Fehmi Koru yazdı: Beni duygulandıran iki yazı; bir Hıristiyan cemaatinin çıkardığı dergiden

Fehmi Koru yazdı: Beni duygulandıran iki yazı; bir Hıristiyan cemaatinin çıkardığı dergiden

Fehmi Koru yazdı: Beni duygulandıran iki yaz... Washington merkezli haberleri ve dış politika yorumları için yıllarca benim de yakın takibimde olmuştur CSM.

İsminde ‘Hıristiyan’ sıfatı bulunan bir günlük gazeteydi Christian Science Monitor (CSM). 1908 yılında Mary Baker Eddy adlı bir kadın tarafından yayınına başlanmış, tarafsız yayın çizgisi sayesinde geniş bir ilgi ve yaygınlık kazanmıştır.

Washington merkezli haberleri ve dış politika yorumları için yıllarca benim de yakın takibimde olmuştur CSM.

Mary Baker Eddy bir Hıristiyan cemaatinin önderiydi. Çoğu iyi eğitim almışlardan oluşan cemaat mensupları hastalanınca ilaç kullanmaz, onun yerine sağlık sorunları için okuyup iyileştirdiği inancıyla Eddy’nin kendi İncil’inde not ettiği ayetleri tekrarlayarak iyileşmeyi beklerler.

Cemaatin ana kilisesi, gazetenin idare merkezinin de bulunduğu Boston’dadır, ancak hem ABD’nin değişik eyaletlerinde hem de dünyanın dört bir tarafında, mensuplarının İncil’i ve Eddy’nin yazdığı eserleri mütalaa edebilmeleri için açılmış okuma salonları bulunur.

Uluslararası olayları yakından izlemeye devam eden, din ile ilişkisini yalnızca bir sayfasındaki yazılarla sürdüren  CSM de internet çağının azizliğine uğradı ve artık gazete olarak basılmıyor. Günlük haberler için internet sitesi var, bir de haftalık dergi olarak çıkıyor.

Eski alışkanlıkla CSM dergisine her hafta göz atmadan edemiyorum.

Bu girişin sebebi, CSM’nin son sayısında karşıma çıkan şaşırtıcı iki yazı.

Meğer Hıristiyan cemaati dergisinin editörlerinden biri Müslüman bir kadın gazeteciymiş… Dergi Türkiye’yi de yine Müslüman ve yine kadın bir muhabir ile izlemekteymiş…

İlginç değil mi?

Derginin o sayısının ‘editörden mesaj’ yazısını kaleme alan Husna Haq, okurlara, şu sıralarda sonuna yaklaştığımız Ramazan ayının kendisi ve ailesi üzerindeki etkilerini anlatıyor. Sahura kalkılan, birlikte iftar edilen, gece-gündüz dini vecibelerini yerine getiren bir aileymiş onun ailesi.

Yazıyı okuyanların Ramazan’ın özelliklerinden ve Müslüman ailenin o bir ay içerisinde yaşadığı manevi zenginlikten etkilenmemesi mümkün değil.

Ben hem o yazıdan hem de yazarının bir Müslüman kadın olmasından etkilendim.

Dergiye İstanbul’dan yazan Fariba Nawa Afgan asıllı bir gazeteci. ABD’de bir süre yaşadıktan sonra, hem mesleğini sürdürmek hem de iki kızını büyütmek üzere gelip İstanbul’a yerleşmiş. 7 yıldır aramızda Fariba Hanım. Dergide çıkan yazısında İstanbul’da başından geçen ve ağlamasıyla sonuçlanan bir taksi yolculuğunu anlatıyor.

Yıllardır burada yaşıyor ve derdini anlatacak kadar dilimizi de biliyor, ancak o malum soruya -“Nerelisin?” sorusuna- muhatap edilip Afgan olduğu anlaşılınca ters bakışlara maruz kaldığı anlaşılıyor.

“Sadakatimi sözlü olarak da ispat etmem gerekiyor Türkiye’de” diyor yazısında.

Nedeni belli: Suriyelilerden sonra ülkemizdeki en kalabalık mülteci grup Afganlar…

“Yaklaşan seçimler mültecilerin sorunlarını daha da büyüttü; çünkü neredeyse bütün partiler mültecilere karşı ve onları ülkeden göndermek politik açıdan popüler bir konu” diyor.

Verdiği bilgiye göre, ülkemizde kayıtlı 200 bin kadar Afgan var; onlardan 144 bini geçici mülteci statüsünde, bir Batı ülkesinin kendilerini kabulünü bekliyorlar. “Suriyelilerden hemen sonra en fazla hedef alınanlar biz Afganlarız” diyor. Deprem günlerinde sosyal medyada yaygın dolaşıma girmiş, uyduruk olduğu resmen duyurulmuş olmasına rağmen pek çok insanın doğru sandığı, Afgan mültecileri deprem bölgesinde hırsızlık yapar gösteren bir video varmış…

Fariba Hanım’ın bindiği taksinin şoförü de o videodan etkilenenlerden biri çıkmış.

Uzun uzun huzursuzluğunu anlatınca, Fariba Hanım da dayanamayıp, “Bizler hırsız değiliz, depremde bizler de öldük” demiş…

Sonra da önce kendisini ağlatan ardından da taksinin şoförünü duygulandıran konuşmalar geçmiş aralarında…

Cep telefonunu çıkarıp depremde hayatını kaybetmiş tanıdığı Afganların fotoğraflarını şoföre göstermiş Fariba Hanım. Muhammed Emin Kaderi’nin ailesi onlardan. Aile 2017 yılında Afganistan’ın kuzeyinde patlak veren savaş sırasında ülkeyi terk edip Türkiye’ye gelmiş. Niyetleri daha önce de yaşadıkları ABD’ye gitmekmiş.

Türkiye’ye gelip ‘geçici mülteci’ olarak kayıtları yapılınca aynı durumdaki pek çok Afgan gibi o aile de bir Anadolu kentine gönderilmiş.

Afgan Kaderi ailesi nasibine Adıyaman düşmüş. 

Kaderi’ler, Muhammed Bey’in New York’ta yaşayan Amerikan vatandaşı kardeşi Şerif Kaderi’nin yanına gitmek üzere ABD’ye doğru yola çıkmalarından sadece sekiz gün önce yakalanmışlar Adıyaman’ı da vuran depreme.

Muhammed ve iki kızı -10 yaşındaki Bahar ile Feriha– enkaz altında kalıp vefat etmiş. Eşi Meryem Amini ve iki çocukları enkazdan sağ çıkarılmışlar ama her biri artık yürüyemeyecek haldeymiş. Kadının iki bacağı kesilmiş, oğlu üç yaşındaki Süheyl’in de tek bacağı. 10 yaşındaki Lale için doktorlar bacağını kesme konusunda karar aşamasındalarmış.

“Sağ kalanlar Ankara’da tedavi gördükleri değişik hastenelerde ailenin diğer yarısının artık yok olduğundan habersizler” diye anlatımını bitiririyor Afgan gazeteci.

Bu anlatımdan sonra kendini tutamamış hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış Fariba Hanım.

Adının Burak olduğunu öğrendiği şoförün de hislendiği anlaşılıyor. Müşterisine kağıt mendil verdiği gibi önceki sözlerinden dolayı özür de dilemiş.

“Gözyaşlarımın sebebi Burak’ın sözleri değildi yalnızca” diyor Afgan gazeteci ve ardından insanları ülkesinden kaçacak hale getiren gelişmeleri sıralıyor.

Yazısı şöyle sonlanıyor:

“Gideceğim yere geldiğimde ağlamam dindi. Burak’a aralarında yaşayan mülteci Afganların da Türkiye’nin arzu ettiği gibi buradan ayrılmak istediklerini söyledim. Gitmek istiyorlar ama bir Batı ülkesi onları kabul edene kadar araftalar. İnşaatlarda veya tarlalarda Türklerin razı olmayacağı kadar düşük ücretlerle çalışıyorlar.”

Burak da ona kendisinin ve kendisi gibilerin çektiği ekonomik sıkıntıları hatırlatmış ve kadını uğurlarken de, dudaklarından şu cümle dökülmüş: “Türkiye benim olduğu kadar sizin de ülkeniz.”

Hislendiğimi gizlemeyeceğim. Hislendim.

Bayrama az kala, Hıristiyan cemaatlerinden birine ait dergide editörlük yapan Müslüman bir kadın gazetecinin, yerleştiği yabancı ülkede, Ramazan ayında yaşadığı manevi hissiyatı okurlarıyla paylaşan yazısı ile yine bir Müslüman gazetecinin, aynı dergide, Türkiye izlenimlerini aktardığı yazısıyla karşılaşmak beni hayli düşündürdü.

Sizler de düşünün istedim.

"Fehmi Koru yazdı: Beni duygulandıran iki yazı; bir Hıristiyan cemaatinin çıkardığı dergiden" haberi, 19 Nisan 2023 tarihinde yazılmıştır. 19 Nisan 2023 tarihinde de güncellenmiştir. Medya kategorisi altında bulunan Fehmi Koru yazdı: Beni duygulandıran iki yazı; bir Hıristiyan cemaatinin çıkardığı dergiden haberi 2023 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Fehmi Koru yazdı: Beni duygulandıran iki yazı; bir Hıristiyan cemaatinin çıkardığı dergiden 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Medya konusunda 12 Ekim 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 17:23 CHP'li kurmaylar: 'İktidar, CHP içinde 6'lı masa modeli olsun istiyor'
  2. 17:17 Kassam Tugayları'dan İsrail askerlerine saldırı
  3. 17:13 Lionel Messi, Kenan Yıldız'ı takımına dahil etti; özel ayakkabıyı sadece bu futbolcular giyebilecek
  4. 17:13 İki goril arasındaki 3 farkı sadece IQ'su yüksek olanlar 15 saniyede buluyor!
  5. 17:13 Yol kenarında saatine bakan 2 insan arasındaki 3 farkı sadece dakik olanlar 22 saniyede buluyor!
  6. 17:11 Narin Güran'ın ismi, başkentteki bir parkta yaşatılacak
  7. 17:10 Türkiye, Carlo Ancelotti'nin Arda Güler'i izleyip izlemediğini sorguluyor
  8. 17:07 Resmi olarak açıklandı: İstanbul'da 1 milyon TL'nin altında imarlı bir arsa satışa sunuldu
  9. 17:00 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son 22 yılda milli gelirin 5 kat arttığını belirtti
  10. 16:56 Mahfi Eğilmez'den 100 Bin TL'lik Tepki
  11. 16:56 Otomobil Satışlarında Yeni Dönem! Yılbaşında Hayata Geçiyor!
  12. 16:52 Cem Küçük'ten Şaşırtan İtiraf: Emeklilere Yapılacak Büyük Sürpriz Açığa Çıktı
  13. 16:52 Eğilmez: Kart limitinden de kullanılan krediden de vergi alınamaz krediyi veren alacaklıdan alınır
  14. 16:29 Yasin Öztürk: 'Savunma Sanayii İçin Toplanan Paraların Akıbeti Belirsiz!
  15. 16:27 Harris: 'İran’dan Gelen Tehditlere Göz Yumamayız!
  16. 16:23 Havai Fişek ve Silah Kullanımına Son! Erzurum’da Yeni Kurallar!
  17. 16:18 Gaziantep'teki Aile Felaketi: Ahmet Demir'in İntiharından Önce Neler Oldu?
  18. 16:16 Fetullah Gülen’in yeni ikametgahı sızdırıldı: Villanın iç mekanları adamları tarafından ifşa oldu!
  19. 16:15 Astsubayı Mehmet Fatih Çangır'ı şehit etmişti: Suç makinesi motorcunun cezası istendi
  20. 16:13 Tekirdağ'ın Çorlu Deresi'nde Gizemli Renk Değişimi: İncelemeler Sürüyor!
Medya Haberleri