Fehmi Koru: Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesini gezerken gözüme yorgun göründü, onu çevresi yoruyor olabili
Fehmi Koru: Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem böl... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesine gitme hazırlığı ve yolculuğu sırasında, birileri, durumdan vazife çıkartmıştır diye düşünüyorum.
Sosyal medya denilen mecralarla aram pek yok. Bir ara ben de hemen hepsine üyelik kaydımı yaptırdım, başlarda hesaplarımda hareketlenme de olmadı değil; ancak sonraları, kendime özel sebeplerle, sosyal medya ile ilişkimi asgariye indirdim.
Bir gün belki yeniden başlarım.
Dün başta Twitter olmak üzere sosyal medya hesaplarına erişimin engellendiğini duydum ama; duydum ve şaşırdım. Sosyal medyanın deprem felaketinin üzerlerimizde yaptığı olumsuz etkileri azaltıcı bir etkisi olduğundan haberdarım. Milli dayanışmaya da yarıyor sosyal medya; insanlar orada örgütleniyor, ihtiyacı olanlar seslerini oradan duyuruyor, mesajı alanlar nereye ne yardım malzemesi göndereceklerini o sayede öğreniyor.
İnternetin sosyal medya üzerinden haberleşmeyi engellemek için, hem de böyle bir ortamda kısıtlanması, akla da mantığa da aykırı.
Bu tür konularda emir ve talimatların hep Külliye’den geldiği düşünüldüğü için, engelleme bir devlet kurumu tarafından başlatıldı ama, ben bu defa kısıtlamanın aynı yerle ilişkili olduğundan kuşkuluyum.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesine gitme hazırlığı ve yolculuğu sırasında, birileri, durumdan vazife çıkartmıştır diye düşünüyorum.
Twitter’ın sahibi aylar önce Külliye’de ağırlanmış Elon Musk artık; haberi patronlarına ulaştıranlar şaşkınlıkla karşılaşmış olmalılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendisine gösterdiği misafirperverliği sebebiyle övmüş olan Musk, kendi şaşkınlığını, “Ne olduğunu araştırıyorum” diyen bir mesajla dünyaya duyurdu.
Aytunç Erkin: Battaniyeci devlet değil kamucu devlet
Geçmişte Wikipedia’ya erişim yasaklanmıştı. Birileri orada can sıkıcı bir şeyler karalamış diye yapıldı o yasaklama. Yasaklandı da, herkesin ilk bilgi edinme mecrası haline dönüşmüş internet ansiklopedisine erişemedi mi bizim insanlarımız?
Belki bazıları erişememiştir; ancak çoğu kullanıcı yasağı nasıl aşabileceğini araştırdı ve öğrendiği yola başvurdu.
Ülkemiz, sözde yasağın sürdüğü bir-iki yıl boyunca, Wikipedia’ya erişimin yasak olduğu tek ülke olarak bilindi dünyada.
Herhalde dün de sosyal medya kullanıcıları kullandıkları mecralara erişmenin birden fazla yolunu bulmuşlardır.
Sanıyorum, kısıtlama kararını verenler bile, kendi koydukları engelleri aşarak değişik sosyal medya mecralarını kullanmışlardır.
Kabahat, o yasaklamada Külliye’nin üzerinde kalmışsa şaşırmam.
Zaten sıkıntılı durumda olan hükümeti ve AK Parti’nin itibar ettiği medyanın kendisinden ‘başkan’ diye söz ederek her konuda nihai talimatın sahibi olduğunu vurguladığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı zor durumda bırakıyor birileri.
Yerle bir olmuş binaların altında binlerce insanın kurtarılmayı beklediği bir ilimizde, spor kamuoyunun yakından tanıdığı bir kişinin kameralar önünde isyanına tanık olundu. Çıkarılmayı bekleyen genç-yaşlı insanların çığlıkları yükseliyormuş enkazların altından. O ve başka gönüllüler insanlara ulaşmak için elleriyle toprağı ve betonu eşelemeye çalışıyorlarmış, ama nafile. Enkaz altında kalınanlara ancak iş makinaları kullanılarak erişilebilirmiş…
İş makinaları mı yokmuş?
Spor adamının eliyle gösterdiği, kameranın da üzerine yoğunlaştığı bir dizi iş makinası, enkazların karşısında sıralanmış halde duruyordu o sırada…
Onları kullanacak insan mı yokmuş acaba?
Hayır, o amaçla gelmiş elemanlar iş makinalarının önünde hazır beklemekteymiş…
Kullansalar ve çığlıkları yürek dağlayan insanların bir an önce sağ olarak dışarıya çıkmalarını sağlasalar ya…
Yapamazlarmış… Kendilerine, AFAT’tan emir gelene kadar beklemeleri talimatı verilmiş…
Görüntüleri izlerken içimden yine “Birileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu zararları bilerek ve isteyerek mi yoksa cahilliklerinden mi veriyorlar?” düşüncesi geçti.
Murat Yetkin: Kader haftasında Erdoğan muhalefete, onlar birbirine vuruyor
AK Partili bir kadını da, depremin merkez üssü olan iline yardım malzemeleriyle gelen ve acıları dindirmek için elinden geleni yapmaya çalışan İstanbul’un belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na sözlü saldırıda bulunurken ekranlarda izledik.
“İngiliz ajanı, sen İstanbul’a git, defol” diye bağırıyordu bir ara AK Parti’den milletvekilliği yaptığı öğrenilen o kadın.
Oysa, üyesi olduğu AK Parti’nin hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, yardım için ülkemize gelmek isteyen 70’ten fazla ülkeye izin vermiş bulunuyor. Belediye başkanının ajanı olmakla suçlandığı İngiltere de yardımımıza koşan ülkelerden biri.
Yalnız İngiltere mi?
Avrupa Konseyi’nin dönem başkanı konumunda bulunan İsveç, gönderdiği uzman ekipler ve maddi yardım yanında, daha kapsamlı ve kalıcı yardım için Avrupa ülkelerine dönük bir konferans düzenleyeceğini de açıkladı.
Aramızda diplomatik ilişki bulunmayan ve bu yüzden başka bir isimle andığımız Kıbrıs Cumhuriyeti’nden de uzman ekipler geldi ülkemize…
Mısır’dan da, Birleşik Arap Emirlikleri’nden, Ermenistan’dan, İsrail’den de…
Alman parlamentosunda depremin vurduğu ülkemiz için milletvekilleri saygı duruşunda bulundular.
Bir senkranizasyon bozukluğu olduğu anlaşılıyor AK Parti kadrolarında.
İnsani olan, dünyanın her tarafındaki insanların, zor durumda olanlara, -şimdi depremi felaket düzeyinde yaşayan Türkiye ile Suriye’ye- ellerini uzatmalarıdır.
Aramızın iyi olmadığı bir dönemde Yunanistan’da meydana gelen depreme Türkiye de yardıma koşmuştu.
Depremden bizim kadar etkilenen Suriye’de iç savaş olduğu için orada insanlar çok daha zorda. Yabancı ülkeler Suriye’deki depremzedelere de yardım etmek istiyor, ancak iç-savaş yüzünden karmaşanın hakim olduğu ülkeye yardım konvoylarını nereden geçireceklerini bilemiyorlar.
Bir, hatta birden fazla kapının Türkiye’den açılması lazım.
Herhalde fazla gecikilmeden buna imkan sağlanacaktır.
Twitter ve diğer sosyal medya mecralarına konulan kısıtlama… Enkaz kaldırmada emir ve talimat gelene kadar arama-kurtarma çalışmalarına başlamama… Deprem bölgesi imdada koşan yabancılarla dolup taşarken ve gelecek tek kuruş bile önem taşıyorken, içeriden gelen yardımları bölgeye taşıyan siyasilere ‘ajanlık’ suçlamasında bulunma…
Bunlar gibi yanlışlıklar, deprem konusunda şimdiye kadar iyi bir sınav veremeyen iktidarı gözden düşürmekten başka bir işe yaramıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bölgeye uğradığında her günkünden biraz daha yorgun gördüm ekranda.
"Fehmi Koru: Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesini gezerken gözüme yorgun göründü, onu çevresi yor." haberi, 09 Şubat 2023 tarihinde yazılmıştır. 09 Şubat 2023 tarihinde de güncellenmiştir. Medya kategorisi altında bulunan Fehmi Koru: Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesini gezerken gözüme yorgun göründü, onu çevresi yor.. haberi 2023 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Fehmi Koru: Cumhurbaşkanı Erdoğan deprem bölgesini gezerken gözüme yorgun göründü, onu çevresi yor.. 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Medya konusunda 05 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.