ABC Kritik | Berk Yüksel | Echo ve Narcissus

Berk Yüksel yazdı...

“İnsan yaşamında eksik olanı her şey sanır!”

Ovidius’un “Dönüşümler”’inde 3.kitap 340. mısradan itibaren anlatılmaya başlanmıştır bu hikâye. Echo diye bilinen yankı ve meşhur Narcissus’un hikâyesi…

Narcissus doğduğu gün, Kâhin Tressias bir kehanette bulunur. Onun uzun ve mutlu bir ömür süreceğini, bunun içinse bir tek şart olduğunu söyler. Şart ise Narcissus’un hiçbir zaman ve hiçbir şekilde kendisini görmemesidir… Mit kısaca şöyledir...

“Narcissus genç bir delikanlı olduğunda tüm genç kızları ve perileri kendisine âşık edebilecek bir görüntüye sahipti. Fakat kendisi onları hiç umursamıyordu.” “Efsaneye göre, kâhinler Narcissus için eğer kendi yüzüne bakmazsa çok uzun yaşayacağını söylemişlerdi. Narcissus doğdu, büyüdü ve birçok kızın ve perinin âşık olduğu bir genç oldu. Fakat duyarsızdı bu âşıklara karşı kendisi. Günün birinde bir peri olan Echo âşık oldu Narcissus’a, fakat onun da aşkı karşılıksız kalınca Echo üzüntüden zayıfladı ve inleyen bir ses olarak kaldı. Narcissus’un aşklarına karşılık vermediği kızlar ve periler, Echo’nun da halini görünce Tanrılardan öçlerinin alınmasını istediler. Tanrılar kabul edecekti bu dileği. Günün birinde Narcissus bir av sonrasında su içmek için bir pınar kenarına geldi. Su içmek için eğildiğinde kendi yansımasını gördü ve görür görmez beliren siluete âşık oldu. Bakakaldı suya öylece. Bağırmaya başladı Narcissus kavuşmak istediği sevgilisine… Bu durumu gören Echo her ne kadar kırgın olsa da Narcissus’a acıdı… Orada öldü Narcissus yorgunluktan… Acıdı ona su perileri. Ölüsünü yakmak için odun toplamaya gittiler. Döndüklerinde cansız bedenin yerinde sadece bir çiçek duruyordu. Bugün ‘Nergis’ diye bildiğimiz çiçeğe dönüşmüştü Narcissus. Derler ki ölülerin geçtiği Styx nehrinden geçerken bile sudaki yansımasına bakmıştır…”

Echo’nun ve Narcissus’un kitaptan kitaba değişen hikâyeleri bulunmaktadır. Kendi yansımasına sürekli bakmaktan kendini alıkoyamayan ve su birikintisindeki yansımasına bakarak ölüp giden Narcissus kendini tanıma safhasında cisimde kalan insanı temsil eder. Echo adlı bir peri kızının ve sonrasında da kendisinin ömrünü çürütmüş sözde kahramandır. 

Hikâyenin sonundan “Sudaki yansımasına âşık olup, ona ulaşmak için suya atlayıp boğulmuştur.” klasik çıkarım “Narsisizm” hastalığına yakalananlar için dünyadaki tek odak kendileridir şeklindedir. Oysa kâinatın yaratılış öyküsüne benzer Echo ile Narcissus’un hikâyesi...

Birlik için iki ayna arasında bir elmadır denir. İki ayna arasındaki cisim sonsuza çıkar; ama bir tanedir. “Mevlana’nın Mesnevî’sinde anlatıldığı üzere, adamın biri yolda bir ayna bulur. Çirkindir, aynaya bakınca kendini görür ve çok çirkin olduğunu anlar. Sonunda aynayı tekrar yere atar ve şöyle der: “Boşuna değil, sahibin seni atmış, terk etmiş.” İşte böyle, herkes kendi özündekini, kendi yansımasında görür. 

Her insan birbirinin aynasıdır. Sevdiklerimiz ayna tutar bize, biz kendi özelliklerimizin yansımasını görürüz onlarda. Anlatıdan basit çıkarım için Echo’nun aşkı ve Narcissus’un duyarsızlığı yeterlidir. Oysaki su: “Her şey sendedir” der. “Kendine, özüne, derinlere bak” der. Ona diğer insanlar gibi ayna olur. Ayna saydam bir camın arkasındaki “sır” denilen ve çok ince metal bir tabakanın sürülmesinden elde edilen bir âlettir. Aynaya maddi anlamda güzel görünmek için bakıyor olsa da, kendi manevi güzelliklerini, derinliklerini görebilmek için aynaya bakmak insanı heyecanlandıracaktır. Özünü gören, bilen, tanıyan, idrak eden insancık olmaktan çıkıp ehil insan olur.

Gözler kendini görmekten aciz olmamalıdır. Öz özünü bir başkasının gözünde görecektir. İbni Arabî’nin dediği gibi: “ Senin Tanrın senin aynandır ve sen O’nun aynasısın. Ben sendeyim ve sen de bendesin.” Kişi önce kendisine karşı dürüst olmalı aynada gördüğü eserinden memnun olup onu geliştirmeye devam etmelidir. İnsanoğlu, kendi benliğini ve iç dünyasını arındırmalıdır. 

Düşüncelerinin tutsağı değil, düşünce sahibi olan birey aynadaki yüzleşmeden kaçınmaz. Ne aynaya, kendine, özüne bakmaktan korkar, kendine yalan söyler ne de Narcissus gibi kaba aşırı değer vererek maddi güzelliğe hayran kalıp bakakalır. Onun için erdem, insanın kendini aşma gücüdür. Velhasılıkelam, bilmeyi olmaya dönüştürmek için gözümüz içimize çevrilidir. İki ayna arası sayısız olasılıktan özgür iradesi ile seçerek, görerek yolculuğuna devam eder bilinçli “gerçek insan”. Bu yolda güç, bize gücün iki tarafının da bizde, kendimizde olduğunu idrak etme gücünü de vererek bizimle olsun…

“Acı dolu şehre giden yol benden geçer, 
Ebedi acıya giden yol benden geçer, 
Kayıp insanlar arasındaki yol, benden geçer...”

Dante

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kritik Haberleri

100. Yıl törenleri ve Cumhuriyet'i sahiplenme
Merve Dizdar, teşekkür konuşmasında Erdoğan'a övgüler sıraladı, ne olurdu?
Mitingi kalabalık göstermek için hangi hileleri deneyip yakalandılar?
İşte 4 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete'deki karar
Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel'in cumhurbaşkanlığı geçerli değil mi?