Kürşad Zorlu: Türkiye’nin çıkış yolu ve milli merkeziyiz
Kürşad Zorlu: Türkiye’nin çıkış yolu ve mill... ''Zorlu'yla geçen hafta SÖZCÜ ziyaretinde yaklaşık iki saat süren bir sohbet gerçekleştirdim, sorularımı yönelttim. İlk röportajını da gazetemize vermiş oldu''
Gazete yazıları ve TV'lerdeki siyasi analizleriyle tanıdığımız bir akademisyendi. Türk dünyasıyla kurduğu ilişkilerle de zaman zaman kamuoyunun gündemine geliyordu. Ancak… 19 Ekim 2022'de İYİ Parti lideri Meral Akşener'in taktığı rozetle karşımıza çıktı ve partinin sözcülük görevine getirilerek aktif siyasetin merkezinde yer aldı. Prof.Dr. Kürşad Zorlu'dan bahsediyorum. Akşener ve İyi Parti adına yapılan açıklamalarda ve sosyal medya paylaşımlarında sıkça görmeye başladığımız Zorlu'yla geçen hafta SÖZCÜ ziyaretinde yaklaşık iki saat süren bir sohbet gerçekleştirdim, sorularımı yönelttim. İlk röportajını da gazetemize vermiş oldu.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE BAĞIRDIM
■ Siyasete girmeye ne zaman karar verdiniz?
Aslında çocukluğumdan bu yana siyasetin içerisindeyim. Rahmetli babam kendisini ülkesine adamış bir dava adamıydı. Şüphesiz ondan çok şeyler öğrendim. Ta o yaşlarda kimse bunu kullanamazken kafama kazıdığı siyaset sloganı “Çalmayacağız, çaldırmayacağız, çalışacağız” şeklindeydi. Bakın doğduğum büyüdüğüm Yerköy İlçesi aslında ülkemin ihtiyaçtan duyduğu kardeşlik hukukun bir örneğidir. Bir yanımız Yozgat diğer yanımız Kırşehir. Yoğun bir Kürt nüfusu var, Aleviler var. Ne mutlu bana içlerinde çok sayıda akrabalarım, dostlarım hatta kardeşim dediğim insanlarla büyüdüm. Öyle et tırnak olmuşuz ki rahmetli babaannem Atatürkçü, yiğit bir Türk kadınıydı ve bununla birlikte Kürtçeyi çok iyi bilirdi. Alevilik de benim için Türklüğün özüdür. Şimdi kalkmış birileri bu kardeşliği siyasete alet etmeye çalışıyor. Çözüm sürecinde de ekranlarda pek çok yerde bağırdım. ‘Gelin bu kardeşliğe nifak sokmayın' dedim. Bu konu siyasete alet edildikçe geriye götürülen birlikte yaşama irademiz oluyor. Oysa bölgesel ve grup dinamiği ile düşünülmediğinde ve birey özgürlüğü üzerinden bakıldığında milletimizin sinesinde zaten çözüm bulur. Otağımız ve enerji kaynağımız büyük Türk milletidir. İşte bu duygular içerisinde genel başkanımızın daveti ve çağrısı geri döndürülemez bir talimattı benim için.
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren: HDP’yi dışlama lüksü
AKP'NİN ELİTLERİ VE OLİGARŞİSİ
■ İYİ Parti'nin durduğu yer neresi?
Türk siyasetinde uzun zamandır tartışılan konulardan biri merkez sağ kavramıdır. Zira 90'lı yılların sonuyla birlikte ANAP ve DYP'nin erimesi, 2002'de bu sahayı doldurma iddiasında olan AKP'yi iktidara taşıdı. Ancak 20 yıllık siyasi iktidarın aşındırdığı pek çok kavramdan biri de yine merkez sağ kavramı oldu. Kendi pragmatik pozisyonuna uygun şekilde bunu da tanzim etme ve topluma da bunu benimsetme çabasındaydı. Çünkü bürokratik elitizme ve oligarşik düzene karşı çıkarak kısa sürede büyüyen AKP, zamanla kendi elitlerinin ve oligarşisinin toplum gerçeklerinden koptuğu bir siyaset simgesi haline geldi. Dindarlık, muhafazakarlık ve son olarak milliyetçilik üzerinden geliştirilen siyaset mühendisliğine rağmen merkez sağ kavramını da bu harmoni içerisinde tekelinde tutabilmeyi amaçladığını görüyoruz. Ta ki İyi Parti'ye kadar…
AKŞENER İKİ ÖNEMLİ BİRİKİMİ TEMSİL EDİYOR
■ Burada araya girmek istiyorum. Çünkü sizden net bir yanıt almak istiyorum. Siyasetin neresinde konumlanıyorsunuz?
Uzun zaman sonra farklı kesimleri, farklı siyasi kimlikleri bir arada tutabilecek ve herkesin temsil edilebildiği bir parti doğdu. İYİ Parti'nin ilkesel yapıtaşları olan milliyetçi, demokrat ve kalkınmacılık yaklaşımı, Türk milletinin makul çoğunluğunu esas alan bir duruşu ortaya koymaktadır. Sayın Meral Akşener ise iki önemli düşünsel birikimi temsil ediyor. Birincisi merkez sağ geleneğini özümsemiş ve tecrübe etmiş bir anlayış, diğeri de milliyetçiliği demokrasi kültürü ile geleceğe taşımak isteyen bir duruş. Bu kapsamda İyi Parti'nin bir başka özgünlüğü engelleri, bariyerleri bir bir yıkarak, imkansızlıkları aşarak merkez-çevre etkileşiminde yeni bir alan açabilme imkanıdır. Bu iki önemli nokta, “İYİ Parti'yi Türkiye'nin bugün ihtiyaç duyduğu yeni bir merkez sağ dinamiğine oturttu ve siyaset sahnesinde bir milli merkez olarak yükseltiyor.”
Mehmet Barlas: Ekrem İmamoğlu, İyi Parti'ye mi geçiyor?
İŞİ VE AŞI ADİL DAĞITAN HERKESİ KUCAKLAYAN BİR MERKEZ
■ Bu nokta önemli. İçeriği nedir bu milli merkezin?
Gelinen aşamada toplumun merkez siyasetten beklediği karar ve uygulamalar farklılaşıp, ortaklaşmakta. Siyasi iktidarın devlet sisteminde yarattığı tahribat toplum yapımıza da etkilemekte. Vatandaşın, ortaklaşan sorun ve kaygıları sağ ve sol kavramlarının en azından gelecek tasavvuru bakımından geçirgenliğini artırmakta. Çünkü bu iktidarla liyakat ve hakça bir paylaşım tarihe karıştı. Toplumun daha az sayıdaki kesimi sürekli kazanırken sayıca daha büyük bölümü sürekli kaybetmeye mahkum bırakılmakta. İYİ Parti siyasetin merkezinde konumlanarak işi ve aşı millete adil olarak dağıtmayı başarabilecek bir refah devletinin inşasını, bu merkezde olmak isteyen herkesi kucaklayan şuurlu bir demokrasiyi, aşırılıkları reddeden ve batı-doğu dengesini kurabilen bir Türkiye portresini arzulamakta.
GERÇEK BİR TOPLUM SÖZLEŞMESİ
■ Klasik bir “merkez sağ”dan ziyade harmanlanan bir siyaset diyebiliriz.
Kesinlikle. Bunu hiçbir yurttaşımızı ayırt etmeden birleştirerek başaracağız. Sosyal yardımları kesmeden daha etkin hale getirerek gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. PKK, YPG, FETÖ ve diğer tüm terör örgütleriyle etkin mücadele içerisinde olacağız. Kimse merak etmesin kararlılıkla, adaletle bu mücadelenin en iyisini yapacağız. Tepeden inmeci, vesayetçi ve otoriter siyaseti ortadan kaldırarak halkın taleplerinin aşağıdan yukarıya sistemin her yerine ulaşabildiği bir merkez olabilme iddiasındayız. Bizim iktidarımızda yeniden çekim merkezi olabilecek gerçek bir toplum sözleşmesi vaat ediyoruz. Burada üç vazgeçilmezimiz bulunmaktadır. Birlikte yaşama iradesi, uzlaşma kültürü ve empatiyi ülke sathına yaymak. Atatürk'ün açtığı yolda, Cumhuriyet değerlerine bağlı, gücünü Türk milletinden ve tarihi dinamiklerinden alan bir devlet bugün de yarınlarda da vatandaşlarımızı bu sözleşmede tutacaktır.
Hem batı hem de doğuyla ilişki kurulmalı
■ İYİ Parti iktidara gelirse dış politika dengesinde nerede duracak?
Aslında milli merkez yaklaşımımızla uyumlu bir yerde duracağız. Uluslararası kurallar ve uluslararası hukukun çerçevesi temel itibarıyla batı tarafından oluşturulmuştur. Dolayısıyla yer yer istisnai neticeleri olmakla birlikte uluslararası nitelik taşıyan olay ve olgular batının hukuk, egemenlik ve meşruiyet anlayışının dışına çıkmadan yönlenmektedir. Burada batıyı iki merkezde irdelemek mümkündür. Biri ABD diğeri Avrupa ve onun çeperi. Ukrayna savaşı bu çepere ilişkin safların keskinleştiği bir süreç oluşturmuştur. Bugün uluslararası sistemin oluşa geldiği soğuk savaş döneminin yönetim koşulları belirli değişimler göstermiştir. Batı karşısındaki ülkeleri optimal bir demokrasi anlayışına sevk edebilmenin yolu da karşıtlık ve küresel parçalanma üzerinden değil birleştiricilik ve uyum üzerinden yürünmesini gerekli kılmakta. Artık kalkınma da karşıtların işbirliği ile sürdürülebilir. Örneğin tedarik zinciri meselesi…
Şimdi asıl önemlisi Türkiye'nin bu dengeler içerisinde nerede konumlanacağı. Türkiye, Çin ve Rusya'nın önde olduğu Doğu ile ekonomi ve enerji konularında yüksek bir bağımlılık yaşanırken, değerler sistemi, hukuki ve yapısal olarak batı ile bağımlılık içerisindedir. Ne yazık ki Cumhuriyetin kazanımlarından ve dünyadaki özgün yerinden uzaklaşan Türkiye şimdi bu iki bağımlılık arasında teraziyi bozarak bir tür kıskaçta kalmıştır. Çok tartışılmadı ama demokrasiyi, kuvvetler ayrılığını aşındıran bu ucube yönetim sistemi de böyle bir sıkışmışlığın neticesinde daha rahat gün yüzüne çıkmıştır. Türkiye neden burada kalsın! Hem batıyla hem doğuyla ilişkilerini ileriye götürebilir. İYİ Parti'nin bu ucube yönetim sistemini değiştirme iddiası bir yönüyle Türkiye'nin dış politikasını da yeniden onarabilmenin tezahürüdür.
“Türkiye kendi eksenini kurabilmeli”
■ İktidar zaman zaman ABD karşıtı zaman zaman Avrasyacı zaman zaman Batıcı. Buna da kompartıman siyaseti diyorlar.
Bugün dış politikada yaşanan savrulmanın belirgin bir özelliği de çok yönlülüğün uygulanamaması ve caydırıcılığın ciddiyetten uzak seyretmesidir. “Bu can bu tende durdukça…”denilen yerden defalarca tavizler verilerek nerelere gelindiğini hatırlamaya gerek yoktur. Aksine Türk jeopolitiği, her iki bağımlılığı kendi çıkarlarımız doğrultusunda rasyonalite etmeyi ve bu jeopolitikten kaynaklanan güç kaynakları ile karşı bağımlılık alanları açmayı başarmalıdır. Türkiye, kendi ekseni üzerine kurabilmelidir. Biz İyi Parti olarak Türkiye'nin bu dengenin tam merkezinde olabileceğine inanıyoruz. Yani Batı'nın diğer dünya ile etkileşiminde ötekileştirmeyi değil uyumu hayata geçirebileceği bir merkez üssü olabilmek bize göre mümkün. Bu elbette batı dışındaki dünya açısından da Türkiye'yi vazgeçilmez kılacaktır. Gelin görün ki demokrasiden, çoğulculuktan, hukukun üstünlüğünden ve refah devleti olma iddiasından kopulması Türkiye'nin kendi coğrafyasındaki özgünlüğünün kaybolmasıdır. Bu kodu yitirmiş bir Türkiye, bahsettiğim kırılgan denge halinde işlevsiz bir ülke haline gelecektir.
Altılı masa kulisi: 'Ortak aday' için 4 parti net
Akşener'in 2010'da yaptığı ‘Hayır' çağrısı
Kürşad Zorlu, yargının Fetullahçılar tarafından ele geçirildiği 2010 referandumuyla ilgili şu tespiti yaptı:
“2010 referandumunda genel başkanımızın çağrısına ve uyarılarına kulak verilip o anayasa değişikliği gerçekleşmeseydi bugün böyle bir yıkımla karşılaşmazdık. O gün davul zurna çalanların şimdilerde genel başkanımıza demokrasi hikayeleri anlatması da ülkem adına bir başka hazin durumdur.”
İLK DÖRT MADDE VURGUSU
Zorlu'nun şu cümlesi de dikkat çekiciydi: “Bizim anayasaya ilişkin kırmızı çizgilerimiz var. Mesela ilk 4 madde ve onun ruhunun korunması. Bu konu tartışmaya kapalıdır bizim için.”
Türk dünyasıyla ilişkilerde yeni model
■ Sizin Türk Dünyasıyla ilgili uzun yıllardır yürüttüğünüz çalışmalar var. Pek çok ödül aldınız. Partinizin bu dış politika anlayışında Türk Dünyası nasıl olacak?
Türk Dünyası benim için vazgeçilmez bir ideal. Çok az insanın bu konuda yazıp çizdiği bir dönemde karşılıklı ilişkilerimizin güçlenmesi adına her kademede ve olabilen her imkanı kullanarak mücadele ettim. O zamanlar hükümetin gündeminde çok geri sıralardaydı bu konu. Şimdilerde bu ilişkilere önem vermelerini ülkem adına elbette doğru bulurum. Türk Devletler Teşkilatı'nın başlangıcından geldiği bu noktaya kadar her aşamasında yer aldım. Oralar benim için artık yurtdışı değil dış yurtlardır. Ancak bugün artık ülkemin kendi ayakları üzerinde daha sağlam durabilmesi için Türk Dünyası çok daha önemli ve gerçekçi bir hal almıştır. Eğer güçlerimizi doğru ve işlevsel şekilde birleştirebilirsek 1.5 trilyon dolar milli hasılaya rahatlıkla ulaşabilir ve Türk dünyasını bir tür ticaret ve kültürel geçiş hattı yapabiliriz. Örneğin son dönemde konuşulan Trans-Hazar projesini yıllarca ben gündemde tutmak için çok uğraştım. Biz İYİ Parti olarak Türk dünyasını dış politika anlayışımızın kalbine yerleştireceğiz. Oradan güç ve heyecan alarak hem batıyla hem de Avrasya sahasıyla milletimize yakışan bir ilişki modeli kuracağız. Hiç uzağa gitmeye gerek yok Türk Dünyası Bakanlığı kurma projesi Türk siyasetinde sadece Meral Akşener'e aittir. Bu vesileyle tüm Türk Dünyasına da çağrıda bulunmak isterim ki İYİ Parti iktidarında bu sahadaki tüm kazanımlar korunacak ve her birisi çok daha ileri ve sağlam bir noktaya taşınacaktır.
"Kürşad Zorlu: Türkiye’nin çıkış yolu ve milli merkeziyiz" haberi, 10 Ocak 2023 tarihinde yazılmıştır. 10 Ocak 2023 tarihinde de güncellenmiştir. Politika kategorisi altında bulunan Kürşad Zorlu: Türkiye’nin çıkış yolu ve milli merkeziyiz haberi 2023 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Kürşad Zorlu: Türkiye’nin çıkış yolu ve milli merkeziyiz 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Politika konusunda 05 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.
YORUM YAZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.