68 Kuşağı Mülkiyeliler: Son nefesimize kadar hayır

68 Kuşağı Mülkiyeliler, başkanlık referadumu hakkında kamuoyuna açıklama yaptı. 143 Mülkiyeli ülkenin giderek karanlığı sürüklendiğini ifade etti.Açıklamada şu ifadelere yer verildi:AKP’nin anayasa teklifi, sert kuvvetler...

68 Kuşağı Mülkiyeliler, başkanlık referadumu hakkında kamuoyuna açıklama yaptı. 143 Mülkiyeli ülkenin giderek karanlığı sürüklendiğini ifade etti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

AKP’nin anayasa teklifi, sert kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik bir başkanlık sistemi değildir. Cumhurbaşkanının hem yürütmeyi, hem yasamayı, hem de yargıyı eline geçirdiği teokratik karakterli bir dikta rejimdir. Bu teklifte ayrıca, cumhurbaşkanının partili olması nedeniyle rejimin meşruiyetinin kaynağı azınlık temelli olacaktır. Buna rağmen, Cumhurbaşkanı tüm yönetim işlerini yapabilecek, bugün başbakan ve bakanların kullandığı bütün yetkileri kullanabilecektir.

Meclisi kapatabilecek, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yasama yetkisine ortak olacak, kanunları veto edebilecektir. Yüksek mahkemelere, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na üye atayacak, yargıyı belirleyecektir. Bütün bunları yaparken hiçbir şekilde hesap vermeyecek, işlemlerinden sorumlu tutulamayacaktır. Herkese dokunabilen ama kendisine dokunulamayan bir kadir-i mutlak kişi olacaktır.

Çünkü bu rejimde denge-denetleme mekanizmaları yoktur. Düzen, Cumhurbaşkanında toplanan yetkilerin hiçbir şekilde sınırlanmaması üzerine kurgulanmıştır. AKP teklifi, Osmanlı’nın “padişahlık'' düzeninin dahi gerisindedir.

AKP’nin “Türk tipi'' dediği rejim arayışı, Türk devlet geleneğine aykırı bir düzendir. Daha çok Roma döneminin “monokrasi'' anlayışına paraleldir. Roma’nın “monokrasi'' anlayışı, sonraki yıllarda Avrupa’da, egemenlik hakkını Tanrı’dan aldığını iddia eden krallıklar tarafından sürdürülmüştür.

Şimdi Türkiye’de “seçilmiş krallık'' olarak canlandırılmak istenmektedir. AKP iktidarının bu dayatmasına biz,MHP liderliğinin yaptığı gibi boyun eğemeyiz. “Madem cumhurbaşkanı hukuka uymuyor, o halde hukuku cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zorladığı fiili duruma uyduralım'' diyemeyiz.

Böylesi bir teslimiyetçilik, cumhuriyetin laik ve demokratik karakterinin yanı sıra üniter bir hukuk devleti olmasından da vazgeçilmesi anlamına gelir. Başkanlık koalisyonunun kriz ve biriken sorunlara çözüm için tek bir önerisi var:

Erdoğan için başkanlık görünümlü rejim değişikliği… Latife olarak, zaman zaman bizlere takılanlara net olarak belirtiyoruz ki, her zaman “Önce Türkiye'' idi son nefesimize kadar da “Önce Türkiye'' olacak. “Demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti'' olan Türkiye Cumhuriyeti için bu teklife her zeminde karşı çıkıyor ve “Hayır'' diyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

Suriyelilerin kendi bayraklarıyla kutlama yaptığı Taksim ise 1 Mayıs’ta işçilere kapatılıyor
Mayıs ve Erdoğan'ın Taksim öfkesi
Burcu Köksal, belediyede 'kayıt cihazı ve gizli kamera' olduğunu iddia etmişti: Vali yanıtladı
Taksim tam olarak özgür olana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz
Nihal Candan'dan eleştirilere yanıt: İnsanlar bizden nefret ettiği için ömür boyu mu yatacağız