Fatsa'da tepkilere neden olan taş ocağına kapasite artışı

Yılda 1 milyon 152 bin ton üretim planlayan şirket, ÇED raporu hazırlayarak gerekli işlemleri bitirmeye çalışıyor. Üretimin hedeflendiği bu büyük rakam tam anlamıyla bir doğa katliamına yol açacak. Taş ocağının yakınındaki Salihli, İslamdağ, Bacanak ve Düğünlük mahallelerinde yaşayan yurttaşlar uzun süredir çevre mücadelesi veriyordu. Halk, madenin hem doğaya zarar verdiğini hem de patlatmalar nedeniyle evlerinin duvarlarında çatlaklar meydana geldiğini belirtiyor.

Ordu Çevre Derneği Başkanı Gül Ersan, konuyla derneğin de ilgilendiğini ve yörede yaşayanlara destek verdiklerini belirterek şunları söyledi: “Fatsa’nın Salihli Mahallesinde yıllardır faaliyette olan taş ocağı nedeniyle, yörede yaşayanlar geçtiğimiz yılın son aylarında bir basın açıklaması yapmıştı. Dernek olarak bizi de davet etmişlerdi. Biz de hem destek olmak hem de taşocağının çevreye etkilerini görmek için mahalleye gidip basın açıklamasına katılmıştık. Mahalle sakinleri taş ocağındaki dinamit patlamaları nedeniyle gürültüden, çıkan tozdan, sarsıntıdan çok rahatsız olduklarını söylemişler; hatta evlerinin duvarlarında çatlaklar olduğundan bahsetmişlerdi.''

DERE YATAĞI TAŞLA DOLDU
Taş ocağı ile karayolu arasındaki Elekçi deresinin yatağının taşocağından gelen taş toprakla dolarak kirlendiğine değinen Ersan sözlerine şöyle devam etti:

“Bu durumu gördükten sonra dernek adına DSİ’ye şikâyet dilekçesi yazıp derenin temizlenmesini ve bir daha kirlenmemesi için önlem alınmasını istemiştik. DSİ’nin elemanları gidip yerinde tespit yapmışlar ve dere yatağının taş ocağı faaliyeti nedeniyle değil, Karayollarının yol çalışması nedeniyle daraldığını rapor etmişlerdi. Yani, herkesin gördüğünü onlar görememişti.

FINDIK BAHÇELERİ YOK OLUYOR
Bir gün önce avukatımızla birlikte Salihli Mahallesine tekrar gidip daha kapsamlı incelemelerde bulunduk. Sarsıntılardan oturulamaz raporu verilen konutu, çatlayan duvar ve kirişler nedeniyle boşaltılan mandırayı, çöken koskocaman fındık bahçesini ve mahalle yolunu, derenin taş ocağından önceki berraklığı ile taş ocağıyla başlayıp devam eden bulanıklığını tespit ettik'' diyen Ersan taş ocağından çıkan tozlar nedeniyle bahçelerdeki fındık üretiminin neredeyse sıfırlanmış durumda olduğuna ve sebze, meyve ekimini de olumsuz etkilendiğine dikkat çekti. Ersan sözlerini şöyle tamamladı: “Taş ocağını işletenler, şimdi kapasite artışı için ilgili kurumlara başvurmuşlar, çalışma alanlarını 48 hektara çıkarmak istiyorlar. Bir kısmı ormanlık, bir kısmı fındık bahçesi olan işletmenin ruhsat alanı yaklaşık 100 hektar. Bu gidişle koskoca dağı tamamen yok edecekler. Ancak, yöre halkı buna izin vermeye hiç niyetli değil."