Ertuğrul Özkök: O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır gösterin

Ertuğrul Özkök: O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır gösterin

Ertuğrul Özkök: O toplantıya katılan arkadaş... "Bazı muhalif gazeteciler resmen birer mücahide dönüşmüş"

Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün, AKP'nin "Türkiye Yüzyılı" vizyon belgesini açıklayacağı toplantıya davet edilen muhalif gazetecileri ve yanıtlarını analiz etti. 

Özkök'ün "O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır gösterin" başlıklı yazısı şöyle: 

O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır gösterin

Önce adını koyalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, seçim kampanyasını bugün Ankara'da düzenlenecek toplantı ile resmen açıyor.
Yani gazeteciler için büyük bir olay…
Toplantının teması “Türkiye Yüzyılı…”
Aslında yüzyıl başlayalı 20 yıl oldu lakin biz hâlâ yeni başlıyor duygusu ile yaşıyoruz.
Oysa yeni yüzyıla, Avrupa Birliği'ne tam üyelik gibi müthiş bir vizyonla başlamıştık.
İlk 8 yılında gerçekten büyük işler yapılmıştı. Ancak ikinci 20 yılı tam aksine çok kötü geçti.
Neticede Türkiye Yüzyılı'nın ilk 20 yılını kaybettik.
Bakalım bugün açıklanacak proje, son 80 yılı kazanmamıza dair umut ve ipuçları verecek mi?
Neyse bunu biraz geriye bırakıp bugünkü toplantıya dönelim.

Gazetecilik hayatımda gördüğüm en absürt tartışmayı yaşıyoruz

Gazeteciliğe başladığım 1986 yılından beni hayatımda gördüğüm en absürt ve en ibret verici mesleki tartışmayı yaşıyoruz.
AKP bir açılım yaptı.
Aslında yaptığı “Altılı Masa'nın” yaptığının aynısıydı.
Altılı Masa ittifak açıklamasını yaparken hiçbir akreditasyon takıntısı yapmamış ve iktidarın en ateşli destekçilerini bile bu toplantıya davet etmişti.
Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi aynısı yapıyor ve bence bu çok umut verece bir gelişme.

Bazı muhalif gazeteciler resmen birer mücahide dönüşmüş

Giderek otoriter bir batağa saplanan iktidar bunu yaparken, kendine muhalif diyen medyada ise absürdünün zirvesine çıkılmış vaziyette.
Davet edilen “muhalif” gazeteciler bölünmüş durumda…
Bazaları hemen “Elbette katılacağız” dediler.
Bazıları “Mahallem ne der telaşına düştü
Bazıları önce direndi, sonra mahalleye temizlik oldu.
Bazıları ise hâlâ düşünüyor.

İplemez dediklerim, şaşırtmayan yazarlar, şaşırtan gerekçeler

İşte benim gözümle bugün toplantıya davet edilen gazetecilerin analizi…

İsmail Saymaz

(*) İsmail Saymaz gazetecidir, iplemez diyordum, önce şaşırtmadı, sonra şaşırttı

Tanıdığım İsmail Saymaz mahallerin bu fanatik abilerinin baskısına boyun eğmez, o toplantıya gider diyordum.
Nitekim önce ondan beklediğimi yaptı ve katılacağını açıkladı.
Ama mahallesinden öyle büyük tepkiler geldi ki, tanıdığımı zannettiğim İsmail gitti, mahallesinin emin sularında demirlemek isteyen bir İsmail Saymaz geldi.

Çiğdem Toker

(*) Çiğdem Toker kesin gider diyordum, yazdığı gerekçe çok şaşırttı

Sözcü yazarı Çiğdem’e Toker'le Hürriyet'te uzun süre çalıştık. Gazeteciliğine çok beğendiğim bir yazardır. Bu toplantı tam da onun alanına giriyordu.  Katılmayacağını söyleyerek beni şaşırttı. Bunu şöyle açıkladı: “İktidar bizim üzerimizden meşruiyet devşirmeye çalışıyor…”
Belki hiç gerekçe göstermeden katılmayacağını bildirseydi, çok daha iyi olurdu.
Gerekçesinde “Bizim üzerimizden ” diyerek kendini, gazeteciliğin ötesinde bir yere konumlandırdığı anlaşılıyor.
İşte asıl buna çok şaşırdım. Çünkü onun habere dayalı analiz gazeteciliği bu gerekçe ile uyuşmuyor.
Tam aksine orada olmalıydı.

Özlem Gürses

(*) Özlem Gürses hep orada olan gazeteci mutlaka giderdi

Özlem Gürses'i çok iyi tanıyorum.
Hiç üşenmeyen, kalkıp her yere giden, tek başına medya kuruluşu gibi çalışan bir gazeteci.
Daha önceden planlanmış bir toplantısı olduğu için katılamayacağını bildirmiş.
Ben böyle toplantıya katılmam düzeyi şaşırdım…
Ama yapmaz…

Uğur Dündar

(*) 30 yıldır tanıdığım Uğur Dündar koşa koşa giderdi


TRT yıllarından beri tanıdığım bir gazeteci. Aynı gazetede çalıştık. Olay ve haber neredeyse oradadır.
Avrasya botuna atlayacak kadar “orada olma” tutkunu bir televizyoncu.
Ben bu yazıyı yazarken daha kararını açıklamamıştı.
Belli ki mahalle nedeniyle kendi içinde bir iç savaş yaşıyor.
Belki sadece meslektaşlarından değil, Saraçoğlu'nda da tepki alırım diye çekiniyor.

Fatih Portakal

(*) Belki siz bana şaşıracaksınız lakin Fatih Portakal beni şaşırtmadı

Belki mahallesinin, hatta karşı mahalleden çoğu insan “Kesinlikle gitmez” diyordu.
Belki de “Hasılsa gelmez” diye davet edilmişti.
Bence hiç öyle düşünmüyordum.
Fatih muhalif olsa da gazeteci. Bir gazetecinin yapması gerekini yaptı.
Arkasında, mahallesinden gelecek tepkileri göğüslemeye fazlasıyla yetecek bir başarı ve özgüven var.
Bence gazetecilik kariyeri açısından son derece doğru bir karardı.
En muhalif tavra sahip bir gazeteci olarak onun bu toplantıya gitmesi, giderek konuşan kafa mücahitleri kıraathanesine dönen ekranlar için de olumlu sonuçlar doğurabilir.

Nevşin Mengü

(*) Nevşin Mengü'nün anketi başarılı bir sitcom'du ama

Nevşin Mengü kararı takipçilerine bıraktı. Yani bir anket yaptı. Başarılı bir sosyal medya şahsiyeti olarak, bunu da siyasi bir sitcom'a çevirme taktiği ilginçti.
Bir yandan bunu takipçi sayısını arttırma ve etkileşim bakımından iyi kullandı.
Bir yandan da katılmama kararının sorumluluğunu takipçilerinin üzerine yıktı.
Katıl diyenler mi yoksa katılma diyenler mi çoğunlukta çıksın isterdi bilmiyorum.
Tahminim “Katıl” diyenlerin çoğunluk olmasını tercih ederdi.
Böylece mahallenin kararı ile gitmiş olurdu.
Bence gazetecileri böyle durumlarda mahallem ne der sorusunu sormadan katılması doğrudur.
Ama kutuplaşmış toplumlarda herkes kendi canavarını kendi yaratıyor.
Mahalle canavarlarla dolu.
Mahallenin elinde vuvuzelası olan gür sesli sakinler izin vermez.
Ben hep gazetecinin kendi kararı ile yürümesi gerektiğini düşündüm.

Ertuğrul Özkök

(*) Bana gelince kendime şaşırmadım, eminim siz de şaşırmamışsınızdır

Bu konudaki yazılara baktım.
Benim adımı hemen hiçbir yerde “muhalif” diye yazmamışlar.
Buna da çok sevindim.
Hep söyledim. Kariyerimi iktidar gazetecisi olarak değil, iktidarla iyi ilişkileri olan bir gazeteci olarak yaptım.
O nedenle mesleki unvanımın başında muhalif veya yandaş gibi bir kelime hiç istemedim.
AKP'nin medya ilişkilerinden sorumlu yöneticisi Hamza Dağ beni arayarak davet etti.
Davet edildiğim için sevindim.
Çünkü gazeteciliğe başladığım günden beri benim için en güçlü motivem “Being There”, yani “arada olmak” duygusuydu.
Ne yazık ki Amerikan Türk Derneği toplantısı için New York'taydım ve bugün dönüyorum.
Ankara”daki toplantıya yetişmem mümkün değildi.
Hamza Dağ”a teşekkür ettim, daha da ileri giderek “Beni de katılmış kabul edin” dedim.
Çünkü katılmasam da bu toplantıyı yakından izleyeceğim.

Soner Yalçın

(*) Soner Yalçın da "Gazeteci vardır ve gider" diyor

Soner Yalçın da benim gibi diyor. Olay varsa, davet varsa gazeteci gider.

Yıllardır tanıdığım gazeteci beni şaşırtmadı. Mazeretim olmasaydı giderdim diyor. Hem de çok net şekilde.

(*) Muhalif medyanın 'çağrılmayan Yakupları' niye bu kadar öfkeli

Baktım davet edilmeyenlerin bir bölümü çok kızgın…
İlginçtir, kızgınlıklarını AKP'den değil, davet edilen muhalif yazarlardan çıkarıyorlar.
O ne aşağılamalar, ne hakaretler, “Siz bittiniz oğlum” afra tafraları…
Kazı, kazan oyunu gibi. üstlerini biraz kazıyınca altından çağrılmamış olmanın verdiği gizli öfke apaçık ortada çıkıyor.
Şimdi bunu kendi mahallelerinin toplantıya katılacak isimlerini itibarsızılaştırma fırsatı olarak görüyorlar.

(*) Arkadaşlar B747 gazetecilerine gazetecilik nasıl yapılır gösterin bugün 

Katılmayı kabul eden meslektaşlarıma şunu söylemek isterim.
Doğru olanı yapıyorlar.
Onları bekleyen tehlike ise şu:
Kendi mahallelerindeki “vuvuzela muhaliflerin” etkisinde kalıp bu olayı değerlendirmede kompleksli davranmalarıdır..
Yani mahallelerine “Bakın gördünüz mü” diyebilmek için, o toplantıyı “İktidar dövme” şovuna çevirmeye kalmalarıdır.
Böyle bir davranış, yani orada gazeteciliği şova dönüştürmek, mahallelerindeki üç beş fanatiğin “Helal olsun” demesinden başka işe yaramaz.
Bugünkü toplantıyı düzenleyenler soru sordurmazsa…
Veya sorduklarına cevap vermezse…
Veya konuyu saptırmaya kalırsa…
Zaten siz gazeteci olarak görevinizi yapmış olursunuz.
Orada bulunmayı en haklı hale getirecek davranış, doğru soruyu, şov tiradına çevirmeden, en direk şekilde sormaktır.
Böylece yıllardır Cumhurbaşkanı'nın B747 uçağına binen gazetecilerine “Bakın bu iş böyle yapılır” deme hakkı ve imkânını da bulmuş olursunuz…

Tabii bu gibi toplantılarda sunum yapılır lakin soru sorulmasına izin verilmeyebilir. O zaman da oradan hep programla ilgili çarpıcı izlenimler yazabilirsiniz.

 

"Ertuğrul Özkök: O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır göste." haberi, 28 Ekim 2022 tarihinde yazılmıştır. 28 Ekim 2022 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan Ertuğrul Özkök: O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır göste.. haberi 2022 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Ertuğrul Özkök: O toplantıya katılan arkadaşlar; bugün B747 gazetecisine bu iş nasıl yapılır göste.. 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 23 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Ezgi Bozkurt Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 10:25 İYİ Parti Genel Başkan adayı Tolga Akalın: Kurultayda sahte kimlikle oy kullanılabilir
  2. 10:18 Kayyumlar ‘gezi teknesi’ de almış: Van'da kayyumların geçmiş harcamaları ortaya çıktı
  3. 10:16 Bugün Ankara'da bazı yollar trafiğe kapalı olacak
  4. 09:51 Belediye başkanları Özgür Özel'den Erdoğan’ı ikna etmesini istedi
  5. 09:45 Yanardağda fotoğraf çekilirken volkana düşen kadın feci şekilde can verdi
  6. 09:41 Abdurrahman Dilipak: Çok komik bir rejimimiz var
  7. 09:36 Songül Karlı: İstediğim bir insan çıkmadı karşıma
  8. 09:31 Esteban Ocon: Güncellemelerle geliştik ama daha fazlasını bekliyorduk
  9. 09:22 AK Parti'den sosyal medya uyarısı: Paylaşım yaparken dikkatli olun
  10. 09:16 Bakan Yerlikaya duyurdu: Bir organize suç örgütü çökertildi: Elebaşı dahil 8 kişi gözaltına alındı
  11. 09:11 10haber yazarı Erdal Sağlam: Bahçeli'nin çıkışı 2002'deki koalisyonu bozma sürecini hatırlattı
  12. 09:06 Kolombiya'da hükümet ve ELN, müzakerelere yeniden başlıyor
  13. 09:01 Cinci hoca dehşeti: Sana cin musallat olmuş diyerek çocukları taciz ve tecavüz etmiş
  14. 08:54 Murat Ağırel: Ülkemizde de sıklıkla yaşanan bu yakalamalarda metamfetamin maskelenmeye çalışılıyor
  15. 08:48 Barış Yarkadaş: Mustafa Kemal’in askeri olmaktan onur duyduk
  16. 08:42 Türkiye'de satılan en ucuz Tesla modeline 814 bin TL zam yapıldı
  17. 08:37 Akli denge iddiasıyla ipler iyice gerildi: İbrahim Tatlıses açtı ağzını yumdu gözünü
  18. 08:32 Hande Sarıoğlu ve Yağmur Çevik canlı yayında birbirine girdi
  19. 08:27 Ölen borçlusunun mezarını açtı, ateşe verip cesedi yakmak istedi
  20. 08:22 Diyanet'in gezi maliyeti dudak uçuklattı
Politika Haberleri