Doğaya ihanet! 1. Derece sit alanı lokanta ihaleyle peşkeş çekiliyor!

RİZE'DE 1. DERECE SİT ALANI RANT KAPISI OLUYOR! KIR LOKANTASI İHALESİNE TEPKİLER ÇIĞ GİBİ

Rize'nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Zilkale Vadisi sınırları içerisinde bulunan ve 1. derece sit alanı olarak koruma altına alınan bir alan, Pazar Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 'Kır Lokantası' yapılması için 20 yıllığına ihaleye çıkarıldı. Bu durum, doğaseverler ve çevreciler tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

"VADİYİ KANGRENE DÖNDÜRMEK İSTİYORLAR"

Avukat Yakup Okumuşoğlu'nun açıklaması;

"Bugünlerde Fırtına Vadisi’nde Milli Park olan alanlarda aynı zamanda sit alanı olan alanlarda yapılaşmayı getirecek olan birtakım değişimler yapılmakta idare tarafınca. Bu hususlara ilişkin Çamlıhemşinliler olarak bir tepkimiz var. Biz vadiyi korumak istiyoruz, biz vadinin geleceğini garanti altına almak istiyoruz. Ama idare orasından burasından yapılaşmayı açmak suretiyle vadiyi adeta bir kangrene döndürmek üzere. Bununla ilgili olarak çeşitli girişimlerimiz var. Fırtına vadisinde bu konuyla ilgili olarak çeşitli görüşmeler, toplantılar yapılmakta ve bunlara ilişkin olarak bir mücadele süreci başlatmak üzereyiz. İsterdik ki idare bu yörede yaşayan insanların arzu ve isteklerini dikkate alsın ve bu arzu ve istekler dikkate alınarak sürdürülebilir, vadiyi korumak üzere bir çalışma başlatılsın fakat böyle olmuyor. İdare kendi kendine masa başlangıcında hazırlamış olduğu planlarla vadiyi adeta kevgire döndürmek üzere. Turizm denilen bir olgu Çamlıhemşin’in gerçeği haline gelmiş vaziyette fakat hem Milli Park olan hem sit alanı olan bu vadide yürütülen turizm faaliyetleri kitle turizm faaliyetleri olarak devam etmekte. Bir ucu Pazar'da olan bir ucu Ayder’de olan araç kuyruklarıyla devam eden ve Milli Parkın içerisinde böylesi bir turizm faaliyetinin ne koruma hukukuyla bağdaşır bir yanı var ne de vadi gerçekleriyle uyuşan bir yanı var.

"VADİDE YOL GENİŞLEME ÇALIŞMALARI BAŞLADI"

Bir de şu sıralarda bu trafiği hafifletmek amacıyla bu dar vadide yol genişletme çalışmaları başlatıldı. Yine dere tarafında tahribatlar, yolun üst kotunda ormanlık alanda tahribatlar gündeme geldi. Kitle turizminin olduğu bir yerde duble yol yapsanız da gene de bu problemi çözmek mümkün değil çünkü her geçen gün daha fazla insanın gelmek istediği bir vadi durumuna geldi. İnsanlar geliyorlar araçlarını park edecek yerleri yok, etrafta dolanıp gidiyorlar. Bundan ibaret bir turizmin ne yöreye bir faydası var ne de Milli Park ve sit alanları içerisinde böyle bir turizm faaliyeti sürdürülebilir değil. Bu hususlar bizim en çok tepki gösterdiğimiz hususlar. Bir de bunun yanında işte daha hiç el girmemiş, insanın eli dokunmadığı hiçbir doğal bozulma olmayan kimi alanlarda sit derecesini düşürerek yapılaşmaya turizme açmak gibi bir takım girişimler var.

"SİT DERECESİ DÜŞÜRÜLEREK TURİZME AÇILMAK İSTENİYOR"

Bir de bunun yanında işte daha hiç el girmemiş, insanın eli dokunmadığı hiçbir doğal bozulma olmayan kimi alanlarda sit derecesini düşürerek yapılaşmaya turizme açmak gibi bir takım girişimler var. Bu da bizi son derece endişelendiren yeni bir durum. Bütün bunlara karşı vadi halkıyla yaptığımız toplantılar girişimler neticesinde tüm bu hususları yargıya intikal ettireceğiz. Çamlıhemşin halkı Fırtına Vadisi’ni korumak isteyen bir halktır. Çamlıhemşinliler dedelerinden nasıl miras aldılarsa gelecek kuşaklara aynı şekilde vadiyi bırakmak isteyen bir halktır. İsteriz ki idare bizim bu refleksim ve bu koruma arzumuzu dikkate alsın dikkate alarak hep birlikte bu vadiyi gelecek kuşaklara da bırakacak şekilde aynı zamanda sürdürülebilir bir ekonomi yaratmak üzerine hep birlikte düşünerek bu anlayış birliği içerisinde bu vadiyi gelecek kuşaklara bırakalım. Arzumuz budur, bu gerçekleşmediği müddetçe ben yaptım oldu şeklinde devam eden girişimler olduğu müddetçe ne yazık ki Çamlıhemşin’de çeşitli tartışmalar devam edecektir ve idareyle bitmeyen davalaşmamız gene devam edecektir."

"KONTROLSÜZ BİR YAPILAŞMA VAR"

Vatandaş Merih Taner, şunları söyledi:

"Şu güzelliği anlatmak biraz zor. Bizden sonraki gelecek nesillere bu durumu iyileştirerek taşımamız lazım. Kaynakları yarınlar yokmuşçasına tüketmememiz lazım. Mantık çok basit, doğayla uyumlu yaşamak lazım, kaynakları kontrollü ve doğru şekilde kullanmak lazım. Kontrolsüz bir yapılaşma var, HES’ler belli ki problem yaratıyor. Bölgede herkes suyun azaldığından dert yanıyor. İnşallah şunu tekrar hatırlarız; kaynaklar sadece bizim için değil gelecek nesillere de doğru şekilde taşımamız lazım. İnşallah bir an önce bu hatalardan döneriz."

İktidar, Kanal İstanbul inadından vazgeçmiyor: İki ihale daha düzenlendi