Kılıçdaroğlu'ndan 'Cumhurbaşkanlığı adaylığı' kriteri: Devlet deneyimi olmalı

Balbay, sohbetten çıkardığı sonucu, “Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayını, kendi adını önde tutarak perdeliyor!” diye değerlendirdi.

Mustafa Balbay yazısında, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Kemal Kılıçdaroğlu‘nun, bilenenleri tekrarladığını, Millet İttifakı bileşenlerinin kabulüyle böyle bir adaylığın söz konusu olabileceğini söylediği belirtti.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN ADAYLIĞI NEDEN OLMAZ?

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerinin ön plana çıkarılması konusunda da, Kılıçdaroğlu, ‘cumhurbaşkanı adaylığı. Bilinenleri vurguladı, Millet İttifakı bileşenlerinin kabulüyle böyle bir adaylığın söz konusu olabileceğini söyledi, ‘İstanbul ve Ankara’yı bırakamayız. Seçmenimize bunu anlatamayız’ dedi.

Kılıçdaroğlu’nun, ‘İstanbul ve Ankara’yı bırakamayız’ sözlerinin anlamı şu:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı adayı olduğu taktirde görevlerinde istifa etmeleri gerekiyor. İki büyük şehirde de Meclis çoğunluğu Cumhur ittifakında olduğu için yapılacak seçimde AKP’li bir üyenin Belediye Başkanı olması büyük ihtimal. CHP’nin içinde yer aldığı Millet İttifakı, seçim öncesi iki büyük şehirden birini AKP’ye bırakmaya sıcak bakmıyor.

ADAYINI KENDİ ADINI ÖNDE TUTARAK PERDELİYOR

Mustafa Balbay, yazısını şöyle bitirdi:
“Kemal Bey’in anlatımlarından bizim çıkardığımız sonuç şu: Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayını, kendi adını önde tutarak perdeliyor!”

‘128 MİLYARIN DA 20 ARALIK GECESİNİN DE PEŞİNE DÜŞECEĞİZ

Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halkbank ve VakıfBank’ın çok aktif kullanıldığı bilgisi var. Anlatılan o ki 20 Aralık gecesi toplam 20 milyar doları bulan, her bankaya birbirine yakın oranda sorumluluk dağıtılan bir operasyon yapıldı.

Böyle bir operasyon, o gece akla gelip düğmeye basılacak türden değil. Belli ki planlandı, uygulandı. Zaten bakan da o gece kimin “çarpıldığını” sonuçlarını önceden öngörmüş gibi açık açık söyledi.

CHP lideri ile ile 20 Aralık gecesini de konuştuklarını belirten Balbay, Kemal Kılıçdaroğlu’nun o geceyi mutlaka aydınlatmak gerektiğini söyleyip şunları vurguladığını yazdı:

“Öncelikle Meclis’te bunun araştırılmasını isteyeceğiz. Arkadaşlar hazırlıklarını yaptılar. Geçmişte 128 milyar doların peşine düştüğümüz gibi 20 Aralık gecesinin de hesabını soracağız. Akıldışı, güven ortamını tümüyle ortadan kaldıran bir adım daha attılar. Bunun bedelini millet ödeyecek.”

Kılıçdaroğlu, faizlerle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:

“Söyledikleri her şey yalan. Faizleri düşürdük dediler, Türk Lirası’nı dolara bağladılar. Yaşadığımız tam bir dolarizasyon. Bu durum yoksulluktan öte açlığın kapısını açıyor. Halkın gündemi makarnanın fiyatı. Hayatın her alanında faiz var. Çiftçinin, esnafın kredi borçlarını bile faiziyle erteliyorlar.”

HODRİ MEYDAN

Kılıçdaroğlu, diğer sorulara şöyle yanıt verdi:

“Hodri meydan. Seçime gidelim. Anlık çözümler bulup iyiye gidiyoruz havası vermeye çalışabilirler. Hangi açığı kapatırlarsa kapatsınlar, güven açığını kapatamazlar. Kendi halkına dolar-faiz kumpası kuran bir iktidar bundan sonra hangi adımıyla güven verecek?”

AKP OYLARI NET BİR ALTERNATİFE YÖNELMİYOR

“Önceki seçimlerde AKP’ye oy vermiş seçmende ciddi bir çekilme var. Ancak bu seçmenin büyük yönelim gösterdiği bir parti yok. Halk iktidardan bıktı lakin net bir alternatife de yönelmiyor. Bunu nasıl sağlayacaksınız?”

Şu yanıtı verdi:

“Halkın bize sorduğu kritik soru şu: Siz ne yapacaksınız? Bu soru önemli. Bu, halkın başka seçeneğe yöneldiğini gösteriyor. Sadece bu iktidarın olumsuzluklarını anlatmak yetmez, çözümü koymak gerek. Bunu yapınca inandırıcı oluyoruz.”

Erdoğan’ın “CHP’li belediye başkanlarının cilası dökülüyor” sözüne Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu:

“CHP’li belediyeler Adalet ve Kalkınma Partisi döneminden kalan borçları ödeyip üstüne yatırım yapıyor. Mersin’de olduğu gibi iktidar engellerini de aşarak iş yapıyorlar.”

Mustafa Balbay, genel merkezdeki sohbetinden çıkardığı sonucu, ‘Kılıçdaroğlu adayını kendi adını önde tutarak perdeliyor’ diye yazdı.

Mustafa Balbay’ın yazısının tamamı için tıklayın