Alınan bilgilere göre, darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden 99 kişinin cenazesi Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumuna getirildi.
Cenazelerden kimlikleri belirlenen 90'ı ailelerine teslim edildi. Adli Tıp Kurumunda bekleyen 9 cenazeden 5'inin kimliğinin henüz belirlenemediği, birinin ise Fas uyruklu Jouad Merroune olduğunu öğrenildi.
Adli Tıp Kurumunda bekleyişini sürdüren Hakan Sivri, yaptığı açıklamada, Çengelköy'de askerlerin ateş açması sonucu kardeşi Kader Sivri'nin hayatını kaybettiğini ve kardeşinin 2 çocuğunun yetim kaldığını söyledi.
Toplanan grubun dağılması için üzerlerini ateş açıldığını belirten Sivri, "Kuleli Askeri Lisesinin askerleri, arkalarında rütbeli askerlerle birlikte ilk önce plastik mermi sıktı. Arkalarından rütbeli askerler de kendi mermilerini sıktı. Ondan sonra asker G3 mermisi sıktı. G3 mermisi kardeşinin sağ göğsünden girip sırtından çıktı." dedi.
Emir alan erlerin arabaların altından topluluğun ayaklarına doğru, rütbelilerin ise daha yüksekten direk öldürmek amacıyla ateş ettiğini aktaran Sivri, "Bu darbe değil, amaçları insanları öldürmekti. Ben önüme düşen bir insanı kurtarmak istedim. Şortumu kaldırarak silahım olmadığını söyledim. Ateş etmeyin dedim. Gösterdim. Tamam dediler. Sonra ateş açılınca ölen kişinin önüne atladım. Çocuk kollarımda can verdi." diye konuştu.
Murat Kutlutürkan ise olay gecesinde bir akraba ve bir arkadaşının şehit düştüğünü ifade ederek, "Boğaziçi Köprüsü'nde askerler üzerlerine doğru ateş etmiş. O esnada arkadaşlarımız da yaralanıyor. Kaldırıldıkları hastanede ise hayatlarını kaybediyorlar." ifadelerini kullandı.
Büyük bir üzüntü içinde olduklarını dile getiren Kutlutürkan, "Birisi çok iyi bir babaydı, diğeri de çok delikanlı bir arkadaştı. Kim niye öldürdü, kim neden öldü, orasını Allah biliyor? Yanımızda asker annesi var o da ağlıyor. Onun çocuğunu da birileri öldürdü." dedi.
"Hep şehit olacağım diyordu"
Vatan Caddesi'ndeki saldırıda hayatını kaybeden 34 yaşındaki Murat Kocatürk'ün ablası Yasemin Moğultay da "5 ve 10 yaşlarında iki çocuğu vardı. Ayakkabı mağazasında çalışıyordu. Parmak izinden bulmuşlar. Annem ve babam mahvoldu. Türkmen Cephesi'ne de gitmişti. Hep şehit olacağım diyordu" şeklinde konuştu.
Bu arada bölgede oturan bazı vatandaşlar Adli Tıp Kurumunun önüne gelerek cenaze yakınlarına bir ihtiyaçları olup olmadığını sordu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait araçtan da vatandaşlara çeşitli ikramlar yapıldı.