Önce bu davada son durum ne?
Ceza davası İstanbul/Küçük Çekmece 2. Asliye Cezada devam ediyor.
Yarın 10.00'da duruşmam var.
Yeniden bütün dosyayı genel olarak bir gözden geçirdim, neler buldum neler?
Cumhuriyetin 100. Yılında, bir parti, bir gazeteci ve bir mahkeme...
100. Yılın şanına yakışır bir dava.
Bu dava yıllar sonra da olsa, Hukuk fakültelerinde, siyasi tarih, hukuk tarihi, usul ve esas açısından, davacılar ve savunma açısında, yargı açısından, iddia makamı açısından, ceza ve hukuk açısından, hukuk felsefesi için üzerinde akademik çalışmalar yapılacak bir dava.
Bu dava bir bakıma benim için, yarım asırlık gazetecilik hayatım açısında Jübile /!?) gibi bir şey oluyor.
“Jübile” ne demek hiç düşündünüz mü? Sporda, sanatta toplum hayatında, süre çalışanların onuruna düzenlenen bir kutlama, anma, şükran töreni. Futbol kulüpleri, takımda on yılını dolduran oyuncuları adına jübile düzenlerlermiş.
Size bu çok seküler gibi görünen terim, aslında dini bir arka plana sahip.
“Dekan”, “Rektör” gibi.
Bizimkiler Laikliğin bile varlık ve meşruiyetini İncil’den aldığını ve bunun Katolik inancında dini bir tanım olduğunu da bilmezler.
Laiklik din-devlet ayrılığı değil, ayrılmazlığını ifade eder.
Ruh ve beden ilişkisi şeklinde bir bütünlüğü ifade eder.
Bu anlamda Laiklik batıda çatışmama, paylaşım ve işbirliğini ifade eder.
Gelse bunu sen bizimkilere anlat.
Anlatamazsın, ben 3 yıldır “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin papatyaları”nın ne anlama geldiğini anlatamıyorum. Bunların Türkçe ve Edebiyat dersinden kaç not aldıklarını merak ediyorum.
Bir de, 3 büyük holding LGBT’ye pozitif ayırımcılık uygulama kararı alınca, ben demişim ki “Şu şuşu holdingler bu fahişeLER ve TÜREVLERİNE (LGBT demeyeceğiz ya, STK’lar istişare toplantısında dini kavramlar ve halkın anlayacağı şekilde anlatalım diye bir karar almışız, bu yazı onun ardından yazıldı) pozitif ayrımcılık uygularken bizim yeşil sermaye ne yapıyor?”..
Suçum bu.
KADEMcileri kızdıran, “batıdan gelen fonlarla rutubet merdiven altı derneklerden plazalara taşındılar” demişim. “Ter kokuyorlardı şimdi parfüm kokuyorlar” demişim.
Yok anam, sizin kendi yaşınız ne, derneğinizin yaşı ne?
Dernek kurucularının babası o gün başbakandı, bugün Cumhurbaşkanı.
Villada kuruldunuz, bunu bilmez miyim.
Ben Gislavedmarka kara lastikayakkabılı mesh giymiş abiler ve ablalardan söz ediyorum. (Tabi ,o da parası olanların alabildiği).
Mesela ben “Yemeni” giyenlerdenim. Siz onların ter kokuları, rutubet kokuları içindeki asil mücadelelerinin mirasını tüketiyorsunuz. Siz kim oluyorsunuz bu övgüyü hak edecek. Zaten kınadığım onların ardından gelenlerin, servet ve iktidarla tanıştıktan sonrası dönüşleri ile ilgili değil mi idi.. Siz Osman Yüksel’i hiç tanımıyorsunuz, okumamışsınız anlaşılan.
Eminim Çiğ köftenin (Etsiz, kısır’ı değil, etlisinden söz ediyorum) ve Kolbastının tarihini de bilmiyorsunuz!
İbrahimi direniş ve Kur’an öğreniminin yasak olduğu yıllardaki direnişin hikayesi gizlidir orada.
Şimdiler McDonald’çı, Hamburgerci,Pizza’cı, Starbuck’çu filan. Onun tarihini biliyorlar. Yakında sentetik etle ya da çıtır böcek kokteyli ile tanışacaklar. Artık Müslüman mahallesinde Salyangoz satışı serbest!?. Ve tabi, hepsi Helal sertifikalı.
Daha ne komik şeyler var, MÜSİAD kurucu başkanından bir alıntı yapıyorum, orada STK’lardan bahsediyor, KADEM’in avukatı mal bulmuş gibi “İşte buradaki STK’dan kasıt KADEMdir” diyor.
2 Nolu baro üyesi bu kişi hakkında Baroya suç duyurusunda bulundum bakalım ne karar verecekler.
İddianame desen bir başka alem. Müştekiler güya kendi adlarına şikayette bulunmuşlar ama hepsi aynı tip dilekçenin altına imzalarını atmışlar. Kimi savcılık ifadesinde, birlikte karar aldık diyor zaten. Ama karar, parti karar defterinde yok! Zaten imzalamak istemeyene de mobing uygulamışlar. Kimine babası “imzalarsan hakkımı helal etmem” demiş, Ankara’dan ve il teşkilatından birileri baskı yapmışlar imzalatmışlar.
80 il şikayetçi olmuş, 81. İl başkanı da müşteki gözüküyor iddianamede. Ve o günden bu güne, müşteki il başkanlarının yarısı, ölüm, istifa, görevden alma, seçimle değişmiş.
Neyse, Jübileye dönecek olursak, Eski Ahit’e göre, Yahudi’lerde, “50 yılda bir Yehovaya’ya ve dinlenmeye ayrılan yıl” için kullanılıyor. Ben 50. Yıl jübilesi desem de yok öyle tatile filan çıktığım yok. Dilerim Azrail’i ayakta karşılarım. Katoliklerde durum biraz farklı, Roma’ya Hac yapmaya gidenlerin günahlarının kilisece bütünüyle bağışlandığı yıl, onlar için Jübile oluyor.
Hukuk davasına gelince, O Ankara’da ANKARA’da 35. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir dava.. Hakime hanım acele etti, hemen kararı verdi, hatta savunmamı bile yarıda keserek. Ceza davasının sonucunu beklemeden. İstinaf da, diğer itirazlarımızı görüşmeden, Ceza davasının sonucunu beklemeden karar verdiği için, usulden bozarak, ilk derece mahkemesine iade etti. O dava, Ceza davası sonuçlandıktan sonra yeniden başlayacak.
Güven Erkaya davası 20 yıl sürdü, AİHM süreciyle birlikte, Askeri Ceza Mahkemesindeki dava 7,5 yıl sürdü, 6. Kolordu askeri mahkemesinde, sonra adli yargıya intikal ettirildi, 2,5 yılda öyle geçti, zaman aşımından düştü. Bakalım bu dava kaç yıl sürecek? Şimdiden 3 yıl geçti. Bu dava, basit gibi görülse de, 312 General davasından daha karmaşık bir dava. Oradaki olumsuzlukların hepsi burada da var. Burada Parti Genel merkezi, Kadın kolları genel başkanlığı, 81 il bir de KADEM var, aynı yazı ile ilgili başka parti, kişi ve kuruluşlar da suç duyurusunda bulunmuştu, garip bir şekilde onların şikayeti reddedildi. Onlar ''bize hakaret edildi'' diyor, bunlar ''bize'' diyor. Yahu kardeşim ne hakereti, İngilizcesini söyleyince pozitif ayırımcılık uygulanan onurlu bir iş ise, Türkçesini söyleyince niye hakaret oluyor?
Ben beyazlar mahallesinde bir zenciyim. 50 yıllık sanığım, beyaz efendilerimin damarlarına bastığım için. Benim eski kardeşlerimin bazılarının çocukları derilerinin rengini değiştirdiler ve ben hala zenciyim!
Davacıların çoğu sanırım yazıyı okumamış bile.
Bir çok kişi davanın sonuçlandığını zannediyor.
Dün bana karşı linç kampanyası başlatanlar, troller, davayı haber bile yapmıyorlar.
Evet, yarın yine K. Çekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinde duruşmam var.
Orada olacağım. Bu mahkemenin vereceği karar bu dünya için, ama bu mahkemede yargılandığım süre, benim İlahi Adalet Divanında beraatimin bir gerekçesi olacak.
Bu dünyada sonuç ne olursa olsun, yaşadığım bu süreç, bu davanın o gün yeniden görülmesi için yeter de artar bile.
Eminim o gün sanık olarak ben ve müştekiler yer değiştireceğiz.
Ve tabi o gün bana küfreden troller ve kiralık kalemler ve bu işi tezgahlayanlar.
Onların isimleri Kiramen Katibin zabıtlarında mevcut.
O gün onlar da orada sanık sandalyesinde olacaklar, bugün VIP takılsalar da!