Başbakan Binali Yıldırım’ın varlığını kabul ettiği 15 Temmuz Darbe Girişimi’ndeki istihbarat zaafiyetinin 2011 yılında MİT’in TSK içerisinde istihbarat yapma yetkisinin alınması nedeniyle olduğu yönündeki tartışmaya Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök de katıldı. Ertuğrul Özkök; bu iddiayı doğru bulmadığını, bir binbaşının Darbe Girişimi hakkında yeterli bilgiyi MİT’e verdiğini söyledi.
Özkök, “Ben kendi payıma bir gün, MİT Müsteşarı ile Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürünün 15 Temmuz akşamüzeri yaptığı telefon konuşmasının açıklanmasını bekliyorum'' dedi.
Özkök’ün yazısında şu ifadeler yer aldı:
YOKLUĞUMDA Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi ile Nagehan Alçı arasında bir tartışma başlamış.
Konusu da şu:
MİT’in 2011 yılına kadar Silahlı Kuvvetler içinde istihbarat yetkisi varmış, ama o tarihte kaldırılmış.
*
Ben anlamadım, o nedenle müsaadenizle şu soruyu soracağım.
Son günlerde konuştuğumuz mesele “MİT’in Silahlı Kuvvetler içinde istihbarat yapıp yapmaması'' konusuyla mı ilgili...
*
Devam edeyim.
Tamam, MİT’in ordu içinde istihbarat yapma yetkisi yoktu.
Dolayısıyla MİT istihbarata gidemedi.
İyi tamam da, 15 Temmuz günü ordu içinden istihbarat onun ayağına geldi...
*
Bir binbaşı gelip açık açık bir darbenin bütün koordinatlarını verdi.
O zaman ben de şunu sorayım.
15 Temmuz günü, böyle net ve açık bir istihbaratı değerlendiremeyen MİT, kendi istihbaratını nasıl değerlendirecekti ki...
*
Ben kendi payıma bir gün, MİT Müsteşarı ile Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürünün 15 Temmuz akşamüzeri yaptığı telefon konuşmasının açıklanmasını bekliyorum.
Hani MİT Müsteşarı’nın Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürüne telefon açıp iki defa üst üste “Orayı koruyabilir misin'' dediği günü...
*
Merak ettiğim de şu:
O gün MİT Müsteşarı tam olarak ne demiş...
Koruma müdürü de ona tam olarak neler söylemiş...
*
Mesela şunu sormuş mu:
“Hayrola tehlikeli bir durum mu var? Buraya kim saldıracak, kime karşı koruyacağım...''
Sorduysa, MİT Müsteşarı da kimin saldıracağı bu soruya ne cevap vermiş...