Borçlarını ödeme yeteneği olmayanlar bu stratejiyi kullanıyor
Borçlarını ödeme yeteneği olmayanlar bu stra... Son dönemlerde borçlarını ödeyemeyenlerin yeni yöntemi hayrete düşürüyor. Yüksek düşük demeden borcun miktarına bakılmaksızın adliyelerde dünya kadar dosya birikmesine neden olan yöntem “pes” dedirtti. Uzmanlar davaların senelerce sürebileceğini söylüyor.
Son dönemde borçlarını ödeyemeyenlerin tercih ettiği bir yöntem, adliyelerde iş yükünü artırarak davaların uzamasına neden oluyor. İnsanlar, borçlarından kurtulmak için imzaladıkları senedi yalanlayarak bu taktiği kullanıyor. Özellikle evden çıkmak istemeyen kiracılar ve borçlu kişiler, yasalara rağmen bu yöntemi sıklıkla tercih ediyor. Ancak bu durum, dava süreçlerinin ve para tahsilatının beklenildiği gibi ilerlememesine neden oluyor. Bu taktik, adliyelerde dosya birikimine yol açarak iş yükünü artırıyor ve dosyaların sonuçlanmasını geciktiriyor.
BORÇLARINI ÖDEMEKTE ZORLANAN ‘İMZA BENİM DEĞİL’ DİYOR
Zor durumda olan borçlular, çek veya senetlere attıkları imzaların kendi imzaları olmadığını iddia etmeye başladı. Haber Global'in aktardığına göre, bu taktikle borçlular, borçlarını ödemek için zaman kazanmaya çalışırken, davaların uzun süre devam etmesi durumunda daha az ödeme yapma şansına sahip oluyorlar.
SONUÇLANMASI YILLAR ALIYOR
Hukukçular, imza inkar davalarının uzun süre devam ettiğini ve son beş yılda yaklaşık yüzde 50 arttığını belirtiyorlar.
YARGI SÜRESİ UZADIKÇA UZUYOR
Avukat Cenk Söbe, İcra Mahkemesi'ne yapılacak olan imza itirazı durumunda bu mahkemelerin teminat şartıyla ya da duruma göre teminatsız olarak icra takibini durdurduklarının altını çizerken, "Takibin bu yolla durması sonucu alacaklı taraf mahkemede imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükümlülüğü altına girer. İmzanın borçluya ait olup olmadığı mevzusunda bilirkişi incelemesi yapılır. Dosya sayısının fazla olması, imza inceleme süreçlerinin uzun sürmesi sebebiyle yargılamalar da uzamaktadır. İmza inceleme süreci de, borçlunun mahkemeye verdiği imza örnekleri ile daha önce resmi ve özel kurumlara verdiği imza asıllarının istenerek kambiyo evrakı üstündeki imzaların teknik olarak karşılaştırılması ile yapılıyor ve büyük oranda doğru sonuçlar alınıyor," diye konuştu.
KİRACILAR DA EVDEN ÇIKMAMAK İÇİN BU YÖNTEMİ KULLANIYOR
Yargılama sonucunda borçlu imzasının gerçek olduğunun tespit edilmesi durumunda, borçluya anaparanın yüzde 20'si oranında tazminat ve yüzde 10 oranında bir para cezası verilebileceğini vurgulayan Söbe, "Ekonomik koşullar ve enflasyonun faiz oranlarının çok üstünde olması sebebi ile borçlular zaman kazanabilmek adına bu tür itirazları yapabilmektedir. Benzer imza itirazları kira hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda da kiracılar tarafınca kira ilişkisini uzatabilmek adına yapılmaktadır," ifadelerini kullandı.
ALACAKLILAR BÜYÜK ZARARA UĞRUYOR
Avukat Kevser Yıldırım ise alacaklıların ciddi kayıp yaşadığını belirtirken, şunları söyledi:
"4-5 yıl süren mahkeme safhasının peşinden alacağına kavuşmuş gözüksek de, aslına bakarsak ciddi zarara uğruyor. Yükümlüler, Türk parasının değer kaybetmesi sebebiyle borçlarını geç ödeyerek aslına bakarsak kolaylıkla borçtan kurtuluyorlar. Borçlu borcunu, faizini, dosya harcaması ve karşı vekalet ücreti ile birlikte ayrıca süreci kötü niyetli ve veya haksız bir şekilde uzatması halinde bu tazminatları da ödemek zorunda kalır."
SAHTECİLİK NASIL ANLAŞILIYOR?
Türkiye'de, imza incelemesi yapan 11 polis laboratuvarı, 4 jandarma laboratuvarı ve 2 adli tıp laboratuvarı bulunmaktadır. Bu laboratuvarların en önemlisi İstanbul Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'dur. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Alkan, imza incelemesi sürecinde çek, senet veya kıymetli evraklara atılan imzaların kişiye ait olup olmadığını belirlemek için 13 karakteristik özelliğe bakıldığını açıklıyor. Alkan, "Cihazlarımız altında imza ve belgeler inceleniyor. Bu bilgilere göre uyumlu mu veya değiştirilmiş mi olduğuna dair bir kanaat oluşturabiliyoruz," şeklinde konuşuyor.
DAVALAR NASIL İLERLİYOR?
Avukat Hadi Dündar ise imza inkar davalarındaki süreçleri şu şekilde söyledi: "Diyelim ki 100 bin TL senediniz var ödemediniz ve icralık oldunuz. İmza bana ait değil diyerek mahkemeye itirazda bulundunuz. Mahkemelerde duruşmalar yapılırken, noterde, tapu, tecim sicili gibi yerlerde kişinin imzası isteniyor. Duruşma esnasında da sağ el, sol el, çömelerek ya da ayakta olacak şekilde kişiden imza atması isteniyor ve sonrasında bilirkişi tarafınca inceleniyor. "
Sahteciliğim önüne geçebilmek için tazminat miktarlarının arttırılmasını anlatan Dündar, "Borcun iki katı kadar ya da işlenecek faiz oranları artırılabilir. Çünkü imzaya itiraz etmek başka bir durumdur kişi insan imza atıp atmadığını bilir. Bu nedenle bilerek yalan söylüyorsa cezasının yüksek olması gerekir. Ancak borca itiraz ederse o zaman ayrı borcun olup olmadığı mahkeme huzurunda ispatlanır," ifadelerini kullandı.
"Borçlarını ödeme yeteneği olmayanlar bu stratejiyi kullanıyor" haberi, 03 Mayıs 2024 tarihinde yazılmıştır. 03 Mayıs 2024 tarihinde de güncellenmiştir. Ekonomi kategorisi altında bulunan Borçlarını ödeme yeteneği olmayanlar bu stratejiyi kullanıyor haberi 2024 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Borçlarını ödeme yeteneği olmayanlar bu stratejiyi kullanıyor 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Ekonomi konusunda 23 Aralık 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.