Fehmi Koru yazdı: “Devlet nerede, yargı nerede?” diyenlere savcılar “Burada” demeye başladı

Fehmi Koru yazdı: “Devlet nerede, yargı nerede?” diyenlere savcılar “Burada” demeye başladı

Fehmi Koru yazdı: “Devlet nerede, yargı nere... Çok değil, bir elin parmakları kadar; olsun, yine de 40 yıl içerisinde hakkımda suç duyurusunda bulunuldu, birkaç kez de mahkemeye çıkarıldım.

Türkiye burası, eli kalem tutan, görüşü olan ve onu paylaşmaktan geri durmayan herkesin bir biçimde yolunun yargıyla buluşması doğal sayılan bir ülke.

Elimde 50 yılı aşkın süredir kalem var ve bunun son 40 yılında neredeyse her gün görüşlerimi ilgi duyan herkesle paylaşıyorum. 

Benim de yolumun yargıya düşmüşlüğü var.

Çok değil, bir elin parmakları kadar; olsun, yine de 40 yıl içerisinde hakkımda suç duyurusunda bulunuldu, birkaç kez de mahkemeye çıkarıldım.

Birinde, 28 Şubat’ın soğuk mu soğuk günlerinde, karar duruşmasından hemen önce, yargılandığım Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312. maddesinin değiştirilmesi gündeme gelmese ve o duruşmaya kadar ceza vermeye hazır görünen Ağır Ceza Mahkemesi heyeti insafa gelip kararı bir sonraki duruşmaya bırakmasa cezaevine de girebilirdim.

TBMM o arada TCK 312’yi yeniden düzenledi, hakkımda 12 yıla kadar hapis cezası talep eden savcı son duruşma öncesinde değişti, yeni savcı beraatimi talep etti ve ben öylece hapisten kurtuldum.

Suçum, birilerinin ifade özgürlüğünü savunmaktı.

Ucuz kurtulduğumu bugün bile düşünürüm.

Adliyelerde görevi basında çıkan haber ve yazıları okuyup suç unsuru buldukları hakkında dava açmakla görevli savcılar vardır. Basın savcıları. Ayrıca birilerinin ‘suç duyurusu’ yaptıkları yayınlar hakkında dava açma veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verme de yine aynı savcıların görev alanına girer.

Gider ifade verirsin, karar arkadan gelir.

Karanlık süreçte bile suç duyurusuna muhatap edildiğim birkaç konuda hep anlayışlı savcılarla karşılaştım. İfade vermeye gittiğimde sohbet ettik, ifadem kayda geçirildi, o kadar…

Türk adaletine güvenmemem için hiçbir sebep yok.

Kendilerine hangi kurumlara güvendikleri sorulan kişilerin, kamuoyu yoklamalarında, yargıyı birinci sıraya değil de bayağı aşağılara layık gördüklerinden haberdarım elbette. Eli kalem tutan ve görüşlerini kamuoyuyla paylaşan kişilerin yolu şimdilerde de yargıyla buluşuyor. Mahkemeler basın mensuplarını tutuklu yargılayabiliyor, cezaya da çarptırabiliyor.

Uluslararası gözlemci kuruluşların özgürlük değerlendirmelerinde ülkemizin durumu iç açıcı değil. Her yeni davayla birlikte, yabancı medyada, ülkemiz hakkında yürek yaralayıcı yayınlar yer alıyor.

Davalar açıldığı haberlerini her okudukça benim yüreğim burkuluyor.

Tersi de doğru. Gazeteler ve televizyonlarda haberleştirilen çoğu vahim çeşitli iddiaların yargının ilgisini çekmediği de oluyor. Görevi medyayı izlemek olan savcıların haberlere ilgisiz kalmasını anlamakta da zorlanıyorum. Haksızlık, yolsuzluk, kamu kaynaklarının kötüye kullanılması gibi konulardaki haberlerin iddia olarak kalmaması, yargı tarafından soruşturulması ve gerekirse dava konusu yapılması gerekir.

Havada kalan ve hakkında soruşturma açılmayan iddialar iddiaların muhataplarını mutlaka yaralar.

En son örneğini Sedat Peker’in siyaset ve iş dünyasından bazı kişilere karşı ifade ettiği iddia ve ithamlarda yaşadık. Videolar ve Twitter mesajlarıyla gündeme giren iddialar konusunda yargı sessiz kaldığı görüntüsünü verdi. İddiaların üzerine gidilmedi, herhangi bir davaya konu edilmediler.

Üzerine gidilmeyen iddialar zihinleri yakıyor bugün.

Toplumda ‘dokunulmazlık’ zırhı bulunan kişiler olduğunu akla getiren bir durum bu.    

[İngiltere’de kraliyet ailesi mensupları yargının ilgi alanı dışındadır. Ya da öyle bilinirdi diyeyim. Kraliçe’nin oğlu Prens Andrew ABD’de görülen bir davada sanık olmadığı halde suçlanınca, medya öncülüğünde kamuoyunun dikkatine giren iddialar sonrasında, Saray, Prens’in askeri-sivil bütün unvan ve yetkilerinin alındığını duyurdu. Andrew ABD’de ifade verecek ve gerekli görülürse yargılanacak.]

Kimse dokunulmaz değildir.

Adaletin en üstün mertebede saygı görmesi gerektiğini ifade eden “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” -buradaki ‘şeriat’ sözcüğü adalet anlamınadır- özdeyişine sahip bir kültür bizimki.

Dün, hem de Sezen Aksu’nun eski bir şarkısındaki masum bir ifadenin ‘şarkıcının dilinin koparılmasının’ talep edilmesine yol açtığı bir ortamda, adalet kurumunu ilgilendiren iki olumlu haber medyaya yansıdı.

Biri, kendisiyle ilgili iki yazı hakkında ‘kamu görevlisine hakaret ve iftira edildiği’ gerekçesiyle bir bakanın yazıları yazanın cezalandırılmasını talep eden suç duyurusuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararıyla ilgili haber…  

Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘nin (AİHS) ‘ifade özgürlüğü’ başlıklı 10. maddesine atıfta bulunularak şu görüşe yer veriliyor:

“Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir; sözleşme kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran bilgiler ya da düşünceler için de geçerlidir; çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın demokratik bir toplum olunamaz.”

Medyanın özgür olmadığı töhmetine maruz ülkemiz için önemli bir olumlu adım bu karar…

İkincisi de İstanbul Sözleşmesi ile ilgili en az bunun kadar önemli bir hukuki mütalaa.

Metni ülkemizde kaleme alınmış, İstanbul’da imzaya açılmış ve ilk imzacısı Türkiye olan İstanbul Sözleşmesi, kadın cinayetlerinin önüne geçecek tedbirlerin alınmasını da getireceği için sevinçle karşılanmıştı.

Ne olduysa, birileri iktidar üzerinde etkili bir kampanya yürüterek TBMM tarafından yasallığa kavuşturulmuş sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararıyla geçersiz hale getirilmesini sağladı.  

Danıştay 10. Dairesi’nde görülmekte olan kararın iptal edilmesiyle ilgili davanın savcısı Elmas Mucukgil, TBMM tarafından onaylandığı için ‘uluslararası anlaşma’ özelliği kazanmış sözleşmeden ancak yine TBMM kararıyla ayrılınabileceği yolunda görüş bildirmiş.

Birbirinden çok farklı iki konuda savcıların devrede olduğu görülüyor.

Arkası gelmeli.

Yargıya güven ancak yargının kendisi tarafından tazelenebilir.

"Fehmi Koru yazdı: “Devlet nerede, yargı nerede?” diyenlere savcılar “Burada” demeye başladı" haberi, 22 Ocak 2022 tarihinde yazılmıştır. 22 Ocak 2022 tarihinde de güncellenmiştir. Gündem kategorisi altında bulunan Fehmi Koru yazdı: “Devlet nerede, yargı nerede?” diyenlere savcılar “Burada” demeye başladı haberi 2022 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Fehmi Koru yazdı: “Devlet nerede, yargı nerede?” diyenlere savcılar “Burada” demeye başladı 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Gündem konusunda 23 Aralık 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 02:17 Narin cinayetinde flaş gelişme! "Katilin kim olduğunu biliyoruz fakat..."
  2. 02:11 Volkan Demirel ve Şenol Güneş arasındaki gerginlik tırmanıyor! 'İt de gelse hoş geldin derim'
  3. 00:15 Bilim İnsanları Alarmda: Dev Buzdağı yeniden hareket etmeye başladı
  4. 00:09 Naci Görür’den Marmara İçin Uyarı: Kumburgaz Fayı Harekete Geçebilir!
  5. 00:06 Türkiye'nin Tekstil Devi Kepenk Kapattı! 68 Yıllık Şirket 152 Çalışanı İşsiz Bıraktı!
  6. 00:04 Muğla’daki Trajik Kaza: Helikopterin Enkazı Adım Adım İnceleniyor
  7. 00:01 Türkiye'nin 50 Yıllık Nakliye Devi Tarihe Karıştı! İstanbul'dan Kars'a Hizmet Veriyordu!
  8. 00:00 Perakende devi iflas bayrağını çekti! 700 mağaza kapanıyor!
  9. 23:14 Kocaeli'de Tartışmalı Etkinlik: Cübbeli Ahmet'in Sözleri Olay Oldu
  10. 23:05 Fenerbahçe Beko, deplasmanda Bahçeşehir Koleji'ni mağlup etti
  11. 23:05 Volkan Demirel Şenol Güneş'in elini sıkmadı: Görmemezlikten geldi!
  12. 22:55 Eski Subaydan İsrail Eleştirisi: 'Çocukları Diri Diri Yakıyorlar
  13. 22:50 Volkan Demirel: "Kamuoyundan özür dilerim ama Şenol Güneş'ten hiçbir zaman özür dilemiyorum"
  14. 22:46 Atalanta'dan 11 Maçlık Seri: Liderlik Koltuğu Geri Alındı!
  15. 22:43 Manchester United kendi evinde hezimete uğradı
  16. 22:37 Ömer Çelik'ten CHP'ye sert sözler: "Örgütlü cahilliği siyaset zannediyorlar"
  17. 22:33 2700 Yıllık Sır Aydınlandı! Antik Başkentte Gizemli Yapılar Ortaya Çıktı!
  18. 22:33 Datça Sallandı! 4.7 Büyüklüğündeki Deprem Korkuttu, AFAD'dan Açıklama Geldi!
  19. 22:32 Volkan Demirel’den Şenol Güneş’e sert sözler: "Bu benim kişisel işim"
  20. 22:31 Hamza Dağ'dan Özel'e Ağır Eleştiri: 'Ne Oldum Delisi
Gündem Haberleri