Cumhurbaşkanı Erdoğan: Siz ne derseniz deyin vazgeçmeyeceğiz

Azerbaycan’da Dünya Türk İş Konseyi Toplantısı'na katılan, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizzat batılı ülkeler tarafından bu terör örgütü meşrulaştırılmaya çalışıldı. Türkiye artık sabrının sonuna gelmiş ve artık kendi göbeğini kendi kesmeye karar vermiştir” dedi.

Toplantıda konuşan Erdoğan, dünyanın hiçbir ülkesi terör tehlikesinden azade olmadığını belirterek, “Ancak bizler coğrafi konumumuz hasebiyle terör tehdidine daha fazla maruz kalıyoruz. Türkiye yaklaşık 40 yıldır aralıksız, bölücü terörle mücadele ediyor. Dünyanın en kalleş terör örgütlerinin hedefi olmuş, terör eylemlerine on binlerce vatandaşını kurban vermiş bir ülkeyiz. Dolayısıyla terörün acısını en iyi bilen milletlerden birisi biziz. Yaklaşık 40 yıllık terörle mücadele tarihimizde pek çok hadise yaşadık” ifadelerini kullandı.

'TEHDİTLE KARŞI KARŞIYA KALDIK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müttefiklerimizin ve dost bildiğimiz ülkelerin türlü ayak oyunlarına şahit olduk. Ancak terörle mücadele konusunda Suriye krizindeki kadar çifte standarta, tutarsızlığa maruz kalmadık” dediği konuşmasında, “DEAŞ ile mücadele bahanesiyle soykırımcı ve vahşi bir terör örgütünün 30 bin TIR dolusu silah ve mühimmatla donatıldığını gördük. Bütün bunlar dünyanın gözü önünde, sözde en prestijli dergilerinin kapaklarını teröristlerin fotoğraflarıyla süslediğine şahit olduk. Terörle mücadele ediyoruz diye ambargodan ekonomik yaptırımlara kadar akla hayale gelmedik tehditle karşı karşıya kaldık. Fakat ülkemizin bekası için yurt içinde ve yurt dışında attığımız adımlardan hiçbir zaman pişmanlık duymadık” diye konuştu.

'AMACIMIZ SURİYE’NİN KUZEYİNİ TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN TEMİZLEMEK'

“Şu attığımız son adımın tek bir sebebi var. Suriye’nin kuzeyini, özellikle bu PKK’nın yan unsurları durumunda olan PYD, YPG ve DEAŞ, bu terör örgütlerinden temizlemek ve orayı gerçek sahiplerine teslim etmektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu El Bab'da yaptık. El Bab’ı DEAŞ’tan temizledik. 3 bin 500 DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Dünya bunu görmüyor. Aynı şekilde Cerablus’u biz bu teröristlerden temizledik. Cerablus’ta şu an Türkler mi var? Hayır, gerçek sahipleri var. Onlar bunu görmüyor mu? Ey Avrupa Birliği bunu görmüyor musun? Ey Arap Birliği sen bunu görmüyor musun? Ya bu Arap Ligi Suriye’yi Arap Ligi’nden çıkaranlar değil miydi? Dün Suriye’yi Arap Ligi’nden çıkaranlar, şimdi bu operasyon sebebiyle yeniden Suriye’yi Arap Ligi’ne alma adımını atıyorlar. Türkiye NATO’nun üyesi mi? Üyesi… Peki ya ne zamandan beri terör örgütleri NATO üyesine karşı savunulur hale geldi. Dün basın toplantısında onu söyledim. Dedim 'Siz bu terör örgütlerini NATO’ya aldınız da benim mi haberim olmadı.' Anlamak mümkün değil. Bu ikiyüzlülük ne ile izah edilir. PKK, Avrupa Birliği (AB) terör örgütleri listesindedir, en baştadır. PKK’nın bu diğer PYD, YPG gibi yan kolları, bunlar aynı şekilde birlikte hareket ediyorlar” dedi.

'SİZ NE DERSENİZ DEYİN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Konuşmasında “Orada kimin resimleri var? Terörist başının resimleri var. İşte ispat, bunlar hala PKK değil gibi ifadeler kullanıyorlar. Siz inadına bunu yapıyorsunuz. Niye güçlenen bir Türkiye karşısında bu adımı atıyorsunuz. İşte onun için biz bu attığımız adımdan vazgeçmeyeceğiz siz ne derseniz deyin” diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz, Mehmetçik ve Suriye Milli Ordusu ile oradayız. Ve şu anda bu yolculuğumuz devam ediyor, edecek. Bu mücadeleden yılmayacağız. Şu anda milletimiz yekvücut halinde sadece terör örgütünün bir sözde siyasi organizması var onun haricinde hep beraberiz. Şu anda Türk milleti yekvücut. Terör örgütlerine ve onların yularını elinde tutan şer odaklarına rağmen terörü kaynağında yok etme irademizi asla sekteye uğratmadık. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları ülkemizin, hiçbir ayrım yapmadan terörle mücadelede hiçbir ayrım yapmama kararlılığımızın nişaneleridir. Bu iki harekatla, Fırat Nehri’nin batısındaki 4 bin kilometre karelik bir alanı DEAŞ’lı ve PKK/YPG’li teröristlerden temizlemiştik. 9 Ekim’de başlattığımız Barış Pınarı Harekatı ile ise bu kez Fırat’ın doğusunu terörden arındırmayı hedefliyoruz. Batıyı temizlediğimiz gibi.”

'18 ŞEHİDİMİZ VAR'

“Harekatımızın iki önemli amacı bulunuyor. Bunlardan ilki, Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG kaynaklı terör tehdidinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır” diyen Erdoğan, “Şu ana kadar 700’ü aşkın havan topu bizim ülkemize, ilçelerimize atıldı. 18 şehidimiz var ve bunun yanında 200’e yakın yaralımız var. 9 aylık Muhammedimiz şehit oldu. Hani bunlar sivil öldürmüyordu? Bunlar her zaman sivil öldürdüler. Her zaman yaptıkları iş bu. Teröristin yaptığı iş bu. Son dönemde güvenlik güçlerimizi ve sivilleri hedef alan terör eyleminin arkasında Suriye’nin kuzeyinde eğitim gören PKK/YPG’li teröristler var. Bu terör örgütünün işgali altındaki bölgelerde yerel halk göçe zorlandı, çocuk savaşçıları Kandil’e götürdüler” dedi.

'550'NİN ÜZERİNDE TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ'

Erdoğan'ın açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Barış Pınarı Harekatı'nın Kürtleri hedef aldığı, DEAŞ’la mücadeleyi zaafa uğratacağı, demografik yapıyı değiştireceği, siyasi çözümü tıkayacağı iddiası yalan ve iftiradır. Bizim işimiz teröristlerledir. Benim partimin parlamentodaki Kürt milletvekili sayısı 50’dir. Ana muhalefette kaç tane var bilmiyorum. Diğerleri kaç tane var bilmiyorum. Ama benim partimde bu var. Böyle bir ayrımcılık bizde yok. Biz Kürt Arap ayırt etmedik.

Harekatın ikinci gayesi ise 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz 3 milyon 650 bin Suriyelinin vatan hasretini bitirmektir. Bunun dışında da 350 bin Kürt var. Onları da biz misafir ediyoruz. Onlar da şu an bizim ülkemizde. Onlar Obama zamanında Kobani’den kaçtılar. Niye bunları görmüyorsunuz. Bütün liderlere hemen hemen dedim gelin Suriye’nin kuzeyinde ‘güvenli bölge’ ilan edelim, buraları beraber yapalım, bu insanları çadırlardan kurtaralım. Hepsi çok güzel ama destek vermeye gelince kimseden bir kuruş destek yok. Onun için biz şu an 444 kilometre batıdan doğura ve kuzeyden güneye de 32 kilometrelik bir alanı ‘güvenli bölge’ olarak ilan ettik. Buraya yine bizdeki mülteciler gelecek. Bu süreçte uluslararası toplumdan maalesef arzu ettiğimiz desteği de alamadık. Çağrımızı yine yapıyorum.

Türkiye artık sabrının sonuna gelmiş ve artık kendi göbeğini kendi kesmeye karar vermiştir.

'BAŞLADIĞIMIZ İŞİ MUTLAKA BİTİRECEĞİZ'

Türkiye Barış Pınarı Harekatı ile en az 1974 Kıbrıs Barış Harekatı kadar hayati önemde bir adım atmıştır. Açık söylüyorum başladığımız işi muhakkak bitireceğiz. Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez. Biz de nihai zafere ulaşana dek mücadelemizi sürdüreceğiz.”.