Yeni çıkan kitaplar ve editörün seçtikleri / 27 Mart 2017

Yeni çıkan kitaplar ve editörün seçtikleri / 27 Mart 2017

Yeni çıkan kitaplar ve editörün seçtikleri /... ABC Kitap'a ulaşmak için iletişim:abcgazetesikitap@gmail.com-------------------------------------------ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için "Yeni çıkanlar / Editörün Seçtikleri / Haftanın Kitabı / ABC En Çok Satanlar Listesi" oluşturdular.Aldatıldık'...

ABC Kitap'a ulaşmak için iletişim:
[email protected]

-------------------------------------------

ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için "Yeni çıkanlar / Editörün Seçtikleri / Haftanın Kitabı / ABC En Çok Satanlar Listesi" oluşturdular.

Aldatıldık' dememek için, 'aldanmamak' için ve ülkemizde ve dünyada olan bitenlerin farkında olmak için okumak ve daha fazla okumak gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta bir sakınca görmüyoruz.

Kürk Mantolu Madonna'nın popçu Madonna olduğunu zanneden medya figürlerine ülkenin teslim edildiği bir dönemde, daha fazla okumanın bir ödev olduğunu bilen okurlarımıza yeni bir seçki sunuyoruz.

Editörlerimizin seçkisinde edebiyattan, tarihe, inceleme-araştırma kitaplarından politik eserlere ve hatıra kitaplarına kadar pek çok türde okunmaya değer kitaplar ve yayınevlerinin okurlarla buluşturdukları yeni eserler yer alıyor.

Kitap dünyasındaki son gelişmelerden haberdar olmak için ABC Kitap sayfalarını takip etmeniz sizin için yeterli.

ABC izleyicilerine keyifli okumalar diliyoruz.

YENİ ÇIKANLAR

0001690657001-1.jpg

Ali Artun

MÜMKÜN OLMAYAN MÜZE

İletişim Yayıncılık

Ali Artun, “Mümkün Olmayan Müze'' derlemesiyle, müzeciliğin hem farklı tarihsel dönemlerini, hem de farklı türlerini kıyaslıyor. Müzelerin ne gösterdikleriyle ilgileniyor. Temsil ettikleri ve donattıkları bilgi ve iktidar rejimlerini irdeliyor. Rönesans müzelerinden çağdaş müzelere, farklı örnekler üzerinden, müzelerin inşa ettikleri sembolik evreni ve dili sökmeye çalışıyor. Bu dilin zamanla nasıl dönüştüğünü araştırıyor. Müzelerin iletişim gücünü sorguluyor.

Sonundaysa, müze açmanın bir çılgınlık aşamasına geldiği günümüzde bu gücün bizi nasıl etkilediğini aydınlatmayı umuyor.

202 s. İstanbul 2017

0001695854001-1.jpg

Stefan Zweig

GEÇMİŞE YOLCULUK

Tekin Yayınevi

Savaşın farklı biçimlere ve renklere bürünerek sürekli hayatlarımızı işgal ettiği bir dünyada Stefan Zweig okuru elinden tutuyor ve sıradan insanın bu büyük mekanizma karşısında hissettiklerini tek tek anlatıyor.

Kimi zaman acizlik, korku; kimi zamansa kahramanlık, coşku, harekete geçme isteği… Devletler, ordular bizleri bir silahtan, bir sayıdan ibaret görürken; sevenlerimizin bizi kaybetme ihtimali karşısında hissettikleri farklı yaşamlardan, farklı sosyal koşullardan süzülen hikâyelerle ruhumuza nakşediliyor. Böyle zor zamanlarda, başka ihtimallerin önünün giderek kapandığı şartlarda Zweig’ın büyük savaşların karşısına koyduğu sıradan ve bir o kadar büyük duygular insan ruhunda açılan yaraları sarıp sarmalıyor.

“Birbirlerine ilk kez bundan dokuz yıl önce rastlamışlardı. O günden sonra da uzaklığı aşamadıkları için bir türlü yakınlaşamamışlardı. Tanrım, ne kadar uzun sürmüştü bu dokuz yıl. Bugüne kadar, bu akşama kadar aradan dört bin gece ve dört bin gün geçmişti!''

160 s. İstanbul 2017

0001695856001-1.jpg

Kolektif

KADIN, KAMUSAL ALAN VE HUKUK

Tekin Yayınevi

Kadın, Kamusal Alan ve Hukuk İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Yüksek Lisans programı çerçevesinde Ülker Yükselbaba tarafından yürütülen Kamusal Alan Hakkında Felsefi Tartışmalar: Hukuk ve Toplum dersinde öğrencilerle yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Kamusal alan ve kadın başlığının tercih edilmesinde ana etken, Türkiye’de kadına ahlak ve din üzerinden sürekli müdahale edilmesidir.

Kadın üzerinden toplumdaki sınırlar her gün yeniden ve yeniden çizilmektedir. Kadınlar olarak zaten var olan gelenek, din, aile gibi kurumların baskısının yanında bu tür, siyasi iktidarca yönlendirilen baskıya da maruz kalmak, artık birçok kadın için katlanılamaz noktaya gelmiştir. Baskılara karşı kadınlar çeşitli şekillerde mücadeleyi yükseltmeye çalışmaktadırlar.

Biz de bu ders bağlamında kendi alanımızdan katkı koymaya çalıştık. Ülker Yükselbaba, “Kadın ve Kamusal Alan: Kadının Tanınma Mücadelesi'' başlıklı çalışmasıyla kamusal alanın ne olduğunu Habermasçı çerçevede inceledi. İ. Burcu Özkan, kamusal alan/özel alan ilişkisini “Feminist Kuramlarda Özel Alan-Kamusal Alan Ayrımı: Özel Olan Politiktir!'' başlığı altında ele aldı. İrem Erbuyurucu, kamusal alan ve kötülük problemini Arendt eşliğinde inceledi. Meysa Baykal, “1982 Anayasası’nda Kadının Yeri''ni, Ayşegül Huysal, “Türk Ceza Hukukunda Kadının Kamusallığı''nı ele aldı. Elif Koçer, “Kamusal Bir Sorun Olarak Kadına Yönelik Ev İçi Şiddet ve 6284 Sayılı Kanun'' adlı makalesiyle şiddet sorununu yasalar çerçevesinde inceledi.

264 s. İstanbul 2017

0001695314001-1.jpg

John Berger

SANATLA DİRENİŞ

Metis Yayıncılık

Öyle bir adam düşünün ki çok güzel olsun… Güzelliği; taa içinden, kalbindeki sıcaklıktan yüzündeki aydınlık gülümsemesine kadar yansısın. Şu an yazdığım kalemi bana hediye eden ve beni yazmaya teşvik eden birisi olsun. O kadar güzel ki! Bana bu değerli, keyifli anları yaşatabiliyor. “Günbegün bütün dünyada, medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor. En başta siyasi ya da ideolojik yalanlar yok (onlar sonra geliyor), insan hayatının ve doğal hayatın aslında neden oluştuğuna dair görsel, somut yalanlar var.

Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekârlıkta toplanıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı! Çoğumuz bunun yanlış olduğunu biliyoruz ama bize gösterilenlerin pek azı direncimizi güçlendiriyor.'' Berger’a göre sanat tam da bunu yapıyor, yani direncimizi güçlendiriyor. Sanat ve sanatçılar üzerine yazdığı samimi ve özgün denemelerden oluşan bu kitapta, sadece Michelangelo, Rembrandt, Degas, Van Gogh, Kahlo ve Brancusi gibi sanatçıların eserlerini değil, Fransa’daki on binlerce yıllık mağara resimlerini ve Mısır’daki Feyyum mumya portrelerini de ele alıyor Berger. Kitap ayrıca yazarın Subcomandante Marcos’la yazışmalarını ve kendi sunduğu bir radyo programının metnini de içeriyor. Bir bütün olarak bu derleme, sanatın insanın iç ve dış dünyası için, birey ve toplum için ne kadar vazgeçilmez ve sağaltıcı olduğunu hatırlatıyor bize. “Bugün, varolanı resmetmeye çalışmak umudu teşvik eden bir direniş eylemidir,'' diyor Berger bir denemesinde. Bir diğerinde ise şöyle ekliyor: “Direniş eylemi, sadece bize sunulan dünya-resminin saçmalığını kabullenmeyi reddetmek değil, bu resmin geçersizliğini duyurmaktır. Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.''

192 s.  İstanbul 2017

0001690662001-1-001.jpg

Georgi Gaspodinov

HÜZNÜN FİZİĞİ

Metis Yayıncılık

Bulgar yazar Georgi Gospodinov’un dönemden döneme, hikâyeden hikâyeye atlayarak ince ince kurduğu bir labirent-roman Hüznün Fiziği.

Romanın anlatıcısı, başkalarının zihinlerine nüfuz edip onların yaşadıklarını yaşayabilen, hayat denen labirentte kaybolmuş, kendini kaybedip başkalarında bulmuş bir adam. Onun hikâyesinin iç içe geçmiş koridorlarında dolaşırken biz de kaybolup kendimizi onda buluyoruz – zira anlattıkları öylesine samimi, öylesine duygulu, hüzünlü, komik, derin, dokunaklı…

“Ben geçmiş satın alan bir kişiyim. Öykü tüccarı. Başkaları çay, kişniş, çek senet, altın saat, toprak ticareti yapar. Ben geziyorum ve toptan geçmiş satın alıyorum. Bana ne derseniz deyin, ne isim verirseniz verin. Elinde toprak olanlara ''toprak sahibi’ derler, ben zaman sahibiyim, başkalarına ait zamanın sahibiyim, başkalarına ait öykülerin ve geçmişin sahibiyim. Dürüst bir alıcıyım, fiyatı asla düşürmeye çalışmam.''

272 s. İstanbul 2017

0001688772001-1.jpg

Günther Andres

KAFKA’DAN YANA KAFKA’YA KARŞI

İthaki Yayıncılık

20. yüzyılın en orijinal, en açık sözlü filozoflarından biri olduğu halde yakın bir tarihe kadar gölgede bırakılan, “Umutsuzsam bana ne! Değilmişim gibi devam!'' ilkesini benimseyen Günther Anders nihayet Türkçede. Kafka’dan Yana Kafka’ya Karşı, polemikçi yaklaşımıyla, Kafka okurlarını ve eleştiri türünü sevenleri hayal kırıklığına uğratmayacak…

“Kafka... masada oturmuş, önünde boş bir tabak, inatla, tabakta olmayan yemeği kaşıklayan birini andırır. Dolu zannedenlere, tabağın gerçekten de boş olduğunu göstermek istercesine.''

144 s. İstanbul 2017

0001694957001-1.jpg

Tayfun Atay

PARTİ, CEMAAT, TARİKAT

Can Yayınları

Türkiye 2000’lerden itibaren hem yeni bir yüzyıla hem de yeni bir siyasal rotaya girdi. Cumhuriyet’in başından beri mevcut olsa da hep kıyıda ve kontrol altında tutulmuş İslamcı siyaset, 2002’de AKP iktidarıyla birlikte “merkez''e doğru hızla yol almaya başladı. Süreç, onu bugün kelimenin tam anlamıyla egemen parti konumuna getirmiş durumda.

Liberal, demokratik ve özgürlükçü vaatlerle başlayan bu yolculuğun giderek bambaşka sularda toplumsal ayrışma, kutuplaşma ve çatışmalara yelken açılmış olarak sürmesi, sadece Türkiye için değil, dünyada da merak ve endişeyle takip edilen bir sorun ve tartışma konusu. Elinizdeki kitap, siyasal İslamın laik/seküler Türkiye’de sürmekte olan bu iktidar seyrini sosyal antropolojik bir süzgeçten geçirme girişimi. Tayfun Atay, söz konusu süreci kültür/kimlik/yaşambiçimi bağlamında ve “dinbazlık'' kavramını anahtar yaparak çözümlemeye çalışıyor. Yargılayıcı olmaktan uzak, yapıcı bir eleştirellikle…

200 s. İstanbul 2017

0001694506001-1.jpg

Selçuk Ören

KASAP

NO 1 İBLİSİN KORKUSU

Sırtlan Kitap

Selçuk Ören, 2015 yılında başlayan "Şehzade Yangını" serisinden sonra yazıp-çizdiği "Kasap" projesi ile tekrar karşınızda. "Kasap", içinde yaşadığı dünyanın adaletine inanmayan bir adamın, kahramanlık ile katil olmak arasında, ince bir çizgide ilerleyen hikayesini anlatmaktadır. “Sefalet içerisinde büyüyen Rauf, XIII isimli kuru yük gemisinde çalışmaya başlamıştır. Yolculuğun sonunda kavuşmayı umut ettiği hayallerin arasında, gemideki işinin incelikleri ile birlikte, işleyeceği günahları da kabullenmeyi öğrenecektir. Ancak bu yolculuğun seyri kimsenin tahmin edemediği bir hal alacaktır.''

40 s.İstanbul 2017

0001690401001-1.jpg

Murat Arda

TAKSİM BAHÇESİ

Destek Yayınları

“Unutmaya şartlandırıldığımız her şeyi yüz yıllık bir zaman tünelinde bir ileri bir geri gezintiye çıkartıyor Murat Arda ikinci kitabında. Bu topraklarda inadına yeşeren yaşam formlarına düşman, gönlümüze perde olan türlü türlü melaneti sayfalarında filtreleyip bizlere muzırlık ve haytalığın evrenselliğini/zaman tanımazlığını sunuyor.

Postu deldirmeme konusunda ortalama iş çıkartan, kafadarlık müessesesine yüksek aidiyet duygusuyla bağlı tuhaf isimli adamların kaderini tekrardan ağır ağır tayin ediyor bunca yıl sonra. Bir bakıyorsun, o koca koca adamların arasına bir kozmos mensubunu iliştiriveriyor, araya tencereden bozma karatavuklar serpiştiriyor –hani şu eski Meydan’ın orada gezinen tavukları– sonra hoş geldin Berlin Kongresi’nin faydaları/zararları, kaçan kaçtı azınlıkları...

144 s. İstanbul 2017

0001695406001-1.jpg

İlber Ortaylı

TÜRKLERİN ALTIN ÇAĞI

Kronik Kitap

14. ve 17. yüzyılları arasında Hindistan’dan Viyana kapılarına kadar muazzam büyüklükte bir coğrafyaya hükmettiler... Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu ve Avrupa’nın tarihini şekillendirdiler. Uyguladıkları askerî taktiklerle imkânsız görülen pek çok savaştan zaferle çıktılar...

Hangi kıtada olursa olsun adalet esasıyla yönettiler... Sorunlarını çözemeyen Avrupa devletlerine fikirleriyle ilham verdiler... Mimarîden musikiye, edebiyattan tıbba kadar yeryüzünün her coğrafyasında kalıcı bir iz bıraktılar.

Birçok devlet kurdular: Timurlular, Altın Orda, Memluklar, Osmanlılar...

Efsane hükümdarlara sahip oldular: Emir Timur, Fatih Sultan Mehmed, Sultan Baybars, Kanuni Sultan Süleyman, Babür Şah...

İlber Ortaylı, Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın içlerine kadar ilerleyen, dünya tarihinde zirveye taht kuran Türklerin muhteşem yıllarını anlatıyor…

Türklerin Altın Çağı, İlber Ortaylı'nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okuyucunun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı...

304 s. İstanbul 2017

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ

0001695171001-1.jpg

Adriana Cavarero

PLATON’A RAĞMEN

Antik Felsefenin Feminist  Bir Yeniden Yazımı

Otonom Yayıncılık

Mitler ve mitsel figürler ne anlatır bize? Geriye, başlangıca, kökene gittiğimizde neyle karşılaşırız? Belki de ataerkil düzenin evrensel küstahlığının altında yatan ilk cinayet, ana katlidir karşımıza çıkan. İşte Cavarero bu kitapta tam da mitlerden ve mitsel figürlerden etkilenişimizin ufkunu, hem romantik bir nostaljiden hem de eril sembolik düzenin tek anlamlılığından koparıp, bambaşka bir mecraya, dişil sembolik düzenin çok anlamlılığına açıyor.

Dişil figürleri bağlamlarından söküp çalıyor. Böylece geride kalan yırtık kumaşın üzerinde, başlangıçta işlenmiş olan suçu saklayan kavramsal örtünün düğümleri görünür hale geliyor. Mitsel kadın figürlere dair geleneksel okumayı bu şekilde tersyüz ederken, dokuma tezgâhının başındaki Penelope’ye atfedilen edilgenliği, eril düzenden farklı bir zaman ve ritimle kurulan etkin bir varoluşa çeviriyor. Tıpkı Thales’e kahkahalarla gülen çekici Trakyalı kadına atfedilen düşünce yoksunluğunu, “şimdi ve burada'' üzerine, dünyevi olanı düşünmeye çevirmesi gibi. Ya da Demeter ve Diotima’yı, yaşamı ölümle değil doğumla anlamlı kılan, ölümün kederiyle değil doğumun neşesiyle kuran dişil bir bakış açısıyla yorumlaması gibi.

Böylelikle Cavarero bu mitsel kadın figürleri dişil bir bakış açısıyla yeniden sahiplenmenin ve cinsel farkın içkin düzleminde olumlamanın ufkunu açıyor. Bu ufukta sonsuzluk sonlulukla, ölüm yaşamla, düşünce pratikle ve ilahi olan dünyevi olanla buluşup bedenleşiyor.

176 s. İstanbul 2017

0001696401001-1.jpg

Wolfgang Borchert

HAYIR DE!

Yordam Yayınları

Faşizme ve savaşa karşı yazılmış şiirsel bir manifesto, Hayır De!

Almanya’da özellikle savaş sonrası yaşanan yıkım ve travmaları anlatan “yıkım edebiyatı'' akımının önde gelen temsilcilerinden Wolfgang Borchert’in, ülkesindeki faşizm ve savaş gerçekliğinden hareketle yazdığı şiirsel bir manifesto niteliğindeki Hayır De!, şimdi Yordam Kitap’tan 48 sayfalık bir kitapçık olarak çıktı.

Bu uzun ve etkileyici şiir, toplumun farklı kesimlerinin, savaş ve faşizm koşullarında, bu koşulları daha da ağırlaştıracak politikalara, baskı ve dayatmalara neden Hayır demeleri gerektiğini olağanüstü bir dille anlatıyor.

Tüm güçlü edebiyat yapıtları gibi, belirli koşulların ürünü olsa da benzer ya da farklı koşullarda yaşayanlara da hitap ederek zamanın sınavını geçen, evrensel bir değer taşıyarak güncelliğini hep koruyan bu şiirsel manifestoyu, dilimize Celal Üster kazandırdı. Üster, Wolfgang Borchert’e, 26 yıllık yaşamına sığdırdığı eserlerine, dönem edebiyatına ve Hayır De!’ye dair kapsamlı bir giriş yazısı da kaleme aldı.

Tan Oral’ın çizgileri eserin Türkçe edisyonuna ayrı bir estetik değer katarken, Borchert’in anlatımıyla savaşa ve baskılara karşı Hayır demesi gereken farklı toplumsal kesimler, âdeta bu çizgilerde yeniden hayat buldu.

Wolfgang Borchert’in sözleriyle;

“…Sonra, deşilmiş bağırsakları ve zehirlenmiş ciğerleriyle son insan, ışıldayan güneşin ve yanıp sönen takımyıldızların altında bir başına dolanıp duracak;

bir deri bir kemik kalmış, çılgına dönmüş son insan, uçsuz bucaksız mezarlar, dev beton blokların soğuk putları ve ıssız kentler arasında yalnız başına bir küfür gibi dolanırken, şu korkunç soruyu soracak: NEDEN?

Ve bu soru bozkırlarda hiç duyulmadan yitip gidecek, yıkıntılar arasında sürüklenip kiliselerin molozları arasında yok olacak, girilmez yeraltı sığınaklarına çarpıp parçalanacak…

eğer…eğer… eğer… HAYIR demezseniz!''

48 s. İstanbul 2017

0001690811001-1.jpg

Eric H. Cline, Mark W. Graham

ANTİKÇAĞ İMPARATORLUKLARI

Say Yayınları

Antikçağ İmparatorlukları Yunan-Roma dünyası, geç antikçağ ve İslamiyet’in ilk dönemi dahil Yakındoğu, Akdeniz ve Avrupa tarihini içeren, nispeten kısa ama kapsamlı bir inceleme.

İmparatorluklar ve emperyalizmin yanı sıra karşı cephede oluşan direniş ve tepkiler üzerinde de durması, günümüzdeki düzen, adalet ve bağımsızlık kavramlarına ışık tutuyor. Kitapta, antikçağda büyük imparatorluklara direnen halkların geliştirdiği en kalıcı fikirler, değer yargıları ve kurumlar sergileniyor. Gerek imparatorlukların oluşumuyla, gerekse komşu devletlerin bu oluşumlara direnişiyle ilgili temel politik ve ideolojik sorunlar değerlendiriliyor. Her imparatorlukta ve direniş grubunda gözlemlenen ideolojik, ekonomik, askeri ve politik güçler arasındaki bağlantılar üzerinde duruluyor. 

Emperyalizmin, hedef aldığı halk ya da devletlerin konsolide olması sonucunu doğurduğunu ileri süren bu kitabı, geçmiş ile günümüz arasında pek çok bağlantı kurarak ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.

488 s. İstanbul 2017

"Yeni çıkan kitaplar ve editörün seçtikleri / 27 Mart 2017" haberi, 27 Mart 2017 tarihinde yazılmıştır. 27 Mart 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kitap kategorisi altında bulunan Yeni çıkan kitaplar ve editörün seçtikleri / 27 Mart 2017 haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Yeni çıkan kitaplar ve editörün seçtikleri / 27 Mart 2017 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kitap konusunda 28 Mart 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 15:51 Çakarlı Konvoyuyla Şov Yapmıştı! O Muhtar Konuştu!
  2. 15:38 Japonya yaşlanmaya karar verdi! Japonya'da büyük hamle!
  3. 15:32 Rıza Sümer’den Kepezlilere Çağrı Var!
  4. 15:32 Toyota'nın Küresel Satışları Şubat Ayında Geriledi: Çin'de Büyük Düşüş
  5. 15:28 Simpsons Dizisi ve Baltimore'daki Kargo Gemisi Kazası: Gerçeklik ile Kurgu Arasındaki İnce Çizgi
  6. 15:23 A Milli Kadın Futbol Takımı 2025 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için Kadro Belirledi
  7. 15:18 İş Bankası'ndan heyecan verici duyuru: 16 İl ve 21 ilçede memur alımı başlıyor!
  8. 15:18 Yerel seçimlerde kolaylık: THY'den ücretsiz iade ve değişiklik hakkı
  9. 15:18 BM İnsan Hakları Komiseri: İsrail'in Gazze'de Açlığı Silah Olarak Kullanması Savaş Suçu Olabilir
  10. 15:17 İstanbul'dan milyarder sürprizi: Zenginler listesinde beklenmedik isimler!
  11. 15:17 İsrail Eurovision'a Katılıyor! Eden Golan Sahnede Olacak!
  12. 15:14 Çöl Tozlarından Korunmanın Önemi ve Yöntemleri
  13. 15:10 İlkbaharda Gül Dikimi: Bahçenizi Renklendirin!
  14. 15:05 Türkiye'nin Döviz Rezervleri 22 Mart Haftasında Hızla Eriyor: Brüt Rezervler 4 Milyar Dolar Azaldı
  15. 15:02 Yeniden Refah Parti'li adaydan mevcut iktidarın Gazze politikasını eleştiri
  16. 14:53 Trump Markalı Ürünler: Yüksek Fiyatlar ve Alay Konusu Olmalarıyla Gündemde
  17. 14:49 Kahramanmaraş'ta 6 Şubat Deprem Şehitleri Anısına Anıt Yapıldı
  18. 14:45 Özge Özpirinçci Saçlarını Boyattı! O Haliyle Kime Benzedi!
  19. 14:44 Muğla'nın Datça İlçesi Açıklarında 3.9 Büyüklüğünde Deprem: AFAD Verilerine Göre Detaylar
  20. 14:40 Fenerbahçe-Trabzonspor Maçı Sonrası Cezalar Neden Açıklanmadı?
ABC Kitap Haberleri