Prof. Dr. Tecer: Deniz salyasını laboratuvar ortamında parçalayıp, etkisiz hale getirmeyi başardık

Prof. Dr. Tecer: Deniz salyasını laboratuvar ortamında parçalayıp, etkisiz hale getirmeyi başardık

Prof. Dr. Tecer: Deniz salyasını laboratuvar... Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi'ni etkisi altına alan deniz salyasını, laboratuvar ortamında reaktif oksijen türleriyle difüze ederek, deniz salyasını parçalayıp, etkisiz hale getirdiklerini söyledi.

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi'ni etkisi altına alan deniz salyasını (müsilaj), laboratuvar ortamında reaktif oksijen türleriyle difüze ederek, deniz salyasını parçalayıp, etkisiz hale getirdiklerini söyledi. Tecer, "Belli bir aşamaya geldik. Devasa bir Marmara Denizi'ne uygulanması nasıl olacak? Hangi koşullarda, hangi projelerle bu oksijenlendirmeyi yapacağız ? Bundan sonra bunun çalışmasını gerçekleştirmemiz, yürütmemiz gerekiyor" dedi.

Marmara Denizi'ni aylardır etkisi altına alan ve ciddi tehdit oluşturan deniz salyası (müsilaj) sorununu ortadankaldırmak için çalışmalar sürüyor. Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi'nden son 10 gündür alınan deniz salyalarını Çevre Mühendisliği Bölümü Laboratuvarı'nda reaktif oksijen türleri ile difüze ederek, deniz salyasının içindeki organik maddeleri parçalayıp etkisiz hale getirdiklerini söyledi.

"Yaptığımız çalışmayla deniz salyasını bertaraf etmeyi başardık"

Prof. Dr. Tecer, yaptıkları çalışmayla, deniz salyasını parçalayıp etkisiz hale getirip temizledikten sonra dibe çökmesinin sağlandığını belirterek, şunları söyledi:

"Kod atmosferik plazma yöntemiyle ürettiğimiz reaktif oksijen türleri, uyguladığımız su ortamına çok kısa bir süre içerisinde çözülmüş oksijen konsantrasyonunu artırıyor. Dün çalıştığımız numune, denizin diplerinden, derinlerinden getirilmişti. Burada ölçmedik çözülmüş oksijen konsantrasyonunu lakin dünkü yaptığımız çalışmada 0.8 miligram/litre civarında bir çözülmüş oksijen vardı ki bu deniz ve su ortamlarında çözülmüş oksijen miktarı 2 miligram/litrenin altına düştüğü zaman o deniz ve su ortamlarında biyolojik hayat tehlikeye girer. Mesela çupra 6-7 miligram/litre çözülmüş oksijen seviyesinde yaşar ancak. Düşünün pek çok balığın öleceği, yaşamayacağı anlamına geliyor. Biz 0.8 miligram/litrelik çözülmüş oksijene sahip deniz salyası örneğini içeren suyu çok kısa bir süre içerisinde reaktif oksijenle aşağı yukarı 13-14 miligram/litre seviyesine getirdik ki bu tam anlamıyla tatlı suların ihtiva edebileceği çözülmüş oksijen miktarıdır. Dolayısıyla biz şunu artık yaptığımız çalışmalardan söyleyebiliriz, biz deniz salyasını, müsilajını kod atmosferik plazma yöntemiyle, üniversitemiz sanayi işbirliğiyle ortaya koyduğu teknolojiyle, ürettiğimiz reaktif oksijen türleriyle bertaraf etmeyi, parçalamayı, gidermeyi ve deniz suyuna oksijen kazandırmayı başardık."

"Marmara Denizi'ne uygulanması nasıl olacak?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Bu sorunu ortak çözeceğiz' çağrısıyla, Tekirdağ
Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin'in görevlendirmesi ve desteğiyle diğer projeleri bırakıp, son 10 gündür deniz salyası ile uğraştıklarını belirten Prof. Dr. Tecer, "Belli bir aşamaya geldik. Bu sonuçlarımızı ilgili makamlara da sunacağız. Bundan sonra yapmamız gereken şey, evet biz laboratuvar koşullarında bunu başardık, bunun devasa bir Marmara Denizi'ne uygulanması nasıl olacak? Hangi koşullarda, hangi projelerle bu oksijenlendirmeyi yapacağız? Bundan sonra bunun çalışmasını gerçekleştirmemiz, yürütmemiz gerekiyor" diye konuştu.

"Laboratuvar ortamında deniz suyunu oksijenlendirdik"

Prof. Dr. Tecer, 5 litrelik suda yaptıkları 4-5 saatlik çalışmada deniz salyasını tamamen ortadan kaldırıp, deniz suyunu oksijenlendirdiklerini ifade ederek, "Ama bütün Marmara Denizi ve bütün deniz salyası konsantrasyonunu düşündüğümüz zaman ne kadarlık bir uygulama, ne kadarlık bir oksijen gerekiyor ve bunun uygullakin şartları projelendirmesi nasıl olacak bunu tamamen çalışmamız lazım. Ama şunu söylememiz lazım, bu deniz salyasına mücadele konusunda pek çok tedbirin ve eylem planının birlikte yürütülmesi, eş zamanlı olarak götürülmesi lazım. Bugün de Sayın Çevre Bakanımız, eylem planını açıklayacak. Orada da mutlaka kısa ve orta vadede yapılması gerekenler ortaya konulacak lakin çözüme yönelik arıtma tesislerinin daha iyi arıtılması, azot ve fosfor gideriminin yapılması, buraya deşarjların önlenmesi, kontrolün sağlanması tabii ki gerekli, uzun vadede bunların olması gerekiyor. Ama bir taraftan da acil olarak sorunun çözümüne katkı verebilecek yöntem ve teknolojilerin de uygulamaya alınması gerekiyor. Biz deniz salyasını yaptığımız uygulamayla gidermeyi başardık, deniz suyunu tekrar daha da iyi konuma oksijenlendirilmiş hale getirdik laboratuvar koşullarında. Artık bunun uygulamada nasıl olacağına, ne şekilde uygulanacağına çalışmamız gerekiyor. Zaten üniversite olarak da desteği bu konuda bekliyoruz. Çalışmalarımız sürecek" dedi.

"İnsan sağlığı ve canlı yaşamı üzerindeki etkileri araştırılıyor"

Çalışmalarında deniz ortamlarında kirleticilerin insan ve diğer canlılar üzerindeki etkilerini de araştırdıklarını söyleyen Prof .Dr. Tecer, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Deniz salyası, tek başına kendisi bir kirletici değildir. Ne toksik ne de zehirli bir kimyasal değil. Ancak bu  deniz salyasının mukoza yapısında deniz ortamında bulunan mikroorganizmalar, patojenler, zararlı mikroorganizmaların birikmesi, orada yaşam ortamları oluşturması çok mümkün. Kaldı ki zaten ona yönelik çalışmalar da var. Normal deniz suyunda bulunabilen patojen mikroorganizmaların çok daha fazlasının bu deniz salyasının yapısı içerisinde bulunduğunu ortaya koyan çalışmalar var. Bu şu demek, böyle bir suyla muhatap olduğunuz ve deri ya da solunumla temas ettiğiniz zaman mikroorganizmalara bağlı hastalıkların hedefi haline geleceksiniz demektir. Sağlıkçıların da belirttiği gibi, ishalden cilt hastalıklarına, alerjik semptomlara kadar birtakım sağlık problemlerinin yaşanacağı anlamına geliyor. Tabii, bunun balıklar üzerinde, canlı yaşamı üzerinde doğrudan etkisi şu şekilde oluyor. Deniz salyasının en büyük etkisi suyun içerisindeki oksijeni tüketiyor olması. Su tabakasının üzerini kaplayarak güneş ışığının gelmesini ve fotosentezin önlenmesi anlamına geliyor. Yani denizin içerisinde oksijen tükeniyor, oksijen kazanma yolları kapanıyor ve canlılar soluk alamaz hale geliyor. Yani canlının hayatını devam ettirilebilmesi için denizin içerisinde oksijen olması lazım. Oksijen olmayınca zaten başka bir şey yapmanıza gerek yok." (DHA)

TIKLAYIN-"Marmara "ölü deniz" haline geldi, deniz salyası tatlı su kaynaklarına da yayıldı"

TIKLAYIN- Deniz bilimci Prof. Dr. Cemal Saydam'dan deniz salyası tehdidi altındaki Marmara Denizi açıklaması: Balığı artık unutun

TIKLAYIN-Meclis’te deniz salyası alarmı; "Marmara Denizi ölürse peşinden Karadeniz de ölür"

 

"Prof. Dr. Tecer: Deniz salyasını laboratuvar ortamında parçalayıp, etkisiz hale getirmeyi başardık" haberi, 06 Haziran 2021 tarihinde yazılmıştır. 06 Haziran 2021 tarihinde de güncellenmiştir. Yaşam kategorisi altında bulunan Prof. Dr. Tecer: Deniz salyasını laboratuvar ortamında parçalayıp, etkisiz hale getirmeyi başardık haberi 2021 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Prof. Dr. Tecer: Deniz salyasını laboratuvar ortamında parçalayıp, etkisiz hale getirmeyi başardık 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. Yaşam konusunda 22 Kasım 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 15:06 Narin cinayetinde yeni detaylar çıktı: "Avucundaki saç ve kıl..."
  2. 15:01 ASELSAN ve SSB arasında 135 milyon euro'luk sözleşme imzalandı
  3. 14:58 TCMB'nin faiz kararı ardından UBS işle Deutsche Bank'ın Aralık ayı tahmini dikkatleri çekti
  4. 14:46 Bakan Uraloğlu açıkladı: "Havalimanı sayısı 60'a çıkacak"
  5. 14:46 Patronlar Kulubü TUSİAD erken faiz indirimi uyarısında bulundu
  6. 14:45 TOBB açıkladı: Ekimde kurulan şirket sayısı yüzde 5,5 arttı
  7. 14:36 Kılıçdaroğlu'na siyasi yasak davası bugün hakim karşısında
  8. 14:36 Aşk hayatları kötü giden burçlar 2025 yılında da değişmedi!
  9. 14:36 Marmara'da fırtına beklentisi: Meteorolojiden uyarı geldi!
  10. 14:35 ALES sonuçları ne zaman açıklanacak? 202A4 ÖSYM ALES/3 sınav sonuç tarihi
  11. 13:40 Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Sever'e "Ak troller" davasında beraat
  12. 13:30 Sera Kadıgil'den kadına yönelik şiddetle mücadele komisyonuna Cevizoğlu'nun seçilmesine tepki
  13. 13:27 Galatasaray'da yeni sezonun ilk transferi Jakobs!
  14. 13:24 İnsanlık tarihinin en eski alfabesi keşfedildi!
  15. 13:22 Kemal Kılıçdaroğlu bugün hakim karşısına çıkıyor
  16. 13:22 Ali Babacan: Bakü’deki çevre toplantısına Erdoğan ile birlikte 1860 kişi gitmiş
  17. 13:20 Meteoroloji’den fırtına uyarısı: Karadeniz, Ege ve Akdeniz’i etkileyecek
  18. 13:18 Kredi kartı ödemeleri arttı!
  19. 13:17 Özgür Özel: "Psikolojik üstünlük bizde, Erdoğan'ı çıldırtan da bu"
  20. 13:15 Ekim ayında kapanan şirket sayısı yüzde 13,2 arttı!
Yaşam Haberleri