Yeliz Koray
Yeliz Koray - Yapay zeka

Yapay zeka

1996 yılında Kahramanmaraşta doğdu. Annesi hemşire, babası öğretmendi.
Farklı olduğunu daha üç yaşında gösterdi. Okula gitmek istiyorum dedi.
Ama yazıldığı anaokuluna sadece 20 gün gidebildi.
Orada oyun oynuyorlar diyerek ilkokula başlayacağı günü bekledi.
Bilim adamı olacağım diyordu çünkü.
Sadece ailesi değil, komşuları da farkındaydı; bu çocuk, çocuk gibi değildi..

Okula başladığında yaşıtları harfleri öğrenirken O ileri derece matematik soruları çözüyordu bile.
Ama bu ülkede aklıyla fark yaratmanın iyi bir şey olmadığını anlaması çok zaman almadı.
İlk azarını ilkokul ikinci sınıfta işitti. Suçu, öğretmenin tahtada yaptığı matematik işleminin hatalı olduğunu söylemesiydi.
-İnsan, öğretmenin hatasını bulur mu çocuğum?

Öğrenme aşkıyla yanarken öğretmenin tavrından dolayı başka okula nakil oldu.
Orada da zekasını konuşturdu; girdiği bütün yarışmalarda birinci oldu.
Özel bir okulun onu keşfetmesiyle tam burslu olarak ortaöğrenimini kolejde tamamladı.

Liseyi kendisi gibi üstün zekalı öğrencilere eğitim veren TEVİTÖLde okudu.
Bilim adamı olma hayaline artık çok yakındı.
Hong Kong City Üniversitesinde Bilgisayar Bilimi bölümünü yüzde 50 bursla kazandı.
İlk iki yılını bitirdiğinde hem Yapay Zeka üzerine çalışan bir profesörün kadrosuna girdi, hem dekanlıktan yüzde 20 burs daha kazandı hem de yapay kornea yapan bir şirketin kadrosunda staja başladı.
Ama farklıydı, yetmedi, daha iyisini istedi.
Yapay Zeka üzerine en iyi çalışmayı yapan ABDnin Columbia Üniversitesine gitmeyi kafaya koydu.
Bir ay önce de aklının ve azminin ödülünü aldı.
Columbia Üniversitesi onu kabul etti hem de 18 bin dolar burs verdi.

Ailesi havalara uçtu. Oğullarının hayallerine koşması için her şeylerini ortaya koydular.
Ama Hong Kongtan sonra Columbia Üniversitesi ağır geldi.
Yıllık 75 bin dolara ihtiyaç vardı çünkü.
18 bin dolar bursun üstü nasıl tamamlanırdı?

***

Elimizde avucumuzda ne varsa sattık ama 2 yıl okutacak parayı denkleştiremedik diye çaresizce arayan bir anneyi ve ülkemizin yetiştirdiği pırıl pırıl bir genci yazmak istedim bugün.

Adı Ömer Fahri Önder.

Onun için yapabileceğim tek şey sesini duyurabilmek.

Seçim üzeri birileri aklımızla dalga geçerken ve hazır o birileri bas bas muasır medeniyetler seviyesine çıkacağız derken tam zamanıdır dedim.
Ömer Farukun bilim insanı olması için bursa ihtiyacı var.
Yıllık 75 bin dolara;

Ak Sarayın bir haftalık elektrik faturası,
bir bakanın makam arabası,
Emine Erdoğanın timsah derisinden çantası,
ya da bir mitingde harcanan parasının yarısı kadar.

Çok mu?

Ya da şöyle sorayım; değmez mi?

Toplam 1107 defa okunmuştur.

Yeliz Koray diğer yazıları:

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.