savaşı’nda hayatını kurtaran göğsündeki saati, Mareşal Liman Von Sanders’e hediye etti. 
Değerliydi; hayatını kurtarmış, tarihin akışını değiştirmişti ama Sanders, kendi saatini Atatürk’e hediye edince hiç düşünmeden o da saatini hediye etmişti. 

Hiç yanından ayırmadığı köpeği Foks da hediye verilmişti aslında. 
Seyyar bir fotoğrafçının bakımsız, sıradan köpeğiydi ama Ata’nın ilgisini çekmişti.  
“Size hediyem olsun Paşam” diyen sahibine teşekkür etti.
Bir daha yanından hiç ayırmamak üzere Foks’u aldı ama sahibine 50 lira ödedi. 

*
Belki hiç haberi olmadı ama Fikriye’ye şiir hediye etti:
“..Zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye’den.
Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden..”

*
Zeki adamdı vesselam..
Hediyeleri de bir o kadar manidardı! 
Afganistan’a resim, seccade, at, 
İran’a Kayseri Uçak Fabrikası’nda üretilen uçak, 
İngiltere’ye İstanbul’un fotoğraflarının olduğu albüm,
Adolf Hitler’e de imzalı bir fotoğrafını hediye etti
Türk milletinin gücünü sergiler gibi...

Hintli bir mihraceden hediye seccade kabul etti, 
eline hiç ulaşamasa da Arjantin Cumhurbaşkanı’ndan bir silah.. 

*
Manevi kızlarına yalnızca bir eğitim değil, Türk kadınına örnek olacak kocaman isimler hediye etti.
İlk kadın tarih profesörü, ilk kadın hukukçu, ilk kadın savaş pilotu…

Sadece Türk çocuklarına değil, tüm dünya çocuklarına bayram hediye etti.
Gençlere Spor Bayramı
kadınlara eşitlik
Türk milletine bağımsızlık hediye etti. 

*
Daha yakın tarihte Ahmet Necdet Sezer…
Cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine verilen maddi- manevi tüm hediyeleri Çankaya Köşkü demirbaşlarına kaydettirdi. 
Sadece halıları, madalyonları, heykelleri, takıları, vazoları değil, 
bizzat kendisinin çizildiği hediye resimleri bile devlete hediye etti. 

Bülent Ecevit, Oran’daki evini koruma müdürüne,
70 yıl boyunca kullandığı daktilosunu ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne,
Türk milletine de mütevaziliği hediye etti.

***

Velhasıl, hediyenin küçüğü büyüğü olmaz.
700 bin liralık saatin de 500 civarındaki uçağın da elbette bir anlamı var.
Lakin bunu şimdi yazamamak da bize verilen bir hediye.
Onca bağımsızlık mücadelesinden sonra; makarna, bulgur, kömür karşılığında verilen bağımlılık hediyesi...