Abdurrahman Dilipak: Bir çocuk üzerinden, ne din, ne ahlak, ne cemaat kaldı küfredilmedik
Abdurrahman Dilipak: Bir çocuk üzerinden, ne... ''Bakın Cemaat grupları hiçbir zaman bu kadar akçeli işlere karışmadılar ve siyasetle iç içe girmediler''
Son günlerde yaşanan olaylara bakar mısınız? Dikkat, birileri bu ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinden yine kendilerine iktidar ve servet üretme çabasındalar. Onca çözüm bekleyen mesele varken, ülkenin gündeminin neyle meşgul edildiğine bakın. Ülke gündemi “rezil bir istila” ile karşı karşıya. Bu akılsızlıkla bu ülkeyi ve halkını perişan etmek için düşmana ihtiyacımız yok. Bu siyaset, bu bürokrasi, bu akademi, bu yargı, bu STK, bu Cemaat, bu Media varken başkasına gerek yok. Biz birbirimizin hakkında gelmeye yeteriz. Düşmanlarımız zahmet etmesinler.
Bakın Cemaat grubları hiçbir zaman bu kadar akçeli işlere karışmadılar ve siyasetle içiçe girmediler. Bunun bedelini partiler de, o cemaat yapıları da ağır şekilde ödeyecekler. Korkarım FG’nin başına gelenler, böyle giderlerse kendi başlarına da gelecek. FG olayından hala ders alınmadığı anlaşılıyor. Aynı yoldan gidenler, aynı yere varacaklar. Böyle bir Media düşman başına. Bunların üstüne bir de panik atak içinde histeri nöbetleri geçiren, şizofren, kendilerini memleketin asıl sahibi gören, kendilerini fil, ötekileri karınca zanneden megaloman bir sosyal media.
Kimsenin gerçeğe ihtiyacı yok. Bir çocuk üzerinden, ne din, ne ahlak, ne cemaat kaldı küfredilmedik. Kimi “dem bu demdir” deyip İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönelim diyor, kimi bütün tarikatlar, Kur’an Kursları kapatılsın diyor, kimi CHP kapatılsın diyor, kimi bu olanların faturasını iktidara çıkartmaya çalışıyor. Kimse namus derdinde değil, bir çocuğun, bir aile trajedisinden kendilerine iktidar damıtmaya, ya da rakiplerine vurma çabasında bir güruhun hezeyanları ile uğraşıyoruz günlerdir.
Birileri bu işten bir Gezi benzeri bir olay, birileri yeni bir Kalkancı, Aczimendi, Fadime Şahin olayı çıkartma çabasında. Kalkancı gerçeğinden gereken dersi almadık, ibret alınmayınca tarih tekerrür ediyor. Sahi o Emire Kalkancı nerede şimdi? Tuncay Güney Kanada’da Haham, Sisi Ankara’da. Kalkanc'ının halifeleri nerede, Fadime Şahin nerede? Yeni bir 28 Şubat çıkar mı dersiniz bu işten! Ya da İran’daki gibi bir olay!
Hüseyin Üzmez olayını biliyorsunuz, 90’ına dayanmış bir siyaset adamı, gazeteciden zampara bir hovarda üretmeye kalktılar. İftirayı atan pişmanlık beyanında bulundu ama, sadece Üzmez değil, o kız da annesi de harcandı gitti.
Kılıçdaroğlu her kriz fırsatını değerlendirmek için hemen öne çıkmasa. AK Parti'den birileri hemen meydan okumasa olmaz mı? Esad ile bile istişare mekanizması oluşturuyorsunuz da, aynı mahallenin çocukları olarak, aynı çatı altında siyaset yapan kişiler olarak, hiç olmazsa bir arka kapıdan bir temas noktası bulamaz mısınız.
Her iki tarafından mediası zaten dibek döğenin hık deyicisi. İşaret almadan abilerinden gıklarını çıkartmıyorlar, işaret aldıklarında ise gözü kara bir şekilde saldırıyorlar. Bu kavganın galibi olmaz. Birilerinin bunlara şunu söylemesi gerek, birbirinize karşı kazanacak bir zaferiniz yok, birlikte kazanacağınız tek bir zafer var... Soğuk savaş bitti diyorlar, bizim içerideki soğuk savaş hala sıcak!
AK Parti operasyon yiyor, bu tartışmalar beraberinde eski defterlerin açılmasına sebeb oluyor. İstanbul Sözleşmesi, geri çekilme kararı, LGBT konusu, Aile ile ilgili sorunları, Lanzarotte konuları yeniden gündeme geliyor. İktidar-Cemaat ilişkileri tartışılıyor, yolsuzluk, ahlaksızlık, hepsi birbirine karıştı. İster misiniz yarın her kesimden birinin kasetleri dökülsün ortaya? Hem de en rezilinden Epstein’i kıskandıracak türden.
Abdurrahman Dilipak: Sahi insan Tanrı olacaksa, bu Mehdi ve Mesih’e ne gerek var
Bakın, bir Müslüman için nikah dışı cinsel ilişki, erişkin yaşta da olsa, eşcinsel ya da kadın-erkek arasında da olsa, rıza ile de olsa, yasal da olsa, vergilendirilmiş de olsa haramdır. 10 Büyük günahtan biridir. Bu lanet olası iş, erişkin de olsa, biri birine karşı zorla da yapsa bu daha büyük bir günahtır. Engelli, yaşlı, sabi birine tecavüz bütün bunların en rezil, en kebair şeklidir. Yapmayana yaptı demek de aynı derecede büyük bir günahtır. Yapanı korumak da. Bu gün din, devlet, ideoloji, devrim deyip, Fethi Yeken'in dediği gibi “yolda dökülenler”i görüyoruz, yoldan çıkanları görüyoruz. Birilerinin paraya, makama, fuhuşa ne büyük açlığı varmış, nasıl bastırmış bu azgın iştihalarını. Din, ahlak, vatan-millet söylemi, biraz maske, biraz da basamak olmuş birileri için. Tek rezillik bu değil. Fuhuş her yerde, her çeşidi ile almış başına gidiyor. Fuhuş, uyuşturucunun ikiz kardeşidir. Haram mal, haram makam sahipleri tevbe etmezlerse aynı cehennem çukurunda buluşurlar. Fuhşun bütün türevleri lanetlenmiştir. Yapanda yaptıran da suç ortağıdır.
Çocuk tacizi üzerinden, fuhşun her türlüsünü meşru gören kimileri de, taciz perdesinin ardından nasıl namus şovu yapıyorlar ama. Fuhşun her kesimine, pornosuna da karşı çıkan çevreler de onların yaygarasından nasibi alıyorlar. İyi yakında LGBT ve Fahişeler de ''çocuk tacizi'' diye, Müslümanlara ahlak dersi vermeye kalkarlarsa şaşırmayın. Bunların da münafıkları var maalesef. Onları tanıyın “ıslah edicileriz” derler ama onlar “bozguncuların ta kendileridir.” Ağuyu altın tas içre, bala karıştırıp sunarlar.
Bakın bütün bu olanların kimseye faydası yok. Bu kavgadan bu şekilde ne cemaat, ne de Kemalistler, ne iktidar, ne de muhalefet kazançlı çıkmaz. Daha ilk günden yargı da tartışma konusu edildi. Yasama, yürütme, yargı herkes zarar görüyor bu süreçten ve uslubtan.
Bu rezillik ilk kez olmuyor. Bundan sonra da olacak. Her ülkede her zaman bu ve benzeri rezillikler hep olacak. Bu olayların faillerinin yaptıkları yanlarına kar kalırsa bu olaylar daha da artacak. Bu durumda bu yaranın tek merhemi var, o da Adalet. Peki ya adalet de bu hastalıkla malülse! Adaletin bu anlamda temiz olduğundan emin misiniz?
Siyasetin temiz olmadığını biliyoruz, Bürokrasinin de, Sermayenin de, Akademinin de, Media deseniz zaten çamur deryası. Herkes birbirine haddini bildireceğine, kendi çevrelerindeki ahlaksızları görüp başlarını önlerine eğsinler, memleket bu pislikten nasıl kurtulacak onun üzerinde düşünsünler. Tencere dibin kara, seninki benden kara..
Kendi aralarında bir suç dengesi oluştuğu için, birbirinin çok da üzerilerine gidemiyorlar. Bir de, şunu görmek lazım, bu işleri takip etmeye kalkarsanız, karşılaşacağınız gerçek şu: iki adım sonrası bu fuhşiyat topluluğunun ayak izleri birbirine karışır. Bunlar farklı sloganlar da söyleseler, zihniyet ikizidirler. Farklı farklı dillerde aynı ahlaksız dili konuşuyorlar aslında.
Onlar her yerdeler.
Allah’ın laneti onların ve onlara yardım ve yataklık edenlerin üzerine olsun.
Selam ve dua ile.
"Abdurrahman Dilipak: Bir çocuk üzerinden, ne din, ne ahlak, ne cemaat kaldı küfredilmedik" haberi, 15 Aralık 2022 tarihinde yazılmıştır. 15 Aralık 2022 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan Abdurrahman Dilipak: Bir çocuk üzerinden, ne din, ne ahlak, ne cemaat kaldı küfredilmedik haberi 2022 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Abdurrahman Dilipak: Bir çocuk üzerinden, ne din, ne ahlak, ne cemaat kaldı küfredilmedik 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 15 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.