"Bize düşen yeni bir Cumhuriyet için mücadeleye başlamaktır"

"Bize düşen yeni bir Cumhuriyet için mücadel... Röportaj: Alev DoğanAKP’nin 15 yıllık iktidarı hiç kuşkusuz Cumhuriyet tarihinde üzerinden atlanmayacak bir gerici dönüşüme karşılık geliyor. Gerici, piyasacı ve emperyalizm bağımlısı özellikleriyle bilinen ve 1923 Cumhuriyet’ini...

Röportaj: Alev Doğan

AKP’nin 15 yıllık iktidarı hiç kuşkusuz Cumhuriyet tarihinde üzerinden atlanmayacak bir gerici dönüşüme karşılık geliyor. Gerici, piyasacı ve emperyalizm bağımlısı özellikleriyle bilinen ve 1923 Cumhuriyet’ini yıkan AKP iktidarının, yeni kuracağı rejimin inşa girişimi için bugün geldiğimiz nokta itibari ile bir tıkanma içerisinde olduğu bilinen bir gerçek.

Biz de AKP’nin adım adım Cumhuriyet’i nasıl tasfiye ettiğini, komünistlerin Cumhuriyet’e nasıl baktığını, Ekim Devrimi’nin Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’ne etkilerini, 5 Kasım Pazar günü saat 16:00’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenleyecekleri  “EKİM DEVRİMİ’NİN 100. YILINDA YENİ BİR CUMHURİYET İÇİN BULUŞUYORUZ'' etkinliğinin son hazırlıklarını yapan Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Merkez Komite Üyesi Kurtuluş Kılçer’e sorduk.

1923 Cumhuriyeti hakkında komünistler ne düşünüyor sorusu ile başlayalım sohbetimize... Ekim Devrimi'nin kurtuluş mücadelesine etkisini de atlamadan ama...

Kurtuluş Kılçer: 1923 yılında saltanatın ve emperyalist işgalin bulunduğu koşullarda, buna karşı verilen bir ulusal kurtuluş mücadelesinin sonucu olarak kuruldu Cumhuriyet. Bu açıdan bu iki özelliğin Cumhuriyet’in kuruluşunda ya da bu ülkenin kuruluş paradigmalarında önemli yeri var. Cumhuriyet, saltanata, hanedanlığa ve emperyalizme karşı duruşu nedeniyle tarihsel olarak ilerici bir karaktere sahip. Cumhuriyet’in kuruluşunun arka planını Fransız Devrimi idealleri oluştururken, reel durumunu belirleyen ise emperyalist paylaşım politikalarına karşı bir duruş ve 1917’de Rusya’da gerçekleşen sosyalist devrim olmuştur.

1917 yılında, Rusya’da Bolşeviklerin iktidara gelmesinden 6 yıl sonra Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşunu paralel bir politik gelişim olarak görmek gerek. Bu anlamıyla Bolşevik Devrim büyük bir örnek olmuştu. Yaratmış olduğu umut ve hava neredeyse 1920 yılında Ankara’yı baştan başa sarmıştı. Rusya’da ortaya çıkan işçi iktidarının Türkiye’nin de kurtuluşu için önemli bir dayanak olduğu su götürmez bir gerçek. Bununla birlikte yeni Sovyet iktidarı İngiliz emperyalizmine karşı Ankara Hükümeti’ni açıktan desteklemişti. Bu desteğin altı bir kez daha çizilmeli.

Birinci Dünya Savaşı olarak tanımladığımız emperyalizmin paylaşım savaşının emperyalist güçler açısından en önemli tartışma başlığını Osmanlı toprakları oluşturuyordu. Cumhuriyet, işte bu koşullarda, başkent İstanbul’un işgal edildiği, emperyalist İngiliz himayesinde Yunan ordusunun Anadolu’ya girdiği bir dönemde verilen mücadele ile kuruldu. 1923 Cumhuriyeti’nin en önemli kuruluş paradigmasına emperyalizme karşı olmayı yazmak yerinde bir saptama olacaktır.

Peki Cumhuriyet’in tasfiye süreci, köşe yazarları hatta İlker Başbuğ bile söz ediyor son zamanlarda milli burjuvazi yaratılmamış olmasından ve tasfiyeye bunun etki ettiğinden. Siz katılır mısınız bu görüşe?

Kurtuluş Kılçer: Tersinden evet. Cumhuriyet, milli burjuvazi yaratmak adına kapitalist yolu seçti ve adım adım tasfiyesinin de yolunu açmış oldu. Çok açıktır ki, Cumhuriyet’in kuruluş paradigmalarına baktığımızda gördüğümüz, emperyalizme rağmen kuruluş ile laiklik ilkesi bizzat burjuva sınıfının yaratılma süreciyle adım adım ortadan kaldırıldı. Ortadaki durum şudur: Cumhuriyet, kapitalist yolu seçerek, sermaye sınıfının yaratılmasını önüne koymuş, burjuva sınıfı da Cumhuriyet’in sağladığı olanaklarla semirirken Cumhuriyet’in bütün kazanımlarını ortadan kaldırmıştır. Kemire kemire Cumhuriyet’i bitiren burjuva sınıfı iktidarı bugün gerici AKP’ye teslim etmiştir. AKP bu anlamıyla burjuva sınıf partisi olarak, burjuva sınıfının doğal sonucu olarak görülmelidir. Türkiye’de sermaye, burjuva sınıfı adım adım gericileşmiş ve bu noktaya gelmiştir. Kısacası bugün, 1923 Cumhuriyeti yıkılmışsa bu yıkım bizzat burjuva sınıfı ve onun siyasal temsilcileri aracılığıyla gerçekleşmiştir. 12 Eylül askeri cuntası, Türk-İslam sentezi adıyla bir ideoloji üretirse bunun Cumhuriyet’in laiklik ilkesiyle hiç ama hiç uyuşmadığı çok açık bir durum olsa gerek. Bu ideolojik zemin bugün iktidarda ama kimse memnun değil; 1923 Cumhuriyeti’nin yerinde yeller esiyor, ancak yerine bir şey konamıyor.

Özellikle vurguladığınız bir kavram olarak 2. Cumhuriyet ideolojik zeminini yaratabildi mi? Ya da AKP İhvancılık, siyasal İslam üniforması ile resmi bir devlet ideolojisi yaratabilir mi?

Kurtuluş Kılçer: Yaratması çok zor. 15 yılı geride bırakan bir iktidar olarak AKP’nin bugün ne dediğini siz ölçebiliyor musunuz? Bakıyorsunuz bir gün liberal, bir gün milliyetçi, bir gün dinci ve bugün Kemalist bir söyleme sarılmış durumda. Neye ihtiyaç duyuyorsa onu yapan bir pragmatizm var karşımızda.

Cumhuriyet’in kuruluş paradigmaları sarsıldıkça sermaye devleti, AKP ve düzenin bütün kurumları büyük bir şaşkınlık yaşıyorlar. Bir yandan burjuva sınıfının çıkarlarını koruyacaksınız, diğer yandan emperyalist sistemle ilişkilerinizden memnun olmayacaksınız. Eşyanın tabiatına aykırı bir durum bu. Çünkü sermaye sınıfı doğası gereği işbirlikçi bir sınıftır.

AKP, dünya çapında siyasal İslamcı hareketlere bakıldığında İhvancılık ekolüne yakın duruyor. Siyasal İslamcılık değişik versiyonlarıyla son 10 yılda bütün “Müslüman ülkelerde'' emperyalizm tarafından iktidar yapılmak istendi. Mısır, Tunus, Libya, Irak, Suriye... Bütün bu ülkelerde ciddi bir kriz yaşanıyor. Libya’yı tarif bile edemiyoruz. Mısır’da yaşanan gelişmeler ortada. Türkiye bir türlü ne yapacağına karar veremiyor. Suriye’de yaşanan yıkım... İslamcı siyaset, emperyalizm tarafından ılımlılaştırılarak iktidar yapılmak istenmişti, ancak ortada büyük bir başarısızlık olduğu açık olmalı. AKP iktidarı da bu genel tablonun dışında sayılamaz. İslamcı kimliği ile gerçekler arasında yaşanan gerilim AKP’nin de gerici siyasal bir ideoloji üretmesini mümkün kılamıyor.

Bugün 1923 Cumhuriyeti yıkıldı, yerine bir kuruluş ideolojisi koyamıyorlar. Gördüğümüz bütün yobazlıklar, eğitim alanında yaşanan gericileşme bu gerçeği değiştirmiyor. AKP, gerici bir zemin oluşturarak iktidarda kalacağını düşünse de bunu bir devlet ideolojisi haline getirmenin krizini yaşıyor. 

Ekim Devrimi tartışmalarına girelim biraz da, 100. yıl vesilesi ile herkes kalem oynatıyor. Hatta Ertuğrul Kürkçü Sovyetler yıkılmasaydı Marx haksız çıkmış olurdu gibi bir yorum yaptı... Açalım isterim biraz. Hem Ekim Devrimi'nin önemini hem de Sovyetlerin olmadığı bir dünyanın genel durumunu...

Kurtuluş Kılçer: Açmaya gerek yok bile... Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında çözülmesinin ardından dünyanın geldiği nokta, reel sosyalizmin ne kadar büyük bir değer olduğu yeterince gösteriyor. Sadece genel dünya tablosuna değil özel olarak reel sosyalizmin hüküm sürdüğü ülkelerin, kapitalizme yönelmelerinden sonra yaşadıklarına baksak bile bu gerçeği görebiliriz. Parasız eğitim, sağlık, emeklilik hakkı, bilimdeki gelişme, insanca yaşam koşulları sunan bir sosyalizmden işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik getiren kapitalizme…

Öncelikle bu gerçeği bir yere yazmak gerek ve reel sosyalizm eleştirisi yapılacaksa, doğru yerden bir kavrayış ortaya konmalıdır. Sözünün ettiğiniz reel sosyalizm eleştirileri yeni değil. Bolşevikler iktidara geldiğinde Menşevikler bunu söylüyordu, sonra Troçkistler benzer söylemler geliştirdiler. Avrupa komünizmi hiçbir zaman Rusya topraklarında ortaya çıkan devrimi bir türlü içine sindirememişti... Bugün de Türkiye’de Sovyetlerin çözülüşü üzerine saptamalar yapanların bir kez daha Menşevizmi hortlatmaları bize şaşırtıcı gelmiyor.

Sanki Marx’ın haklı çıkması için Sovyetler Birliği’nin yıkılması gerekiyormuş... Böyle bir mantık olabilir mi? Kaldı ki Sovyetler Birliği’nin yıkılışındaki en büyük sorumluların başında gelen Hruşçov-Garbaçov ekolünün tezlerini önümüze getiriyorlar. Zaten tam da bu zihniyet ve ihanet yüzünden Sovyetler çökmüştü. Şimdi bu zihniyeti ve politikayı tekrardan ifade ederek Sovyetler’in çözülmesini açıklamayı denemek büyük bir garabet. Garbaçov bunları söyleyerek Sovyetler’in yıkılmasına neden olmuştu, Kürkçü bunları söyleyerek çözülüşün kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Aslında

Kürkçü Garbaçov’la aynı şeyi söylüyor. Biri yapmıştı, birisi ise dillendiriyor.

Neredeyse Alman faşizmini, Stalin’in yaptığı anlaşma yüzünden oldu diyecek kadar pusulayı yitirmiş bulunuyorlar. Tek ülkede sosyalizmi zorlamak yüzünden oldu diyorlar, ancak tek ülkede sosyalizm çözüldüğünde bütün doğu Avrupa’daki sosyalist devletlerin, Afganistan’daki sol iktidarın, Afrika’daki ilerici güçlerin nasıl darmadağın olduğunu göremiyorlar. Reel sosyalizm, bir dünya devrimi doğmadan yaşamak zorunda kalmıştı; bu bile dünyada emperyalizme büyük darbeler vurmuştu. Buradan bakılacağına, zaten yıkılmaya mahkumdu demek devrimci mücadeleye kan taşımaz.

Sovyetler yıkıldıktan sonra emperyalizmin yeni bir saldırganlık hamlesine giriştiği son 15 yıldır yaşadığımız bir gerçek.

Yeni Bir Cumhuriyet çıkışınızı, ne hedeflediğinizi biraz açabilir misiniz?

Kurtuluş Kılçer: Bugün AKP iktidarı tarafından Türkiye’ye dayatılan bir gerici rejim var. 1923 yılında kurulan Cumhuriyet tasfiye edildi, laiklik kağıt üzerinde bırakıldı, Cumhuriyet’in bütün kazanımları ortadan kaldırıldı. Ancak bu kazanımlar toplumsal zeminde ideolojik anlamda değer taşımaya devam ediyor. Zaten bugün yaşadığımız bir ölçüde bu değerler ile AKP’nin gerici dönüşümleri arasındaki çatışma değil mi?

AKP, gerici bir rejim kurmaya çalışıyor, ancak bu elbise Türkiye’ye dar geliyor. Madem 1923 Cumhuriyeti yıkıldı, bize düşen yad etmek değil, yeni bir Cumhuriyet için mücadeleye başlamaktır. Elbette 100 yıl öncenin koşulları ile bugünün koşulları arasında büyük bir fark bulunuyor. 1923 Cumhuriyeti burjuva sınıfının yaratılması üzerine devam edeceğini düşünüyordu. Fakat 94 yıllık Cumhuriyet tarihi, patronların Cumhuriyet’i taşıyamayacaklarını, gerici bir sınıf haline geldiğini somut olarak gösterdi. Cumhuriyet’in kazanımları bizzat kapitalizm tarafından yok edilmiştir. Yeni bir Cumhuriyet, 1923 Cumhuriyeti’nin kazanımlarını geleceğe taşıyacak, laikliğin, bağımsızlığın, adaletin ve eşitliğin tesis edilebileceği bir Cumhuriyet mücadelesidir. Bizlere göre bugün yeni bir Cumhuriyet mücadelesi sosyalist Cumhuriyet mücadelesidir. Hem Cumhuriyet’i taşıyabilecek tek güç emekçiler olacağı için hem de Cumhuriyet’i taşıyacak olan tek düzenin sosyalizm olacağı için.

Son olarak 5 Kasım'da yapacağınız etkinliğe dair bir çağrınız olur mu?

Olmaz mı? Ülkemizin bu gerici tek adam rejiminden memnun olmayan bütün yurtsever, ilerici, Cumhuriyetçi yurttaşlarımızı etkinliğimize davet ederiz. Gelin yeni bir Cumhuriyet mücadelesini yükseltelim. 5 Kasım günü Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenleyeceğimiz etkinlik saat 16.00’da başlayacak.
Bilinmelidir ki, bugün AKP düzenine karşı Cumhuriyet’in bütün kazanımlarını geleceğe taşıyacak olan tek güç sosyalistlerdir.

""Bize düşen yeni bir Cumhuriyet için mücadeleye başlamaktır"" haberi, 03 Kasım 2017 tarihinde yazılmıştır. 03 Kasım 2017 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan "Bize düşen yeni bir Cumhuriyet için mücadeleye başlamaktır" haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. "Bize düşen yeni bir Cumhuriyet için mücadeleye başlamaktır" 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 26 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 12:14 Borsa İstanbul Açılışında Yükseliş: BIST 100 Endeksi Değer Kazandı
  2. 12:12 İslam Memiş'ten Altın Yatırımcısına Dikkat Çekici Uyarı! 4 Kritik Seviye ve Beklentiler
  3. 12:10 Tottenham, Fenerbahçe'nin Yıldızı Szymanski İçin 20 Milyon Euro Ödemeye Hazır
  4. 12:05 Çin Uzay Programı: Yeni Taykonot Ekip, Tiengong İstasyonu'na Ulaştı
  5. 12:02 Osmanlı'nın Tatlı Zaferi: Revani Tatlısıyla Lezzet Şöleni!
  6. 11:53 Gönen'de Kaybolan Ekonomist Korhan Berzeg'in Bulguları: DNA Testleri Kimliği Açığa Çıkaracak
  7. 11:50 Galatasaray, Liderlik Koltuğunu Korumak İçin Adana Demirspor'un Konuğu
  8. 11:47 Dolar Bu Sefer Durdurulamayacak! Ünlü Ekonomistin Tahmini Korkutuyor: "Hazır Olun!"
  9. 11:46 Hız Tutkusu Yeni Bir Boyut Kazanıyor: MG'den Elektrikli Fırtına! 0'dan 100'e 1.9 Saniyede Çıkıyor
  10. 11:46 Milyarder CEO Elon Musk'tan Şok Edici İtiraf: Cinayetlerin Ardındaki İsim Ortaya Çıktı!
  11. 11:45 Çöl Tozu Alarmı: 35 İl İçin Sarı Kodlu Uyarı!
  12. 11:43 'MİT'e alacağız' yalanıyla liseli kıza istismar: Sanıkların cezası onandı
  13. 11:38 Yunanistan, S-300 ve Patriotları Ukrayna'ya Göndermeyi Reddetti
  14. 11:33 Bursa'da Gerçekleştirilen Operasyonda Organize Suç Örgütü Çökertildi: 24 Şüpheli Yakalandı
  15. 11:28 Koray Aydın: ‘Özü başına’ doğru değildi, ittifak ve işbirliklerine açığız
  16. 11:28 26 Nisan 2024: Altın Fiyatlarında Güncel Değişimler
  17. 11:23 Home and Away Yıldızı Orpheus Pledger, Saldırı İddiasıyla Tutuklandı
  18. 11:22 Doğu Perinçek'in danışmanı tutuklandı
  19. 11:18 CHP'den bayram ikramiyelerinin artırılması için kanun teklifi
  20. 11:17 26 Nisan 2024 akaryakıt fiyatları
Politika Haberleri